Medya: Rihanna - Stay ft. Mikky Ekko
İNFİLAK | 3. BÖLÜM
●ESARETİN SON DEMLERİ●
Loş mutfağın camını döven yağmur ve göğü çatlatırcasına çakan şimşek bastıramıyordu içimdeki feryatları. Avaz avaz atmam gereken çığlıklar birikiyordu derinlerimde. Fakat ben beceriksizce örtmekle yetiniyordum üzerlerini. Hayattan kopan her bir canı ve yaşama tutunan her bedeni pusuda bekleyen kıyametler vardı.
Tanrı benim tutunmamı seçmişti. Acımasız hayat gür bir kahkaha koparmış ve ruhumu esaret altına almıştı. Bedenimse bir adamın esaretindeydi. Ondan kurtulamıyordum.
Kaza gününün üzerinden tam üç gece devirmiştim. Bu eve mahkum bir halde işkence gibi geçen üç gece... Kolumda bir kırıkla atlattığım kazada benimle birlikte dört kişide yaralanmıştı. Tüm bunlara sebep olan adamınsa bir kaç sıyrık dışında hiçbir şeyi yoktu. Hayat her daim adaletsizliğini gözler önüne sermekten kaçınmıyordu.
Geçirdiğimiz kazanın ardından etrafında tek bir kimsenin bile bulunmadığı dubleks ve müstakil bir eve gelmiştik. Şehir dışındaki bu ıssız eve Cihan'ın bizi bulmaması için geldiğimiz aşikardı. Fakat bunların hiçbir faydası olmayacaktı, biliyordum. Tanıyordum ben Cihan'ı. Canını dişine takar, yine de bulurdu beni. İblis hırsı sarmıştı onun ruhunu. Vazgeçmek nedir bilmiyordu.
"Ye şunu!" Nefret dolu bakışlarımı günlerdir esareti altında olduğum adama yönelttim. Dakikalardır önümdeki makarna dolu tabağı karıştırıyor ama ağzıma tek bir lokma dahi koymuyordum.
Masaya doğru eğilerek, "yemeyeceğim!" diye tısladım. Ama o beni pekte umursamış görünmüyordu. "Neden? Peynirli makarna sevmiyor musun yoksa?"
Gayet ciddi bir şekilde yönelttiği bu anlamsız soru, saatlerce katıla katıla gülebileceğim kadar komikti. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Elimdeki kaşığı gürültüyle bıraktım. "Yeter! Bırak artık beni. Bırak gideyim!"
Keskin bakışlarının hedefi gözlerimdi. Uyarır bir ton takınarak "yemeğini ye," dedi tekrardan.
"Cidden her şey bitti ve kalan tek sorun bu mu? Peynirli makarnayı yemem veya yememem?!
"Şu yemeğini ye dedim Asya!"
Bu adamdan nefret ediyordum. Hiçbir zaman ne bu denli aşağılanıp hor görülmüş, ne de birinin bana emir vermesine seyirci kalmıştım. Buna kesinlikle tahammülüm yoktu. Öfkenin gözümü kararttığı hissini yakınan duyumsarken hızla yerimden kalktım. Beraberimde oturduğum sandalyeyi de devirdiğim ayrıntısıysa düşüneceğim son şey bile değildi. Aksine zaten kırıp parçalamak istiyordum bir şeyleri. "Sana yemeyeceğim ded-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İ N F İ L A K
General FictionBilinmezlik. Çekici bilinmezlik... Kehribar rengi gözleri, gözlerime kenetliyken hissettiğim tek duygu buydu belki de. Ayıramıyordum ilk defa birleşen bakışlarımızı. Buna gücüm nedensizce yetmiyordu. Bir eli ensemde, gözleri gözlerimdeydi. Nesneler...