4. BÖLÜM

155 49 106
                                    

Bölüm Şarkısı : Sezen Aksu- Küçüğüm

İyi okumalar ❤

--------------------

Küçükken yaşadığım anıları geçirdim zihnimde.Aslı ve Derin'in bana kardeş olmasını , anne özlemimi çok ufakta olsa gideren Emel Anneyi , yurttaki tüm kızları ve yurt müdürünün küçükken yaramazlık yaptığımda beni çağırıp ellerime vurmasını...Şimdi onlardan çok uzaktaymışım gibi hissediyorum.Başka bir odada , başka bir yatakta...Bana özel dolapların bana özel eşyaların bulunduğu lanet bir yerde...

Ve tekrar yaşadıklarım geldi aklıma.Aslı'nın sulu gözlerle beni uyandırması...Müdürün yanına indiğimde karşılaştığım o yabancı yüzü...Beni alıp başka bir eve , kardeşlerimden uzağa götürmek daha iyi koşullarda yaşatmak istediğini soğuk ve yabancı bir sesle söyleyen adam...Ağlamıştım , çok ağlamıştım.Dayanamıyordum sanki acıya...Ama şuan buradayım...Sarı olan yatak örtümün üstüne oturduğumda kafamı yastığa yasladım.Tavanla bakıştım öylece.Geceleri tavanla dertleşmiyorum tabii ki de.Ama sıkılan canımı ve akan gözyaşlarımı iyileştiriyor bazen tavan.Kardeşlerim olmadan yaşadığım şu hayata asla iyi gözle bakamıyordum.Hele ki Aslı ve Derin'in bu kocaman evi paylaştığım adam beni götürürkenki gözyaşları.Birbirimize sarılmıştık ve gözyaşlarımızı akıtmıştık.Acıyan ruhlarımıza aldırmadan atmıştım adımımı yurdun bahçesinden çıkmıştım...

Aralanan kapının sesi beni ürküttüğünde gözlerimi kapıya doğrulttum, "Venüs, rahatsız etmiyorum değil mi? Yemek yiyelim hadi aşağı gel çabuk."

"Aç değilim."

"Venüs , saçmalama!"

"Aç değilim dedim ya sana!"

"Çabuk aşağı gel!Derhal! Bekliyorum seni." İçimden oflamaya başladığımda kapıyı çarparak çıktı.İşte bu adam hayatımı zehir eden bu adam! Beni kardeşlerimden ayıran adam ! Timur Çetin!

Bana babalık mı taslıyordu?Benim babam asla yoktu!Annem de babam da. Venüs Yıldırım'ın bir ailesi yok ve asla da olmayacak! Beni bırakıp giden o zavallı babanın yerine mi gelmişti şimdi Timur Çetin ?

Daha fazla ısrar etmeden yeni evimdeki ilk yemeğimi yemek için aşağı indim.Ahşap merdivenlerin sonu geldiğinde derin bir nefes aldım ve salondaki siyah ve kırmızı sandalyeleri olan beyaz masaya oturdum.Önümdeki yemek benim yurtta ancak ayda veya iki ayda bir yiyebildiğim bir yemekti.Et...Biraz masraflı diye pek yedirmezlerdi bize.

Beyaz önlüklü bir kadın gelip önüme salata servisi yaptığında Timur Çetin'e çevirdim bakışlarımı.Yemeğine bakıyordu.Yüzü hafiften kırışmıştı sanki acı çekiyormuş gibiydi surat ifadesi.Ne saçmalıyordum ben ? Acı çekse bu kadar sorunun içinden evlatlık almayı mı düşünür?

Daha fazla direnemedim ve yemeğimi yemeye başladım.İştahla bana verilenleri mideme doldurduğumda karşımdaki adamın bana parlak gözlerle baktığını gördüm.

"Beğenmene sevindim.Nurhayat Hanım'ın yemekleri hep güzeldir zaten." Gülümsemesi eşliğinde söylediği cümleleri dinledikten sonra hiçbir tepki vermeden yemeğime geri döndüm.Yemeği bitirdiğimde ise kalktım ve , "Ben doydum." Dedim ve ahşap merdivenlere yöneldim.

Beyaz kapımı aralayıp içeri girdim ve odamı incelemeye başladım.Sol tarafta mor bir kapı vardı ve bu kapı tuvaletti.İlk defa kendime özel bir tuvalet...Onun yanında dolap gibi sürgülü bir kapı vardı ve kapının ardında da giyinmek için büyük bir bölüm ve kıyafetler için koca bir dolap.Odanın hemen ortasında sarı örtülü bir yatak vardı ve onun yanında da bir çalışma masası...Pencerenin hemen yanında aynalı bir komodin vardı.Ve en sevdiğim bölüm...Sağ tarafta duvarı kaplayan koca bir kitaplık.Benim kitap okumayı sevdiğimi Aslı'nın ona söylediğini söylemişti kitaplığı ilk gördüğümde.Gözlerimin dolmasına aldırmadan kitaplığa gittim ve incelemeye başladım.İlk rafın yarısı bana yabancı olan kitaplarla doluydu.Bunları benim için kendisi seçmiş olmalıydı.Alt rafta ise benim kitaplarım.

GECE KARANLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin