Buraya başladığınız tarihi bırakır mısınız?
Yıllardır kafamda yaşattığım. Yazıp yazıp sildiğim, her bir sahnesini tek tek kafamda kurguladığım bir hikayeye başlıyoruz.
05.09.2018 ^ 27.11.2021🌻
Gözlerimi açtığımda hâlâ uçaktaydım. Sabah olmuştu ve iniş yarım saat sonra gerçekleşecekti. Güneş yüzümü istila etmiş, tüm iştihamı ile karşımdaydı. Her şeyi geride bıraktığım, doğduğum ülkeye geri dönmüştüm. Anılarım gözümün önünden film şeridi gibi geçerken, herkesi, her şeyi ne kadar çok özlediğimi fark ettim. Sahi ne uzun zaman olmuştu öyle, koskoca 2 yıl sanki 2 asır gibi gelmişti ama kafamı toparlamam için hâlâ yeterli bir zaman zarfı değildi benim için. Bana zerre sevgilerini bahşetmeyen ailem mazimde derin yaralar bırakmıştı. Babam, bütün hisselerini, karanlığını bana bırakıp bir trafik kazasında öldüğünü göstermişti. Kazadan yaralı çıkabilen tek kişi olarakta beni öne sürmüştü. Bütün ailemi bir trafik kazasında kaybettiğini öğrenen Asel Yıldıranı birden Melina Korluya dönüştürmüşlerdi, capcanlı benliğimi bir anda siyahın en koyu tonuna bürümüşlerdi.
Ne vardı ki ben sadece Asel Yıldıran olarak kalmak isterdim. Annem dizlerine yatırıp saçlarımı okşasın , babam bana "kahve yapta karşılıklı içelim kızım" desin istedim. Ailemden çok aile olan bir de arkadaşlarım vardı.
Buğra, Atakan ve Aras çocukluğumdan geriye kalan tek şey belkide onlardı. Birde Berat vardı. Arkadaşlıktan öte bir ilişkimiz vardı. İstanbulda kesişmişti yollarımız, ne sevgiliydik ne arkadaş... Ne olduğumuzu biz bile bilmiyorduk.
Atakan ve Aras Aytekin kardeşler olarak abi ve kardeşti. Aras bizden sadece iki yaş büyük olmasına rağmen çoğu zaman fazlaca olgun olup abilik yapıyordu. Buğrayla anaokulundan beri tanışıyorduk. Her iki aileyle de babamların işleri sayesinde tanışmıştık ve zaman geçtikçe tek bir aile haline gelmiştik. Henüz on yedi yaşımızdayken İstanbula yerleşip birlikte yaşamaya başlamıştık. Liseyi bitirip Üniversitede ayrılmıştık, Buğra Makine Mühendisliği, Aras İşletme, Atakan Mimarlık ben ise Hukuk üzerine eğitim almıştım. Farklı bölümlerde olduğumuz için günün çoğu zamanı kendi başımızaydık. Bu süreçte bulunduğumuz ortamlardan arkadaşlıklar kurmuştuk. Aynı sınıfta, çoğu derslerimizin aynı olduğu Kumsal Berkinle tanışmıştım ve onca erkeğin arasında büyümeme rağmen aramızda sıkı bir bağ oluşmuştu. Atakan kendi gibi deli dolu olan aynı kampüsü paylaştığı Ozan Besa'yla tanışmış ve Ozanın çocukluk arkadaşı olan Yazılım Mühendisi Berke Poslu'ylada bir arkadaşlık kurmuştu, beş kişilik arkadaş ortamımıza üç kişi daha dahil olmuş ve sağlam birer arkadaşlık kuruvermiştik.
Babamın karanlık dünyası benide içine almıştı. Ailemin yanında kaldığım on yedi yıl boyunca pek çok hatrı sayılır ders ve profosyonel eğitim almıştım. Babam yıllarca beni varis olarak yetiştirmiş ve bir anda ortadan kaybolmuştu. Her şeyi bir anda bana bırakıp öylece sevgili ailesiyle birlikte suikastte kurban gitmişti (!) Geriye yalnızca ben ve arkadaşlarım kalmıştık.
Babamın ailesi hâlâ hayattaydı ve dedemler beni defalarca kez yanlarına almak istemişlerdi fakat ben bunu reddedip işlerin başına geçmiştim. Atakan, Berat, Berke ve Ozan okullarını bitirip benim yanımda yer alırlarken Aras, Kumsal ve Buğra şirketlerin başına geçmişlerdi. Hayatım bir anda karma karışık oluvermişti. Asel Yıldıran'dan Melina Korlu'ya dönüşmüştüm. Her şeyi bir düzene sokmuş ve yer altına hükmetmeye başlamıştım. İşler öyle yolunda gidiyordu ki yeni yıl için açılışına gittiğimiz mekanın yolunda bir takım sarhoşun arabaya çarpmasıyla sevdiğim adamın gözlerimin önünde patlamasına şahit olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Resim +18
ChickLitRuhunuz paramparçayken bile sevdikleriniz için çabalayabilir misiniz? O öyle yaptı. Önce ruhunu kaybetti sonra umudunu... Umut diye bir şey yoktu. Hissedilen tek şey ihanet ve acı... Sonra karşısına bir adam çıktı. Kalbi en az ruhu kadar güzel... Ku...