Bölüm 1 "Terkedilmek"

24.6K 609 93
                                    

"Başımıza gelene bak !" Diyerek koltuktan hızla kalkan uzun boylu,ince yapılı,yakışıklı sevgilime baktım.

Geniş L biçimindeki koltukta ayaklarımı uzatarak uzanırken başımıza gelen durumdan hiç korkmuyor aksine oldukça rahattım.Sanırım şu an odada dört dönen adama gereğinden fazla güvenmiş olmanın verdiği bir rahatlıktı bu.Hatta düştüğüm durumdan korkmuyor içten içe seviniyordum.

İçimde bizden bir parçayı taşıyordum.Bunu dün akşam eczaneden aldığım ufak testle öğrendiğimde ilk şok geçirsemde sonrasında mutluluktan havalara uçmuştum ve sabaha kadar uyuyamamıştım.Bu sabah da emin olmak için bir kadın doğum uzmanına görünerek ultrason muayenesi olduğumda gebeliğim kesinleşmişti.
Tam 5 haftalık hamileydim.

Hakan ilk birlikte olduğumuz günün sabahı bana söz vermişti.Beni hiç bırakmayacaktı,okul biter bitmez evlenecektik.

Evet bunun için iki sene erkendi.Ama ne fark ederdi ki? Zaten evlenecektik.

Şimdi bu çocuğu aldırayım mı yani?Ben karıncaya bile kıyamayan bir kızım,kendi bebeğime nasıl kıyayım?

Tam önümde durarak "aldıracaksın o çocuğu!"diye kükredi tepemde.

Hakan'a masum bir kedi yavrusu gibi baktım.Ona bir isteğimi yaptırmaya çalıştığımda hep böyle bakardım.

Dudağımı büzerek "kıyamam ben evladıma."dedim.

Yüzünü buruşturdu.

"Evlat mı?Abartmasan diyorum.Daha zigot o zigot."

"Zigot" kelimesini duyunca gözlerim pörtledi.

"Zigot deme Hakan.Çocuğumuz o bizim."

Kafasını sağa çevirerek "ya sabır"çekti.

Tamam şuan daha küçücük olabilir,ama büyüyecek.Babasının ona zigot dediğini duysa ne hissederdi acaba yavrum?
Elimi karnımda gezdirdim.

"Merak etme anneciğim.Babanı da ikna edeceğim.Doğuracağım seni."

"Ne dedin?"

Hı? Sesli mi söylemiştim.Duydu mu acaba?

"Hiç. Bir şey demedim."

Hakan önümde diz çökerek ellerimi ellerinin arasına aldı.Ve gözlerimin içine baktı.
-Aşkım,bak okulumuzun bitmesine daha iki sene var.Şimdi evlensek nasıl bakacağız bu çocuğa.Kendimize bakamayız.İlerde bir  sürü çocuğumuz olur.Ama sen bu çocuğu aldır.

Nasıl da tatlı dille ikna etmeye çalışıyordu beni.Ama ikna etmesi mümkün değildi.Ben kararlıydım.Ayrıca hamile kalmamın sebebi de o.Korunsaydı hamile kalmayacaktım.

Sonuca bakarsak ben hamileyim.Ve çocuğuma kıymak istemiyorum.Onu aldırırsam vicdan azabı çekeceğimi de biliyorum.Düşünsenize bebeğiniz karnınızda yaşamak için size tutunurken onu aldırmak...

Yapamam.

Hem Hakanı seviyorum.Evlenmek istediğim adam.Zaten ilerde evlenip çocuklarımız olmayacak mıydı?Evet biraz erken oldu,ama oldu işte.19 yaşında anne olmaktan bende korksam da başarabileceğime inanıyorum.

-Hakan bu çocuğu aldırmayacağım.Kararımı değiştiremezsin.

-Öyle mi?

O inat ben ondan inattım.

-Öyle.

-Çık git o zaman bu evden!Ben seninle ne evlenirim ne de o çocuğun babası olurum.Daha gencim ben hayatımı yaşamak istiyorum.

Duyduklarım karşısında şaşırmıştım.Sinirden gözü dönmüştü.Ne dediğinin farkında değildi.

-Hakan sen sırf çocuğu aldırayım diye diyorsun bu lafları.Çocuğumuzu elimize verdiklerinde pişman olacaksın bu laflarına da biliyorum sevgilim.

-Asla! O çocuk doğunca pişman olacak tek kişi sensin.Bir çocukla ortada kalacaksın.Son kez soruyorum.Çocuğu aldıracak mısın?

Asla!

-Asla !Aldırmayacağım.

Yüzüme öfkeyle bakan Hakana şaşkın ve dolmuş gözlerle bakıyordum.Beni sırf bu çocuğu doğuracağım için terk edemezdi.Yarı yolda bırakamazdı.

Ama bırakıyordu.

Hakan koluma yapışarak beni oturduğum yerden sertçe kaldırdı.Çantamı da koltuktan aldı ve beni salondan çıkararak evin kapısının önüne getirdi,diğer eliyle kapıyı sertçe açarak beni dışarı itti.Yere düşerken "ah!" Diye inledim.Elim hemen karnıma gitti.

Bebeğim!Ona bir şey olmasın...

Kafamı kaldırıp şaşkınlıkla Hakana baktım.Bana öyle bir bakışı vardı ki..Daha önce böyle baktığını görmemiştim.Kin,nefret dolu bir bakış.

"Hakan ,sen ne yapıyorsun?"

Sesimde biraz şaşkınlık,biraz burukluk vardı.

Hakan bana doğru eğildi ve iki parmağıyla çenemi tutarak kaldırdı.Dokunuşu çok sertti.

Gözlerimin içine bakarak ''madem bir karar verdin.O kararın bedellerini ödersin.'' Dedi ve elini çenemden hızla çekti.Ben hayal kırıklığıyla ona bakarken kapıyı kapatmadan bana son kez baktı.Ve kapıyı sertçe yüzüme çarptı.

Kapının rüzgarı yüzüme öyle bir çarptı ki ...
O rüzgar canımı acıttı.Sevgilim tarafından karnımda onun çocuğuyla kapı dışarı edilmiştim.

Düştüğüm yerden,pardon itildiğim yerden kalktım.Ve kapıyı vurdum.''Hakan aç kapıyı sevgilim konuşalım.''diye seslendim Hakana.Ama Hakan kapıyı açmadı.

Tekrar vurdum kapıyı,tekrar seslendim.''Hakan hadi aç kapıyı. Zeynep'im ben,sevgilin.Nasıl yapıyorsun bunu bana?'Ve kapı yine açılmadı.

Ağlamaya başladığımı farkettim.Bunu gerçekten yapıyor muydu bana?O ''çok seviyorum'' lar ''ölüyorum lar''yalan mıydı?Resmen kandırılmışım. ''Hakan lütfen yapma bana bunu!"diyerek kapıyı yumrukladım.Ama nafile...

Ağlamam şiddetini artırmış,boğazımdan hıçkırıklar kaçıyordu.Ben alışıktım aslında güvendiğim insanlardan darbe yemeye.Herkese güvenen bir insan olursanız ,benim gibi alışık olursunuz .

Annem hep saf olduğumu söyler.''Gözün açık olsun.İnsanlara güvenme ''der.Ama insanın içinde olması lazım.Benim içimde saflık var.Ne kadar uyanık olmaya çalışırsam çalışayım safım.Annem etrafımda kime güvenme dediyse de haklı çıktı.O kişi güvenimi yıktı.Hakana da güvenmememi söyledi defalarca.Ama ben güvendim.Ve özür dilerim anne ,sen yine haklı çıktın.Saf kızın karnında çocuğunu taşıdığı adam tarafından kapı dışarı edildi...

KAHRAMANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin