Yarın akşam
"Neden hapse girmişti" 15 dakikalık sessizliğin ardından anneme bir soru yönelttim. Halıdan gözlerini ayırıp bana baktı oda dalgın gözüküyordu haliyle
"Birini öldürdü"
"Kimi?" Gözlerini gözlerimden ayırıp tekrar yere baktı bu konuyu konuşmak istemiyor gibiydi ama bunu bilmeye benimde hakkım vardı
"Söyler misin?"
"Burak Seyidoğlu, kızı ve oğlu vardı ama baban öldürmeden önce eşinden 2 sene önce ayrılmıştı" Seyidoğlu mu? Hiç yabancı gelmiyordu. Hatta düşündüğüm kişiyse... ah herneyse tam kalkıp odama gidecekken
"Nereye? Birazdan baban gelir" dediğinde duraksadım
"Ne güzel işte o gelmişken bende gitmiş olurum böylelikle tartışma çıkmaz"
"Kızım bana mantıklı bir açıklaması olduğunu söyledi eğer gerçekten mantıklı bir açıklaması olmazsa bende istemicem onu bu evde ama önce bir dinleyelim nolursun" istemsiz bir şekilde tekrar yerime oturdum.
...
Annemde, bende yapacağı açıklamayı bekliyorduk, annemin kendiliğinden dökülen göz yaşlarını görünce sinirli gözlerle o adama baktım. Benimde gözlerim dolmuştu açıkcası
"Çok ayrıntıya girmek istemiyorum, Burak beni sizle tehdit etti. Yazlıktaki arsayı ona vermezsem ailene zarar veririm diye, bende arsayı veremezdim. Sizede birşey yapmasından çok korktum. En sonunda birkaç adamımla birlikte işini bitirdim, bizim öldürmemize dair hiçbir iz kalmamıştı, yani biz öyle sanıyorduk, adamlarımdan biri silahını öldürdüğümüz yerde unutmuştu. Polislerde parmak iziyle falan buldula-" derken lafını böldüm
"Nerden bilelim bizi kandırmadığını"
"Bu kadar mı güvenmiyorsun bana kızım. Kaç sene geçmiş yalan söyler miyim? Affet artık beni" dediğinde cevap vermedim o sırada annem araya girdi
"Fatih biraz zaman ver kıza, düşünsün taşınsın"
Ayağa kalktım ve odama yöneldim. Kafam çok karışıktı, ne yapmalıydım, ne tepki vermeliydim hiçbir fikrim yoktu, kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı
Kafamı yastığa koyduğum gibi gözlerimi uyku kapladı
...
Alarm'ın sesiyle yavaş yavaş gözlerimi araladım
"Şanslısın alarm bu sabah sana sövücek halim yok" dedim ve uykulu gözlerle lavaboya ilerledim. Çişimi yapıp elimi yıkadıktan sonra tekrar odama geçtim. Formamı giydim altımada siyah pantolon giydim, kot ceketide üstüme geçirdikten sonra saçımı taradım çantamıda alıp odadan çıktım
Mutfağa geçip birşeyler atıştırdıktan sonra evden çıktım
...
3. Dersin bitmesine 7 dakika 6 saniye 53 salise kalmıştı
"Seni nolet olası zil çal artık" diyen Aras'a baktım oda benim gibi çok uykulu gözüküyordu. Ha birde dünkü olanları daha anlatmamıştım, gecenin bi yarısı dışarı çıkıp ağladığımı sonrada Uzay'ın geldiğini öğrense ağzıma sıçar sanırım.
Müdür'ün hoparlörden çıkan sesiyle bütün sınıf dikkati oraya yöneldi
"Uzay Seyidoğlu, Barış Seyidoğlu müdür odasına" dediğinde gözlerimi fal taşı gibi açtım. Bu babamın öldürdüğü kişinin soy ismi. Uzay'ın babası olduğuna göre, Burak Seyidoğlu nun oğlu bizim okuldaki Barış mıydı?