Multiye bir göz atın canlarım 💜
Aselin mavi keten şort takımı multidee*
Yağmur yavaş yavaş çiselemeye başladığında arabadaki sessizlikten sıkılıp radyoya uzandım. Öylece bir şarkı açıp geriye yaslandım.
Çürüdüm artık her şeyden,
Bıktım boktan dertlerden
Kendimle göz göze gelsem,
Tanımazdım belkide...
Dolsam yine kendime,
Bir gün uçsam öylece,
Kanatlarım yine sen kokar,
Göçüp gittiğim her şehre...
Evren bir araya gelip bütün kozlarını üzerime oynamaya başlamıştı. Kendi savaşımın savaşcısıydım, tek başıma yürüdüğüm bu savaşta bir şarkı bana beni anlatmaya yetmişti. Bıkmıştım tüm bu boktan düzenden, getirdiği dertlerden...
Bakışlarımı aynaya çıkartıp gözlerimin en içine baktım. Ne diyordu şarkıda?
' Kendimle göz göze gelsem tanımazdım belkide...'
Kendimle göz gözeydim ve ben kendimi tanıyamıyordum. Bana, beni hatırlatan tek şey renklerdi. Rengi hâlâ kahveydi, bir o değişmemişti. İsmi bile harelerimi titretip, hırçın dalgalara hoyratça savururken gördüğüm bedene tek bir tepki bile vermemişti.
Hırçın dalgalar yerini ölüm sessizliğine bürümüştü. Tek bir kıpırtı bile yoktu.
Kahvelerin içinde bir kız çocuğu belirdi. Dizlerini karnına çekmiş, ellerini dizlerine bağlayıp kafasını arasına gömmüştü. Omuzları hoyratça sarsılıyor, her sarsılmasında etrafını enkazlar çevreliyordu. Sanki büyük bir deprem varmışta kız çocuğu her sarsılmasında o depremi harlıyormuş gibi...
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
Yıkılmıştım.
Bakışlarım bunu apaçık ortaya seriyorken neyi inkar edebilirdim ki...
Ummadığım yaramdan, ummadığım bir darbe almıştım. Kaçıp gidesim vardı bu şehirden, bu ülkeden, bu gezegenden...
Kaçsam neye yarardı ki? İçim soğur muydu? Kalbim unutur muydu aşık olduğum o maviliği...
' Bir gün uçsam öylece, kanatlarım yine sen kokar göçüp gittiğim her şehre...'
Öyle daralıyordum, içim öyle yanıyordu ki galaksiyi aşıp geçsem, kaçsam buradan yinede içim soğumaz, nefes alamazdım. Nereye gidersem gideyim, ne söylersem söyleyeyim o benim içimde yarım kalacaktı ve ben onu asla içimden söküp atamayacaktım.
Tamamlanmamış bir hikayenin sonunu hep merak edecektim. Acaba diyecektim, acaba o öyle olmasaydı ne olurdu?
Böyle olsaydı ne olurdu?
Aklımın bir köşesinde kalıp günden güne daha fazla artmaya devam edecek onlarca soru olacaktı ve ben asla o soruların cevabını bulamayacaktım. Ben yarım kalmış bir hikayenin yokluğunu hep yaşayacak ve hissedecektim ama asla o hikayeyi tamamlamaya cesaret edemeyecektim.
Bir şeyler yaşanmış, olmuş ve bitmişti şimdi önüme bakacaktım, gözlerime bakacak ve neye dönüştüğümü dikkatle izleyecektim.
Baktım ve gördüm. Yıkılmış, tükenmiş ve yorgun...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Resim +18
ChickLitRuhunuz paramparçayken bile sevdikleriniz için çabalayabilir misiniz? O öyle yaptı. Önce ruhunu kaybetti sonra umudunu... Umut diye bir şey yoktu. Hissedilen tek şey ihanet ve acı... Sonra karşısına bir adam çıktı. Kalbi en az ruhu kadar güzel... Ku...