"Bende var" diye tekrarlayarak Cihad'ın babasına doğru yürüdü. Saçı kahverengi, biraz sarıya kaçıyor, gözleri siyah idi. Boyu ondan büyük ve efendi birine benziyordu.. "Allah senden razı olsun, gel benimle!" diye söylediğinde göz yaşlarını sildi..
Hemen yolun diğer ucuna doğru koştular ve hastanenin içerisine girdiler.. Cihadın yattığı odaya vardığında kimse yoktu.. "Doktor bey, oğlum nerde? Cihad Karagüven?" panik yaparak odanın içerisine girip iyice baktı. Doktor da "Beyfendi, 156 numaralı odaya gönderildi" dediğinde, Cihadın babası "A Rh positif kan grubu buldum. Bu delikanlıda!" doktor sevinerek ikisini 156 numaralı odaya götürdü. Cihadın annesi yanındaydı onunla konuşup duruyordu, kan kayıbından uyuyarak bayılmasın diye..
Delikanlı yatağa uzanarak doktorlar kan almak için iğne vurup işlerini hallettiler. O arada Cihad "Allah senden razı olsun, bana kanını verdiğin için" delikanlı sevinerek "Amin ecmain kardeşim. Şey.. Sana birşey sorabilirmiyim?" ve Cihad kafasınla evet işareti yaptığında "Bu duruma nasıl düştün?" bir kaç dakika sustuktan sonra "Hatırlamıyorum kardeşim. Sadece Berlindeydik ve geri dönüş için arabamıza bindik yola çıktık. Arabada uyudum.. Sonra hiç birşey hatırlamıyorum. Doktorlar dedi ki feci bir araba kazası geçirmişim. Herşey yaklaşık bir ay önce oldu.." delikanlı şaşırdı "Ney, bir ay mı? O nasıl oluyor kardeşim? Komadamıydın?" Cihad cevap vermedi sustu ve arkasını döndü.. "Kusura bakma kardeşim bu soruyu sormamalıydım. Allah şifa eylesin sana" ve sessizce "Estağfirullah. Amin inşaAllah" diye cevap verdiğinde göz yaşı çıktı..
Telefon çaldı "Alo Samed amca, ben istediklerini türk bakkalından aldım fakat araya önemli birşey girdi" diye konuşmayı devam ettiğinde Cihad şaşırarak arkasını döndü delikanlıya baktı.. "Yarım saatlik iş, biter birazdan" telefonu kapattıktan sonra Cihad merakla "Samed amca mı? Hangi samed amca kardeşim? ve delikanlı şaşkın bakışlarıyla "O yakında benim kayın babam olacak. Şey, Fatih cami de ki Samed amca. Tanıyormusun?"
O delikanlı Serhatmış..
Üzgün bakışlarıyla "Yok kardeşim yanılmışım" dediğinde yine arkasını döndü.. O arada doktorlar geldi ve Serhatı çözdüler.. Cihad dan vedalaşıp odadan ayrıldı.. Cihad ağlamaya başladığında annesi babası odaya girdi "Oğlum neyin var? Biyerin ağrımaya mı başladı? Doktorları çağırayim mi??" Cihad sustu.. Hiç kimseyle konuşmak istemedi.. Kalbi paramparça oldu..
"Allah'ım beni Ravza ile karşılaştırıyorsun, gönlümü ona veriyorum ama nasip o delikanlıya mı? Allah'ım nolursun onunla evlenmesin.. Nolursun, yalvarıyorum..."
Doktorlar onun hastanede bir hafta daha durmasını istediler. Annesi babası evlerine döndü, dinlenmeleri için..
O arada Ravzanın babası "Bir dahasına başka bir iş çıktığında bana haber et Serhat!" diye kızınca Serhat özür diledi ve sonra daha fazla kızmasın diye olayları anlatmak istedi.. Bir genç Berlinden eve doğru yolculuk yapmak istediğinde kaza geçirmiş diye olayları anlattı.. Samed amcanın içine büyük bir korku sardı.. Bir an da yolun ortasında durduğunda eline telefonu aldı..
Telefon çaldı.. "Alo Cihad oğlum, nerdesin?"
_______________________________
Sizce Cihad olayları anlatacak mı, yoksa üzüntüden susacak mı? Siz ne düşünüyorsunuz?
☆ Hikayeyi devam okumak istiyorsanız, voting etmeye unutmayalım inşaAllah..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Helalim ol
Ficção AdolescenteBiz aşk dediğimizde, onlar şevhet olarak gördüler. Yani nasıl desem.. Her şekilde ulaşılabilir olduk, sosyal medya bizi bu duruma getirdi malesef.. Ve o yüzden özlemenin anlamı bilemez olduk. Mektuplar yazılmıyor, mesajlar atılıyor.. Yastık altında...