Merhaba adım Rüveyda ve bu benim yaşadığım, yada daha doğrusu yaşayamadığım acı dolu hikayem. Baştan alalım o zaman, bunu okumaya hazır mısın?
***
"Gel buraya seni geberteceğim!"
"Rüveyda, ya bak valla bilerek olmadı!" diye bağırarak, benden evin içinde odadan odaya kaçarken kahkaha atıyordu. Kahkahası bütün evi sarıyordu. Güzelim yeni aldığım elbisemi kesip, temizlik bezi yapan ev arkadaşımı şimdi ne yapayım? Hayır yani başka zaman temizliğe elini vurmaz, hep ben yapardım, ama bugün birden nedense yapası tutmuştu!
"Zeynep! Kaçma! Böyle bir şey nasıl yanlışlıkla olabilir?!"
"Ya ben onu öbür ve eski olan elbisenle karıştırdım." diyip kaçarak hala sırıtıyordu. Pek pişmanlık açıkcası yüzünde görünmüyordu.
Zeynep'in peşinden koşarken, odasına kendisini kitlemesiyle, odanın önünde sinirimle baş başa kalmamla bir olmuştu. Kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum, ama güzelim elbisem gitmişti. Nasıl sakin olabilirdim ki? Derin nefes alıp vermiştim. Tamam sonunda sakindim.
"Zeyno tamam sakinim, hadi çık oradan." diyerek söylediğimin tam tersini göstererek, kapıya vuruyordum.
Zeynep'le beraber büyümüştük, bunca zaman içinde benim kardeşim gibi olmuştu. Evin tek çocuğu oldugum için, hep bir kardeşim olsun istemiştim, ama kardeşlik hep kan bağıyla olacak diye bir kural yoktu sonuçta. Zeynep'e arada Zeyno diye hitap etmek hoşuma gidiyordu. Okulumuzu bitirdikten sonra beraber, başka bir şehirde ayrı bir eve çıkmaya karar vermiştik. Kendimize yep yeni ve macera dolu bir hayat kurmaya atmıştık bu adımlarımızı.
"Bana bir şey yapmayacağına söz ver, o zaman çıkarım..." diye fısıldıyordu çaresiz bir fare gibi.
"Tamam be kızım, sakinim dedim ya!"
Kapı kilidini açıp, yavaşça aralayıp göz ucundan bana bakıyordu. "Bu sakin halin mi kuzu?" diyip kahkaha atmıştı. Gözlerimi devirdiğimde, yanıma hızlıca gelip yanağıma bir öpücük kondurmuştu. Bu kıza bir türlü hep yumuşuyordum.
"Bak söz, sana yeni elbise alacağım."
"Gerek yok, ama bu sefer senin yemek yapmana hayır demem. Kurt gibi açım."
"Rüveyda zaten hep yemekleri ben yapıyorum. Sen yapınca ne olduğunu biliyorsun zaten..." diyip sırıtıyordu pis pis.
Ben yemek yapmayı hiç beceremiyordum, geçenlerde az kalsın bizi zehirliyordum. Acile zor yetişmiştik. Tamam yani yemek yapamıyor olabilirim ama bunu gözüme sokmaya ne gerek vardı şimdi?
"Tamam tamam, fazla konuşma kalk yap o zaman." diyip güldüm.
Yemeğimizi yedikten sonra ilk işimiz koltukta oturup kahvemizi yudumlamak oluyordu. Bu bizim evde artık bir mecburiyetimiz olmuştu. Kahvemi yudumlarken telefonumda sosyal medyalara göz atıyordum, Zeynep de aynı şekilde bunun bağımlısı olmuştu.
"Rüveyda sen bana bir uygulamadan bahsetmek istiyordun, ama o ara vaktimiz yoktu. Neydi o?"
"Evet doğru, bak anlatayım şimdi..." diye girmiştim heyecanlı bir şekilde konuya.
"Bu uygulamada sana özel bir hesabın var, isteyen gerçek fotoğrafıyla, istemeyen herhangi bir fotoğrafı koyuyor. Profiline kendini tanıtan şeyler yazabiliyorsun ve ona göre senin çevrenin yakınlarında olan insanlar, sana mesaj atabiliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAZGEÇİLEN AŞK [tamamlandı]
RomanceAşka hiç inancı olmayan birinin, gerçek aşkını bulduğu halde, zorla vazgeçilişini anlatan bir hikaye. Eğer seni heyecanla hayattan koparan bir hikaye arıyorsan, tam yerindesin. Hoşgeldin.