Üzgünüm bayram yüzünden yazamadım işte yeni bölüm
burda Kelebek Hissini biraz tanımladım hikayede bikaç yerde daha sonra yine anlatıcam iyi okumalaar :D
Ne kadar da güçlü kolları var demekten kendimi alamadım. Evet baya kaslılardı ve muhtemelen çok fazla bateri çalmaktan kaynaklanıyordu. Merakıma yenilip soracaktım ki bir anda kaydım. Yerdeki ufak su birikintisinden olsa gerek. Sağ tarafımdaki Ashton hemen hamle yapıp beni tuttu ve düşmemi engelledi. Yüzümüzün arasında 1-2 cm kadar boşluk vardı ve nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Naneli!
Sol elim omzunda sağ elim ise boynuna yakın bir yerlerde duruyordu. Onun iki eli beni dengede tutmak için belimdeydi ve ben gözlerimi onunkilerden ayıramıyordum. Ashton ilk olarak beni neyin düşürdüğünü anlayabilmek için aşağı baktı sonra da endişeli gözlerle '' Sen iyi misin? '' dedi. Gözleri gözlerime kenetlendi. Bu soruya cevap verebileceğimi sanmıyordum. Bakışları beni delip geçiyordu ve ben nefes bile alamıyordum. Tanıştırayım arkadaşlar bunun adı aşk değil. Hem de aşkla alakası bile yok. Buna Kelebek Hissi derler ve aşktan daha çok şey ifade eder. Aşık olmak basittir hatta bazı insanlara göre sadece iki kelimedir '' seni seviyorum.'' ama hayır insanlar bunu söylerken kendilerine bile yalan söylüyorlar. Aşık olunabilecek çok kişi vardır ama Kelebek Hissini sadece en özel insanlarda hissedersiniz.
Hala hayatta olduğumu fark ederek yutkundum ve soruya karşılık olarak '' Sanırım.'' dedim. Biraz daha düz durmaya çalıştığımda iki elim de boynunun arkasında durdu. O da ellerini belimden çekmemişti ve bu şekilde iki sevgiliye benziyorduk ama sorun şu ki öyle değildik. Bulunduğum durumdan rahatsız oldum ve '' Artık odaya gidebiliriz.'' dedim. Yüzündeki gülümsemeyi silemiyor gibiydi ama ben ona karşılık biraz endişeliydim. Kelebek Hissini hissettiğinden emin misin? Diye kendimi sorguladım ve iç sesim hemen cevabı yapıştırdı. '' iki kere daha aynı duyguyu hissedersen bu Kelebek Hissidir.'' biliyordum.
Odaya geldiğimizde gözlerimin saate kaymasıyla fal taşı gibi açılmaları bir oldu. Saat 01.29'du ve bunun anlamı film izlemeyi yine unuttum demekti. Üzgün halimi gören Ashton '' Canın bir şeye mi sıkıldı?'' diye sordu. Bende '' Ben her gece film izlemeden uyuyamam da.. Şey film izlemeye ne dersin.'' diye öneride bulundum. Bu fikri sevmiş olacak ki yüzünde bir gülümseme belirdi ve odanın karşı duvarına montelenmiş televizyonu açmaya gitti. Ondan yatağa yatabilmek için yardım istedim. Beni kucağına alıp yavaşça yatağa yatırdı, sol ayağımın altına yastık koydu ve arta kalan birkaç atıştırmalığı da elime tutuşturdu. Sıradan bir komedi filmi açıp izlemeye koyulduk.
Filme bir türlü odaklanamıyordum çünkü bütün bunları benim için neden yaptığını merak ediyordum. Hatta meraktan çatlamak üzereydim. Sonunda biraz cesaretlendim ve '' Bütün bunları benim için neden yapıyorsun?'' diye soruverdim. Sanki yabancı dilde konuşuyormuşum gibi yüzüme şaşkın şaşkın baktı. '' Yanından gitmek gibi saçma bir şey yapabileceğimi düşünmedin herhalde.'' dedi. Bu sefer ben ona aynı şaşkın ifadeyi takındım ve '' Ben özel biri değilim ki.'' dedim '' En azından sen kadar değilim..'' biraz daha net konuşmak istercesine yüzünü tam olarak bana döndü ve '' Sen benim için önemlisin. Ve şu anda önemli olan tek şey de bu.'' dedi ve yüzümde Ashton'ın favori gülümsemesi belirdi. Gülümsediğimi görünce o da gülümsedi. Gamzeler..
Film gerçekten çok komikti ve ikimiz de kahkahalarımıza hakim olamıyorduk. Ashton'ın gülüşü diğer hiçbir insanda görmediğim kadar güzeldi. Gülerken ki ses tonu yanındaki insanların da gülmesine sebep oluyordu. Bu bile onun tatlı olmasına yetmezmiş gibi birde içinde yatabileceğim kadar büyük olan gamzeleri ona tamamen ayrı bir hava katıyordu. Kendi gülüşü varken benimkini sevdiğine göre bu çocuk delinin teki diye düşündüm. Ama şu var ki ben de deli olduğumu kabul etmiştim artık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Hissi // a.i
FanfictionKızın tutunacak bir şeye ihtiyacı vardı.. Kelebek Hissine tutundu.