Bölüm 26

17 1 0
                                    

        Yemyeşil bir orman. Karşıda bir göl. Kuşların sesini duyuyorum. Arkamda evim. Bahçesinde rengârenk çiçekler. Yere bir örtü sermişim. Üzerinde yiyecekler. Ve birkaç oyuncak. Bir sürü renkli minder. Ali Ömer'inkinin de olduğu. Gözleri tıpkı ona benzeyen Küçük bir kız çocuğunun elinden tutmuş bana gülümserken, kucağimda oturan erkek çocuğunun saçlarını kariştiriyorum. Kız çocuğu beni görünce Ali Ömer'in elini bırakıp bana doğru anneeeee diye koşuyor.  Ali Ömer'in yüzündeki gülümseme daha da genişliyor. Gözleri. Gözlerinde aşk var. Mutluluk var. Huzur var. Kızım paytak adımlarla yanıma gelip kucağıma siğinirken Ali Ömer'e sesleniyorum.  " Bak babası Çiçek kardeşini ne kadar çok seviyor. " 

     Ali Ömer bir kahkaha atıyor.  Sonra hızlı adımlarla yanımıza gelip üçümüzü birden sarıyor. Güven doluyor kalbim. İçim sıcacık oluyor. O çok sevdiğim kokusu kaplıyor hepimizi. Hep böyle kalsak ya.

    " Sevecek tabiki benim güzel karim. Babasının prensesi. Çiçeğim. Bir tanecik kızım. "  " Bakıyorum da pabucumuz dama atıldı. Kızımız doğunca. "  diyorum biraz sitemle. Gözleri gözlerimi buluyor anında. Bir eli saçlarımı oksarken, " Sen benim en kiymetlimsin. Olur mu hiç öyle şey?  "  diyor. Biliyorum elbette beni ne çok sevdiğini. Hissediyorum çünkü. Benim onu çok sevdiğim gibi. "Oğlummm.  "  diyor sonra. " Toprakkk. Gel bakalım babaya. "  Oğlum küçücük kollarını uzatıyor babasına. On bir aylık bir bebek ne kadar anlarsa o kadar işte diyemiyorum. Babalariyla aralarında çok farklı bir iletişim var çocuklarin. Oğlunu seviyor Ali Ömer. Minicik parmaklaryla babasının parmağını tuttuğunda Ali Ömer'in yüzündeki ifade anlatilamaz.

    Kızım saçlarimla oynamayı bırakıp iniyor kucağimdan.  O da babasının yanına gidiyor iki yaşındaki bir çocuğun minik adimlariyla. Ali Ömer ayağa kalkıyor. Oğlumuz kucağinda. Kızımızın elini tutuyor. Bana dönüp gulümsüyor. Sonra arkalarını dönüp yürümeye başlıyorlar. Oğlum başını babasının göğsüne dayamıs. Kızım küçücük eli babasının kocaman avucunda güvende. " Ali Ömer " diyorum.  Dönüp bakmıyor. Bir kez daha sesleniyorum. " Ali Ömer. "   Sesim kırık ve güçsüz. Bu sefer bana dönüyor sevdiğim. " Seram. Çiçek bahçem. Hayatımın anlamı.  Henüz değil. " diyor. Henüz değil?  Henüz değil mi?  Anlamıyorum. " Henüz değil?  Ne demek ? "  diye soruyorum. Bana, gözlerimin içine bakıyor. Kalbime işliyor bakışı. " Henüz zamanı gelmedi demek. Bekle demek. Beklemek zordur. Bekleyecek misin Seram? "  diyor.

    Birileri adımı söyleyip duruyor. Sera. Sera. Sera. Sürekli tekrarliyor. Sanki uzaklardan geliyor. Ali Ömer bana bakıyor. " Şimdi gitmelisin aşkım.  "  diyor.   " Fazla sürmeyecek merak etme. Az kaldı. Dayan. "  Gitmek istemiyorum. Burda kalmaliyim.  Onunla. Onlarla. Ali Ömer anladığını belli eder gibi konuşuyor. " Merak etme sevgilim. Hepsi geçecek. "  Ona gitme, gitmeyin demek istiyorum ama sesim konuşmaya caliştikça çıkmıyor. Ali Ömer ve çocuklarım giderek kaybolurken sadece Ali Ömer'in " Bekle." diyen sesi kalıyor kulaklarımda. Bekle. Bekle. Bekle. Bekle...........

      " Hah nihayet gözlerini açtı. Sera canim nasıl hissediyorsun? "

   Bir kapının kapanma sesi geliyor kulaklarima. Anlamsizca  ve anlamazca göz gezdiriyorum çevreme. Başımda toplanmış birkaç kişi var. Şirin. Şirin mi? Ama onun burada bu evde işi ne? Rıfat ? Ya o? O niye burada, Hiçbir şey anlamıyorum. Bu oda bu ev kimin? Neden anahtari Ali Ömerdeydi. Neden saklamişti?  Ya o çocuklar? Çocuklarımız?  Çiçek?  Toprak? Ali Ömer nerede?  Rüya olamaz. Kokusunu duydum ben onun. Buradaydi. Yanimdaydi. Eminim.

   " Sera iyisin değil mi?  Sera canim bir şey söyle. "

   " Şi - Şirin sen sen neden buradasin? Ya Rıfat?  Ben ben hiçbir şey anlamıyorum. "

  " Eeee şey yenge ben sana birsey verecektim de sen evden öyle hızlı çiktinki yetişemedim. Sonra bir baktım buradasin. "

   " Bana birsey mi verecektin? "

   "  Evet. Ben şey verecektim. Şey ........"

   " Ne Rıfat Soylesene?  "

  Rıfat ve Şirin birbirlerine baktılar. Benim farketmediğimi saniyorlardi ama farketmistim. Benden gizlenen birşeyler vardı. Eminim. Yine de farketmemisim gibi davrandim.

  " Amannn Rıfat. Kizcağizin halini görmüyor musun? Bırak şimdi sonra verirsin. Ne vereceksen. Zaten hırsız sanıp başına tavayla vurdum o kadar.  Ama ne bileyim sen olduğunu? Ben karanlıkta öyle sandim. Çok acıyor mu ? "

   " Yok acimiyor da. Sen burada ne yapıyorsun Şirin? Yoksa sende mi bana birşey verecektin? "

  " Aaaaa yok canım. Bennnn. Bennnn. Nasıl desem. Hah. Burası benim evim tatlım. "

  " Senin evin mi? "

  " Evet canim benim evim işte. Öyle kafa dinlemeye hafta sonları, arada felan geliyorum. "
  " İyi ama senin evinin anahtari neden Ali Ömer'in evinde bir çay kavanozunun içindeydi? "

  " Haaa onu diyorsun sen. O neden? O, ooo..... "

   "  Hani o gün Ali Ömer abiye anahtarları  verecektin ya Şirin ama evde yoktu. Ustalar çalıştığı için de anahtari saklamiştin. "

   " Ustalar görmesin diye yani. "

    " Aaaa haklısın Rıfat. Tabi ya. Nasilda unutmuşum ben. Aynen. Aynen öyle oldu. "

   Yok. Hayır.  Bir türlü kafama oturmayan şeyler var. Gizem var ortada. Belli. Besbelli.  Burası Şirinin evi değil bir kere.

     " Şirin kalkmama yardım eder misin? İyiyim ben. Sadece şu kırmızı perdeler gözümü alıyor. Kalkayim.  "

    " Aaa tamam canım.  Ben de o kadar dedimdi başka renk olsun perdeler diye. Kırmızı perde mi olur hem değil mi?  Hahahaha. Ama işte kırmızı yaptılar perdeleri. Neymiş canlı renkmiş. Enerji verirmiş. "

   Rıfat in, Şirine yaptığı tüm kaş göz işaretlerine rağmen Şirin perdeler konusundaki konuşmasını bitirdiğinde ve sonunda Rıfat in işaret ettiği yöne bakmayı akıl edebildiğinde yüzünün aldığı ifadeden bir kez daha burasinin Şirinin evi olmadığına emin olmuştum. Çünkü ona oynadığım oyuna gelmiş,  gri olan perdeler için kesinlikle kırmızı diye konuşmuştu. Üstelik kendime geldiğimde duyduğum kapı kapanma sesinin ardinda da biri olduğuna da artık emindim, fakat kimdi ve neden saklanma gereği duymuştu?  Ayrıca o rüya, Ali Ömer'in bekle demesi. Tüm bunlar ne anlama geliyordu ? Çözmeliydim. Fakat bunu nasıl yapacaktım?  Hiçbir fikrim yoktu. Elbette şimdilik yoktu......

***********************

Merhaba arkadaşlar,

Yepyeni bir bölüm daha.

Acaba neler oluyor?

Şirin ve Rıfat birşeyler mi saklıyor yoksa öylesine mi konuşuyorlar?

X kişisi kimdi hâlâ belli değil.  Ya diğerleri?

Kapı sesi gerçek miydi? Eğer gerçekse ardinda kim var?

Ya Seranin rüyası?  Ona ne dersiniz?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Tabi her bölüm altına buna cevap verneyeceginizi bilerek yazıyorum. Ne diyebilirim? Emeğe karşı biraz incelik istiyorum o kadar. Oy ve yorumlarınızla. 

Görüşmek üzere  🙇🙇😢😢

****************************
  

MUCİZELER HEP VARDIR DERLER ???Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin