Bölüm 14

373 11 4
                                    

Sahile doğru yürürken düşüncelerim birbirine bağlanmış ayrılmayan ağaç kökleri gibiydi. Canlı ama ruhsuz. Bakıma ihtiyacı olan ama susuzda bir kaç gün yaşayan. Son bi kaç günde beynim beni durmadan düşünmek için zorluyordu. Anlayamadığım şeyler vardı. Düşünmem ve beyin tartımda tartmam gereken şeyler vardı. Bir yandan Rüzgarı düşünüyordum. Onu uzun bir zamandır hiç görmemiştim. Bir yandanda ailem ve hayatımı düşünüyordum. Ve hiç istemediğim şekilde Oğuzu.

Düşüncelerimle amansız bir savaşa girdiğimde kapkaranlık sahile çoktan varmıştım. Hiç kimse göükmüyordu. Elime telefonu aldığımda tam Duru'yu arayacakken bir çift el omuzlarımdan tutu. Ama arkama dönmeme izin vermedi. O kişinin oğuz olduğunu biliyordum. Onun kokusunu nerde olsa tanırdım. Sabun ve traş losyonu kokuyordu. Ellerini indirdi ve bana arkadan sarıldı. Gözlerimi kapatıp kendimi rüzgara verdim. Derin bir nefes aldı ama hiçbirşey söylemedi. O bana arkadan sarılmış ve kafasını boynuma gömmüştü. Tam bu sırada boynumun ıslandığını farkettim. Ağlıyordu. İkinci kez .Ona bakmaya yeltendiğim anda

"Dur. Beni böyle görmeni istemiyorum. Yanlız görmeni beni böyle hatırlamanı istemiyorum."

Sesinin fısıltısı kulaklarımı yalıyordu. Duyabildiğim tek şey onun nefes alış verişiydi. Ve ağlarken çıkarttığı küçük iniltiler... Ellerimle onu ittim. Hiçbirşey olmamış gibi davranmicaktım tabiki.

"Beni yanlız bırakma Eda"

Yere çöktüm ve kumlara oturdum. Yanıma oturdu. Sessizce durduk bir süre. Aslında kendime kızıyordum. Onla sevgili değildim ama sabah gördüğüm manzara beni sinirlendirmişti. Onla sevgili değildim ama onu kıskanmıştım. Onla sevgili değildim ama... Onu özlemiştim.

Rüzgarın her kendini bırakışında kokusu burnumu gıdıklıyordu. Hiç bir şey söylemiyordu. Birden bir şey söylemeye yeltendi . Cesaretini topladı ve

- Özür dilerim.

+ Neden?

- Sabah ki olay yü...

+ Gerek yok. Ben fazla abrttım. Senin hiçbirşeyin değilim. Arkadaşın değilim. Se..

Sustum. Bunu söyleyecek cesaretim yoktu. Söylesem nolur du ki? Kaybedeceğim bir şey yoktu.

+Sevgilin değilim.

Güldü ama sessizce. Bana daha çok yaklaştı. Ellerimi tuttu. Teni bana deydiği anda anlamadığım bir ürpetiye kapıldım. Fısıldayarak.

-Eda. Kendini neden bırakmıyorsun. İnsanlara neden güvenmiyorsun. En önemlisi neden...

Sustu. Derin bir nefes aldı.

-Neden kendimi bana bu kadar iyi hissettiriyorsun. Neden bana güven veriyorsun. Neden beni kimsenin olmadığı kadar önemsiyorsun. Neden senin yanımda kendimi mutlu hissediyorum?

Hayatımda hiç böyle sözlerle karşılaşmamıştım. Sadece bir ilişkim olmuştu ve 2 ay sürmüştü. Sonrasında... Terk edilmiştim. Kendimi bir çıkmazda gibi hissediyordum. Yeni bir ilişkiye hazır değildim. Ve Mert'in bana yaşattığı duyguyu hissedememiştim. Ama bazı şeyleri geride bırakmak gerekir. Güçsüzlüğünü unutman gerekir. Çünkü hata yaparak ve yaşayarak öğrenirsin herşeyi. Hayatta hep bu durumlarla karşılaşır. Aile olsun arkadaşlık olsun. Aşk olsun. Güçlü durmak yıkılmamak önemlidir. Kendini iyi hissetmek önemlidir. İnsanların ne dediğini takmamak önemlidir. Yıllarca bunu öğrenememiştim ben. Ama Mert olaydan sonra hiçbirşeyin hayattan önemli olmadığını anlamıştım. Acı çekersin ,üzülürsün , umudun olmaz , sevilmessin belkide. Ama seni iyi hissediricek herşey yanındadır. Ailen, arkadaşların ,kendin. Bunlara inanıyordum ama yeni şeylere hazır değildim. İçimdeki yara hep hırpalanıyordu. Tam kapanacakken kabuk soyuluyordu. Bazen arkadaşım terk ediyordu beni bazen sevdiğim. Bazen ailem, bazen ruhum.

İmkansızı Yaşamak ZordurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin