*7*

228 15 4
                                    

    Tanrım bu pasta bir harikaydı. Ashton'ın morali de düzelmiş gibiydi. Calum'un pasta yemesine hepimiz gülerken o pastaya öyle dalmıştı ki bizi duymuyordu.

    Doğum günü daha bitmemişti, hatta yeni başlıyordu. Luke'un duygu yüklü pastane kısmından sonra benim eğlenceli klüp fikrim herkese iyi gelecekti.

    Tam olarak sekiz kişi gidecektik. İki tane taksi çağırdık. Adlarının Daisy ve Emma olduğunu öğrendiğimiz iki kız, Lily ve Luke bir taksiye bindi. Ben dahil diğerleri de diğer taksiye bindik.

    Arabasına bindiğimiz taksi şoförü çok ses çıkardığımız ve Calum arabaya çikolatalı pastadan kalma ağzını sildiği için bizi yarı yolda indirdi. Neyseki sonradan bindiğimiz takside biraz daha usluyduk.

    Klüp fazla kalabalık değildi, daha doğrusu çılgın hayranlar olmasın diye orayı boşalttırmıştım. Bu işe gerçekten çabuk alışıyordum.

    Hareketli müzik çalmaya başladığında " Koca kıçını kaldır ve buraya gel Calum!" diye bağırdım. Şu an bana en çok ayak uydurabilecek kişilik oydu.

    Calum pasta yemekten şişmiş karnına rağmen zorla yanıma geldi bende önceden uyarmış olduğum görevliye " ŞİMDİ!" diye bağırdım. Ne yapacağını iyi biliyordu.

   Bir anda her yerimizi köpükler sardı. Calum gibi diğerleri de buna küçük  çocuklar gibi seviniyorlardı. Bağırarak şarkı söylemeye başladığımızda gerçekten işimi sevmeye başadım. Çünku sadece onlar değil, ben de çok eğleniyordum.

    Sonunda köpükerin arasında deve güreşi oynamaya karar verdik. Her erkeğin üstüne bir kız olacak şekilde eşleşecektik. Paul ve diğer ekip arkadaşları da oradaydı ama biz gençler olarak oynamaya karar verdik.

    Calum Daisy denen kıvırcık esmer kızı seçti. Ben Calum'u istiyordum diye hayıflanırken aslında çok da yakıştıklarını fark ettim.

    O sırada Luke hemen Lily'yi kapmıştı. Neyse onlardan fazla şey beklemiyordum zaten. Omzumda bir ağırlık hissetmemle irkildim. Sağıma döndüğümde Ashton sırıtıyordu. " Lisa'yla da ben." dedi herkesin duyabileceği seste.

    Michael'la da Emma eşleştikten sonra en yakınımızdaki masaların birine çıktım ve Ashton'ın sırtına bindim. Fazla hafif sayılmazdım ama zorlanıyormuş gibi görünmüyordu.

    Ama Ashton'ın bilmediği bir şey vardı ki ben yükseklikten birazcık korkuyor gibiydim. Yani uçaktan falan korkmuyorum ama nedense kısa yüksekliklerden korkuyordum. Şu anki Ashton'ın sırtı gibi.

   Bindiğim anda Ashton'a sıkıca sarıldım. Ellerimi bırakıp diğerlerini düşürmem lazımdı ama korkuyordum. Sonunda herkes birbirini ittirmeye başladığında ben elimi oynatamıyordum. Ashton " Hadi Lisa!" demesiyle birazda olsa kendime gelim ilk hedefimiz olan Lily-Luke çiftine doğru ilerledik.

   Birkaç flaş sesi duyduğumda dengemi az daha kaybediyordum. Refeks olarak da Ashton'a tutundum ve gözlerimi kapadım. Ashton'ın gözlerinden tuttuğumu fark edene kadar birkaç flaş daha patlamıştı.

    Boom! Ashton'la yere çakılmıştık ve ben Calum'un kahkahasını duyabiliyordum. Bunun kesinlikle öcünü alacaktım!

    Gözlerimi erimiş köpüklerin arasında açtığımda aynı zamanda karşımda kıkırdayan bir Ashton bulmuştum. " Yanlış seçim İrwin." dedim hala yerdeyken. Bunu söylerken yüzlerimizin baya yakında olduğunu fark edince kalp atışlarım hızlandı.

    Başını Hayır der gibi iki yana sallarken ben de ona katılıp gülmeye başladım. Bir flaş sesi daha duyuldu ama Ashton'ın kahkaha sesinden daha önemli değildi.

Kelebek Hissi // a.iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin