♉9.BBTD2♉

3.9K 705 368
                                    

Eveet telefonum bozulduğu için yb atamadım. Özürlerimi iletiyorum😔

Sınırımız 430.

İyi okumalar...

JİMİN

"Tanrım, yaşadığına hala inanamıyorum."

"Ama bu imkansız."

"Peki ya yarası... Ona ne oldu?"

"İnan bana hiçbir fikrim yok."

Sesler... Bir türlü kesilmek bilmiyordu. Vücudumun her yeri sızlıyordu ve gözlerimi açmakta bile zorlanıyordum. Gözlerimi aralamaya çalıştığımda sesler tekrar gelmeye başlamıştı.

"Tanrım uyanıyor!"

Yavaşça gözlerimi açtığımda karşımda tanımadığım iki kafa duruyordu. Kaşlarımı çatarak tanıdık olmayan bu yüzlere bakmaya başladım.

Bunlar da kimdi? Yada soruyu değiştirelim, ben neredeyim?

"İşte uyandı."

"Nasılsın?"

Yerimde doğrulmaya çalıştığımda karşımdaki kız hızla uzanarak yanından bir yastık aldı ve arkama koydu. Öksürerek arkama koyduğu yastığa yaslandım. Ciğerlerim çok ağrıyordu ve nefes alıp verirken ciğerlerime bir şeyler batıyor gibiydi. Sağ elimi göğsümün üzerine koydum.

"İyi hissetmiyor musun? Su ister misin?" karşımda hızlı hızlı konuşan kıza bakarak kafamı salladım. O kalkarak mutfak olduğunu tahmin ettiğim yere gittiğinde ondan birkaç yaş büyük duran çocukla başbaşa kalmıştım. Boğazını temizleyerek gözlerini gözlerime dikti.

"Bir yerin ağrıyor mu?" demesiyle elimi göğsüme bastırdım.

"Nefes alıp verirken ciğerlerim ağrıyor." dedim ve koşarak bana su getiren kıza baktım. Yere diz çöküp suyu dudaklarıma yaklaştırdı. Başımı biraz geri çekerek "Ben içerim" dediğimde başını iki yana salladı.

"İyi değilsin, ben içiririm." dedi ve elinin birini çenemin altına koyarak suyu içirmeye başladı. Birkaç yudum içtikten sonra başımı geri çektim ve başımı hafifçe eğerek teşekkür ettim. Ardından yan yana oturmuş bana bakan bu iki kişiye tekrar baktım. Hayır, kesinlikle onları tanımıyordum.

"Siz... Kimsiniz?" Sorumla beraber ikisi de birbirine baktı. Şaşırmış görünüyorlardı. Onları tanımam mı gerekiyordu?

"Kim miyiz? Hiçbir şey hatırlamıyor musun?" diyen kızla başımı iki yana salladım.

"Hayır, hiçbir şey hatırlamıyorum." Kız kendini işaret etti.

"İyi düşün. B.ben senin küçük kız kardeşin Lee Min Ji." dediğinde başımı iki yana salladım. Hızla yanında bana boş boş bakan çocuğun omzuna yapıştı. "Bak bu da Sung Woo Bin, arkadaşın..." Başımı tekrar iki yana salladığımda çocuk kızı kolundan çekiştirerek bir odadan içeri girdiler. Bunun üzerine doğrularak etrafıma bakmaya başladım. Neredeydim? Daha doğrusu neden bir şey hatırlamıyordum. Ayağa kalkmak için bir hamle yaptığım sırada ciğerlerimde tekrar bir sızı hissettim. Bana ne olmuştu?

Gözlerimi kırpıştırarak bulunduğum odayı incelemeye başladım. Ev tamamen ahşaptan yapılmıştı ve evin duvarlarında birkaç süs eşyası haricinde asılı silahlar da vardı. Bulunduğum oda mutfağa bitişikti. Gözlerim masanın üzerinde duran çerçevelere takıldığı sırada çaprazımdaki kapı açılmıştı. Başımı o tarafa çevirdim. Bir kız girmişti ve elinde poşetler vardı. Siyah saçları göğsüne kadar geliyordu ve buradan bile ne kadar zayıf olduğu anlaşılıyordu. Gözlerimi kısarak ona baktım. Hayır, onu kesinlikle tanımıyordum.

BTS'in Başı Türklerle Dertte 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin