{16.} Son kes

122 17 1
                                    

"Sen çok güçlüsün, böyle yaparsan Emre'ye hiç bir faydan olmaz. Bak hepimiz ... " diye kulakıma fısıldarken bir saniyeliğine duraksadı. Sonra yutkunup "... ben senin yanındayım." diye devam fısıldarken, sarılırken belimi nazikçe okşuyordu. Sanki hem sesiyle, hemde nazik elleriyle kalbimi iyileştiriyordu.

Bunu duymak iyi geliyordu, Savaş bana zaten hep iyi geliyordu ki. Savaşa hak veriyordum, kendimi toparlamak zorundaydım. Yanağımda ki ıslaklığı silmek isterken, Savaş daha erken davranıp göz yaşlarımı siliyordu, gözlerimin içine derin bir şekilde bakarak. Yeşillerine her zamanki gibi hayrandım. Birden bire Zeynep'e bakıp kendisini benden geriye çekmişti. Savaşın gözünde Zeynep sevdiği kadındı sonuçta. Nerden bile bilirdim ki, her şeyin böyle bir noktaya gelecegini? Hep beraber Emre'nin odasına girdik. Onu öyle gördükçe dahada ağlayasım vardı, ama onun içim güçlü olmamız gerekiyordu. Zeynep'le ben Emre'nin ellerini tutuyorduk, bir umut uyanır diye.

Zeynep "Emre hadi nolur gözlerini aç!" derken yanağını okşuyordu. Bu sefer ben "Nolur Emre gözlerini aç! Bak yanındayız, seni bekliyoruz! Dön bize nolur!" diye yalvarırken gözlerimi sıkıca kapattığımda, göz damlam Emre'nin eline damlamıştı.

👉🏼 -Emre'nin bakış açısı- 👈🏼

Ben neredeyim böyle? Bu ağlama sesi de nerden geliyordu? Hem benim plaj da ne işim vardı Allah aşkına?! Saçlarım rüzgardan uçuşup duruyordu. Manzaraya bakarken, ağlama sesi ileride kumda oturan kadından geldiğini fark etmiştim. Bem beyaz bir yaz elbisesiyle kumda ağlıyordu. Neden ağlıyordu ki? Yanına hızlıca gidip "İyimisiniz?" diye sormuştum, yüzünü bana çevirince Rüveyda olduğunu gördüğümde şaşkındım.

"Rüveyda?! Neden ağlıyorsun?! Bizim burda ne işimiz var?" diye sorarken yanına çökmüştüm.

"Emre ..." diye daha şiddetle ağlıyordu. Hiç bir şey anlayamıyordum. Ne oluyordu burda?!

"Rüveyda yoksa sen..."

"Hayır Emre, ama sen gözlerini açmazsan ..."

"Gözlerimi mi? Ne saçmalıyorsun?" 

"Nolur Emre gözlerini aç! Bak yanındayız, seni bekliyoruz! Dön bize nolur!" diye yalvarıyordu karşımda bana tutunarak, benim kıyamadığım göz damlaları yanağını tuttuğum elimin üzerine damlamıştı. Ellerimin arasında kayboluyordu Rüveyda.

"Hayır hayır! Bunların hepsi gerçek değil" diye bağırıyordum arkasından. 

👉🏼 -Rüveydanın bakış açısı-

Belki filmlerde ki gibi klişeydi, ama tutuğum elini ani şekilde sıkıca sıkmıştı. Hızlıca gözlerimi açıp, gözlerine baktığımda, sevinçten havalara uca bilirdim! Açmıştı gözlerini! Kardeşim bize geri dönmüştü!

"Emre?! Şükürler olsun açtın gözlerini!" diye seviniyorduk.

"Tatlı baş belam gözlerini aç dedi, bende açtım." diye gülümsüyordu bana. Bir saniye...

"Sen beni duyuyor muydun?"

"Plajda oturmuş yalvarıyordun bana, ağlayarak aç gözlerini diye. Bende sözünü dinledim."

"İnanamıyorum! İyi ki dinledin!" diye gülüyordum sevinçten.

"Peki ben neden buradayım?"

"Hastanedesin, araba kazası geçirdin." diye açıklıyordu Zeynep sakin bir şekilde.

VAZGEÇİLEN AŞK  [tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin