3. BÖLÜM

188 54 70
                                    


Fotoğrafta Aslı,Derin ve Venüs var☺ Eğer hayal ettiğiniz gibi değillerse okurken hayal ettiğiniz karakterlerle devam edin ama bunlar benim seçimlerim ☺ İyi okumalar.❤

--------------------
Elimde tuttuğum zarfa şaşkınlık içinde bakarken uzun bir süre sessiz kaldım.Aslı atıldı;

"Ne oldu? ... Venüs ? ... İyi misin?"

"Bu ne lan?" verdiğim tepki sayesinde yanıma depar attı Aslı ve Derin.

"Bu ne şimdi? Şaka mı yapıyorlar?" Derin gözleri şaşkınlık içinde zarfa bakmaya başladı.

"Benim bilmediğim sırrı biliyormuş (!) Hangi manyak yazdı bunu? " Her ne kadar şakaya vursam da merak etmiştim mektubu kimin gönderdiğini.Mektubu zarfına geri koydum ve yatağımın yanındaki komodinin çekmecesine bıraktım.

"Venüs , arayalım mı?"

"Kızım manyak mısın? Ne araması!"

"Ya ne olacak ki Derin? En azından Venüs'ün 'gizli sapığını' buluruz." Kahkahaları arasında zorlukla söylediği sözlere karşı gözlerimi devirdim.

"Ne kadar komik! Şu sinsi yelloz Buse yapmış olmasın.Zaten bana gıcıktı.Ayrıca bu kadar saçma bir mektubu yazsa yazsa o beyinle o yazar." Kesinlikle çok doğru bir cümle kurmuştum.O beyinle ancak bunu yazardı değil mi?

"Yarın okulda kimseye bahsetmeyin kızlar!Özellikle sen Aslı! Yarın okul çıkışı numarayı arayalım." İkisi de aynı anda , "Tamam." Dediler ve ben de yorganımı kaldırıp yatağıma girdim ve kafamı yastığa gömdüm.Kapının açıldığını işittiğim sırada gözlerimi kapıya çevirdim.Emel Anne yavaşça içeri girdi bir ya da iki saniye bize göz gezdirdikten sonra ışığı kapattı ve odadan çıktı.

"Çocuk muyuz biz? Işığı kapattı gitti." Sözlerin sahibi olan Aslı'ya baktım ve , "Emel Anne böyle işte.Hala on yaşındayız ona göre." Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde birkaç dakikalığına geçmişe yolculuk yapmak istedim.

Ben yaklaşık dokuz veya on yaşındayken hasta olmuştum.Emel Anne bakmıştı tabii bana.Eğer yanlış hatırlamıyorsam yarım saatte bir ya meyve ile ya da çayla giriyordu.Bu kadar malzeme kullanması yasak olmasına rağmen gizlice alıp alıp bana getiriyordu.Bütün gece başımda beklemişti.Tabii geceleri kusmuştum o kadar meyveden sonra.Aslında hastalığım daha çok sebep olmuştu midemi bozmaya ama neyse...Anne özlemimi hep o giderdi.Fakat ben hasta olmadığım geceler hep yalnız başıma ağladım...Babamın veya annemin birtek resmi bile yok elimde.Sanki paramparçayım.Her yere dağılmışım.Beni yerden toplasalar yine bir parçam eksik kalır...Aile! O parçam aile işte! Eksiğim hem de büyük bir eksiklik bu...

*****

Sabah kalktım ve tuvalete doğru yürüdüm.İçeri girdiğimde suyu açtım ve yüzüme bol bol su çarptım.İşim bitince suyu kapattım ve aynadaki yansımama baktım.Acı doluydu gözlerim.Belki burukça gülümsüyordu dudaklarım.Ama ben buydum işte.Venüs Yıldırım.Güçlü olmaya çalışıyordum.Ve çalışmalarım zaferle sonuçlanmalıydı.

Odaya doğru yürüdüm ve dolaptan formamı aldım.Kıyafet giymek için kullandığımız gizli bölüme girip üzerimdekilerden kurtuldum ve okul formamı üzerime geçirdim.Bölümden çıktığımda hunharca böğürerek "Kızlar!Uyanın!" kızları sarstım.Yaklaşık beş kere aynı cümleyi sarf ettim ve sonunda uyandılar.

"Uykucular!" diye kızdım ve onlar giyinirken ben de banyoya gidip saçlarımı sıkıca tepeden topladım.Çantamı alarak aşağı indim ve yurdun bahçesindeki mor banka oturarak kızları beklemeye başladım.Sonunda indiklerinde okula doğru yürümeye başladık.

GECE KARANLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin