Uçaktan indiğimde etrafıma göz atıyordum, hatta yaklaşık bir 15 dakikadır gözümle Barış'ı arıyordum. Tam pes ettiğim sırada Barış'ı arabaya binerken gördüm, koşarak onun olduğu yere giderken ayakkabımın bağcığına takıldım ve yere düştüm ayağımın acısıyla inlediğimde birkaç kişi yardım etmek için yanıma geldi, bir çocuk elini uzatıp
"İyi misin?" Dediğinde bende kalkmak için elimi uzattım. Ayağa kalktığımda ayağımı yere bastığım sırada canım acıdığı için yüzümü buruşturdum
"Basamıyor musun?" Hayır dercesine kafamı salladım
"Burkulmuş olabilir, hasteneye götürmemi ister misin?"
"Hayır gerek yok benim acil işim var gitmem lazım" dediğim sırada çevremdeki bir teyze konuşmaya başladı
"Kızım şuan sağlığından önemli ne olabilir git bir baktır"
"Yok teyzecim iyiyim ben valla" çocuk araya girdi
"Basamıyorsunuz, bir baktıralım" dedi ve arabasına doğru götürdü. İlla bir bokluk çıkıcak, ben sakarlığımdan bıktım, o benden bıkmadı
...
Ayağım incildiği için sargıyla sarmışlardı, doktorlara teşekkür edip çıkışa doğru ilerledim, bu sırada bana yardımcı olan çocukta arkamdan geliyordu
"Bu ayakla rahatlıkla biyere gideceğinizi sanmıyorum istersen gideceğin yere ben bırakayım, tabi alacak biri yoksa" alacak biri yoktu ama taksiylede Barış'ın ev tutacağı sokağa gidebilirdim
"Saol kardeş gerek yok ben taksi tutar giderim"
"Taksi geleseye kadar böyle ayakta mı bekliceksin? Hem buraya kadar getirmişim gideceğin yerede bırakabilirim
"Yok gerçekten siz işinize bakabilirsiniz"
İşim olsa zaten burda olmazdım" dedi ve arabasına doğru ilerlememi sağladı
"Gerçekten gerek yok" çocuk kimdir neyin nesidir bilmiyorum bu sebepten dolayı istemiyordum
"Güvenmediğin için istemiyorsun, ama başka biryere götürcek olsam çoktan götürürdüm. Hem internetten bakabilirsin, ünlü bir iş adamının oğluyum bu işlerle, ne işim olur" haklıydı biryere götürücek olsa şimdiden götürürdü. Ve acelem vardı, istemsiz bir şekilde onayladıktan sonra arabasına binmemde yardımcı oldu
...
Arabanın camından gözümle Barış'ı arıyordum bir evin önünde, bir kadın bir adam ve sarışın bir çocuk gördüm, bu Barıştı
"Dur!" Dediğim sırada çocuk dikiz aynasından bana baktı
"Birşey mi oldu?"
"Hayır sen dur" başıyla onaylayıp arabayı sağa çekti, arabasının kapısını açtım zorlukla kapıdan çıkıp topallayarak Barış'ın olduğu yere doğru ilerliyordum, birden çocuk gelip kolumu tuttu yürümeme yardım amaçlı, Barış' ı gördüğüm için şu an hiçbir şeyi umursamadan hızlıca onun yanına varmak istiyordum
Barış'ın ağzından
"Evet bu evi tutmak istiyorum eşyalı değil mi?" Dediğimde adam kafasını salladı
"Evet, bugün yerleşebilirsiniz, ama öncelikle evli olamanız gerek. Yani evli kişileri bu eve satıyoruz" bu dediğine karşılık suratım düşmüştü. İstanbul'dayken bu evi çok beğenmiştim o yüzden buraya gelmiştim ama şimdi evli kişileri almaları moralimi bozmuştu. Bir anda tanıdık bir ses ile sağıma döndüm
"Baaarııışşşşş" bu Hayaldi şaşkınlıktan gözlerimi fal taşı gibi açtım tam birşey diyecekken ev sahibi araya girdi
"Bu eşiniz mi?"
"E-evet" o anki şaşkınlıkla ağzımdan evet kelimesi çıkmıştı. Ne diyordum ben? Ne eşi? Sıçtın Barış. Hayal sıçıcak ağzına...
"Aynen öyle, dur NE!" Hayal'i bir çocuk kolundan tutuyordu, hızlıca kendime çekip ağzını kapattım ve sessizce kulağına
"Açıklayacam her şeyi sadece eşimmişsin gibi davran sonrasını halledicem" kaşlarını çattı bu sırada ev sahibinin eşi konuşmaya başladı
"Maşallah çokta gençsiniz" dediğinde teşekkür edercesine gülümsedim, Hayal hala durumu idrak edemediğinden kaşları çatıktı, onu dürttüğümde kendine geldi ve
"He ha şey teşekkürler" dedi, Hayal'i getiren çocuğa baktığımda kaşlarımı çattım
"Bu çocuk kim hayatım?"
"O mu? O şey ya, şey işte nasıl tanımazsın, şeeeyy İş arkadaşım. Benim ayağım incilince buraya kadar getirdi saolasın" çocuk Hayal'e anlamsız gözlerle bakıyordu
"Ay Onur'cum sen gidebilirsin çok saol" dediği sırada ev sahibi araya atladı
"Ya bu, ünlü iş adamının oğlu Poyraz Seyhan değil mi?" Ha ha, siktir.
"Aaa beyfendi, benim göbek adım Onur. Arkadaşımda bana Onur demeyi çok sever dimi Hayal'cim" o Hayal'cim diyen ağzını boruya sokarım. Hayal'cim mişmiş. Hayal kafasıyla onayladıktan sonra çocuk 'görüşürüz' dedi ve el sallarak yanımızdan uzaklaştı. Aman aman görüşürüz müş Allah korusun. Allah göstermesin
"Kimliklerinizi alabilir miyim?"
"Eee şey şimdi biz yeni geldik uçakla, kimliklerde uçakta kaldı ben adamlarımı yolladım alıp gelicekler. Geldiklerinde gösteririm. Hem yalan mı söylicez" dediğimde adam gülümsedi
"Haklısınız, evde zaten eşyalar var yerleşebilirsiniz" bizde gülümsedik ve ev sahipleri yanımızdan uzaklaştı. Hayal'in ayağına baktığımda sargılıydı. Onu böyle yürütemezdim eve kadar. Kucağıma aldığım sırada söylenmeye başladı
"Lan! İndir beni, yürürüm ben. İndir! İndirsene"
"Allah'tan kendine iyi bak dedim ha"
Hayal'in ağzından
Koltuğa oturttuktan sonra yanıma oturdu ve iki saat söylenmeye başladı
"Kızım sen niye peşimden geliyorsun! Sana gelme dedim dimi gelme dedim. Beni sevmek zorunda değilsin bana acımak zorunda değilsin, vicdanını rahat tut lan artık acıtmıyor beni sevmemiş olman, alıştım ben acılara alıştım. Senide eşim diye tanıttım merak etme bikaç güne dönersin İstanbul'a bende iş için gitti derim eve sadece evli olanları alıyorlarmış" bunları sesini yükselterek söylemişti
"Sana dedim ki sana alışmam için izin ver, sen ne yapıyorsun? Kaçıp gidiyorsun. Bu mu çözüm Barış. Hem ben İstanbul'a tek dönmicem birlikte dönücez"
"Uzay ile seni öyle gördükten sonra beni seveceğine pek inandığımı söyleyemem"
"Herneyse Barış, ben sana ispatlicam, orda sarılmıyorduk benim ayağım takıldı"
"Neden susmayı denemiyoruz, duyucaklar bizi" dediğinde göz devirdim