Gece oldu herkes uyumaya gitti.. Fakat Ravza uyuyamadı ağlıyordu korkudan, babası mektubu elinden almıştı çünkü. "İnşaAllah Cihad'ın yanına gidip bir şey yapmaz.." diyerek uykuya daldı.
Haftasonu..
Sabah Namazı kıldıktan bir kaç saat sonra Ravza Annesi ile kahvaltı hazırladı. Ardından Babası ve küçük erkek kardeşi uyanıp sofraya oturdu.. Pek sessiz idi, kimse konuşmuyordu. Kardeşi şaşkın bakışlarıyla "Neden konuşmuyorsunuz? Hep sohbet ederdik?" Dün gece evde ki olayları gördüğü halde, soruyu yinede sormak istedi. Kimse cevap vermeyince kahvaltısına devam etti.. Bir kaç dakika sonra ise Babası ağaya kalkıp "Ben çıkıyorum" dedi. Ravza nereye gitmek istediğini sormak istedi fakat korkudan ağzını açamadı.. Tabağını kaldırıp mutfağa götürdüğünde "Bey, nereye gideceksin" sorusu geldi içerden.. Ellerini yıkadıktan sonra içeriye geri gelince "Ben Fatih Camii'ye gideceğim, ve başka işlerimi halledeceğim. Selametle" diyip evden ayrıldı.. Ravza hızlı bir şekilde masanın üstünde olanları mutfağa götürdü, ardından masayı temizleyerek "Anne sen yemeğini devam ye. Benim bugün bir işim vardı, dışarıya çıkmalıyım" dedikten sonra odasına gitti.. Üstünü başını değiştirdi, salona gidip ayakkabısını giydi ve evden ayrıldı..
O ara Cihad arkadaşı Erkan ile dışarda kafa dağıtmak için top oynuyordu, diğer arkadaşları geldikten sonra takımlar oluşturup maç yaptılar. Gülüp eylendiler, ard arda goller attılar. Bir arkadaşı saha dışından Cihad'a "Alex de Souza koşuyor koşuyor ve sol ayak.. Gooooool" seslenerk sevindi.. Herkesin keyfi yerindeydi.. Yaklaşık bir saat oynadıktan sonra Cihadın telefonu çaldı, ekrana baktı hayırdır inşaAllah diyerek "Selamunaleykum Samed amca?"
Nerde olduğunu merak etmiş Lübeck'e gelmesini istedi.. "Arkadaşlar kusura bakmayın, benim gitmem gerek. Haftaya yine görüşürüz inşaAllah" dedikten sonra sahadan ayrıldı. Arabasına binip yola çıktığında kafasında bir kaç sorular oluştu.. Hayırlı olduğunu umuyordu.. Varınca arabasını park etti ve bir baktı ki kapının önünde dikilmiş onu bekliyordu. "Selamunaleykum, geldim. Hayırdır inşaAllah?" Cihadın Namazını kılmasını istedi ve sonra bir yere gidip beraber kahve içmek istediğini söyledi.. Cihad abdestini alıp öğle vaktini kıldı, yirmi dakika sonra çıktı ve arabasına doğru yürüdüler.. İçi birden tuhaf oldu, merak içerisindeydi.. Citti park mağazasına gidip bir lokantaya girdiler, birer kahve ısmarladılar.. Samed amca kahvesini içmeye başladı, Cihad ise onun konu açmasını bekledi.. Bir yudum içmek istediğinde "Cihad, senden bir ricam var" diye başladı konuşmaya.. Dertli görünüyordu, bir sıkıntısı var olduğu fark ediliyordu.. Ve kahvesinden bir yudum içtikten sonra "Ravza'dan uzak durmanı istiyorum" dedi ve Cihadın kalbi küt küt daha hızlı atmak üzere iken, Samed amca cebini kurcalayıp mektubu ortaya çıkardı "Bunu sen yazdın demi?" dedikten sonra Cihad ne söyleyeceğini bilemedi.. Titreyerek elindeki kahveyi masaya koydu ve "E..ev.. Evet amca.. Ben yazdım..." Ardından kızgın bir şekilde mektubu Cihadın önüne koyarak "Al bu mektubu, sende kalsın"
Neler olduğunu anlayamadı..
"Ben Serhat'a vereceğim biricik kızımı. Bir modacılık yapan serseriye veremem" dedikten sonra masadan ayrıldı..
Garson olayları gördükten sonra yanlarına yaklaştı, Cihad onun eline bir kaç kuruş sıkarak Samed amcanın peşine koştu.. Önüne geçti ve yalvarmaya başladı.. Nerdeyse göz yaşları akmak idi..
"Bana neden böyle davranıyorsun Samed amca? Benim yanlışlarım varsa, düzelt.. Nolursun.." Ama onu kenara iterek yoluna devam etti.. Cihad yine önüne geçerek söylediklerini tekrarlayarak yalvarmaya devam etti ..
"Modacılığı bırak, ondan sonrası Allahu Alem. Hadi oğlum çekil önümden" son cümlesi bunlardı.. Cihad yerinden kımıldayamadı.. İşini bırakmasını istedi.. Neden böyle bir şey istedi, anlam veremedi..
O ara Ravza Fatih Camii'nin içerisindeydi, Babasını arıyordu. Bir amcaya içeriye bakmasını istedi ve o içerde yok olduğunu söyleyince daha çok korkmaya başladı.. Dış kapıya çıkarak telefonu eline alıp Babasını aradı.. "Alo Baba, nerdesin?" Citti Park mağazada olduğunu söyleyince Ravza hemen yola çıktı.. Yanına geleceğini söylemedi, orda onu bulacağına umuyordu.. Çünkü Cihad ile buluşmuş olabilir diye düşünüyordu.. On dakika sonra varınca acele içerisinde çağresizce dükkandan dükkana dolaştı.. Fakat bulamadı....
"Allah'ım inşaAllah Babam ters bir şey yapmamıştır. Cihad ile buluşmamıştır.. Sen bana yardım et.. Bize yardım et.."
Zaten Samed amca mağazadan ayrıldıktan sonra Cihad Hamburg'a doğru yolculuk yapmaktaydı.. Ravza malesef geç kaldı.. Durdurmak istedi, ortalık daha çok karışmasını istemedi.. Ama olmadı.. Demek ki Allah böylesini istemiş.. Ve ya hâla bir kapı açık olabilirmi ikisi için ? Allahu alem ..
[...]
Erkan arıyor "Selam kardeşim, birden ortalıktan kayboldun. Merak ettim, iyimisin?"
"İyi değilim kardeşim.. Hiç iyi değilim.."
Üzüntüden daha fazla konuşmak istemedi.. Ve daha hâla araba sürdüğü için telefonu kapatmak zorunda kaldı.. Hamburg'a vardıktan sonra haber etmesini istedi, onunla buluşmak için.. Yarım saat geçti ve ardından buluşma noktasına gitti.. Onun oturdu sokağın oraya park etti, arabasından inip Erkanı görünce sarıldı.. Gözü kırmızı idi, ağlamış gibi bir hali vardı.. Evine davet etti, içeriye girdikten sonra Cihad lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı.. O ara Erkan arkadaşı Çayı hazırladı, koltuğa oturup onun gelmesini bekledi..
Cihad geldi, karşısına oturup "Benim ona olan Sevgimi görseydi, içimde Cenneti görürdü" diye konuya bu cümle ile başladı.. Ardından Samed amca ona neler dediğini söyleyince, Erkan onun moralini düzeltmek için elinden geleni yapmakta idi.. "Gel balkona çıkalım, biraz temiz hava iyi gelir" diyerek Çayları alıp beraber balkona çıktılar, moral toplamaya çalıştılar. Ama olmadı.. Cihad daha çok üzgün idi..
"Erkan.. Aklıma ne geldi biliyormusun? Bana Patronum 110'000 Euro miktarında Prim vermişti bir kaç ay önce.." Arkadaşı Çayı masaya koyarak ne söyleyeceğine merak etmekte idi..
Cihad sevinç içerisinde ayağa kalkarak "Çok güzel bir fikrim var güzel kardeşim..."
_______________________________
Cihad duyduklarına inanamadı, ona resmen Serseri dedi. Bu olaylardan sonra Samed amcanın gönlünü alabilirmi? Ve onun fikri ne acaba.. Yorumlarımızı bekliyorum
☆ Hikayeyi devam okumak istiyorsanız, voting etmeye unutmayalım inşaAllah..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Helalim ol
Novela JuvenilBiz aşk dediğimizde, onlar şevhet olarak gördüler. Yani nasıl desem.. Her şekilde ulaşılabilir olduk, sosyal medya bizi bu duruma getirdi malesef.. Ve o yüzden özlemenin anlamı bilemez olduk. Mektuplar yazılmıyor, mesajlar atılıyor.. Yastık altında...