Şu an hissettiklerimin bir adı olsa yaşamak derdim. Mutluluktan nereye konacağını bilmemek derdim. Sevdiğim adam elimi sıkıca tutarken sanki bulutların üzerinde yürüyormuşum gibi hissediyorum. Sevmekten ötesi bu. Tamamlanmak. Hayır beni tamamlanmış hissettiren evlenecek olmam değil, yani o da var elbette ama birinin dünyada seni senden çok düşünmesi, değer vermesi, sevmesi. Ben çok şanslıyım. Ne yaptım da bu adamın aşkına, sevdasına layık oldum ben? Şu gözlerin güzelliğine, su saçların rengine bak. Boyuna posuna bak. Hele o yakışıklılığı. Gülme işte öyle. Kalbim eriyor sana bakınca. Mümkün mü oysa birinin diğerini bir bakışıyla böyle nefessiz bırakabilmesi? Dünyasını değiştirebilmesi? Mümkünmüş demek.
Yüzümdeki o aptal gülümsemeyi silemiyorum. Dudaklarım kapanmıyor birbiri üzerine. Elimden tutmasa yürürken düşerim bile belki de. Hiç bir şey duymuyorum. Hiç bir şey. Sanırım bizi alkışlıyorlar. Benim gözlerim sadece onu görüyor. Arada bir yanağımı okşuyor. Kaçamak öpücükler veriyor. Genç bir kız çocuğu gibi heyecanlıyım. Bir zamanlar bana çocuksu diyen adam şimdi bana aşkla bakıyor. E yalan da değildi hani. Çocuksuydum. Ama yine de sevdi beni. Ben de onu.
İki yıl. Koca iki yıl olmuş. Eski Seranın üzerinden ise sekiz yıl geçmiş. O altı yılı yaşamamışım ben. Başa geçirmişim. Ali Ömer olmadan nasıl nefes almışım ? Neredeyse kaybediyordum seni. O günleri hatırlamak bile istemiyorum. Ama artık burdasın. Benimsin. Benimlesin. Ben ne yaptım da bu mutluluğu hak ettim?
" Seram. Sevgilim. İyi misin? "
" Hı? "
" Seram. Geldik. "
" Geldik mi? Hı. Ha şey ya. İnecek var. Şoför bey inecek var. "
Bu adamın gülüşü var ya. Ah işte o gülüş bir gün kalbimi durdurarak. Kesin bilgi. Net. Tartışmasız. Ama olsun. Hep gülsün o.
" Seram. Aşkım geldik derken hani evlenecektik ya. Oraya geldik. "
" Haaa. Ay tamam. Ben şey yaptım. Heyecan. Heyecan yaptım . "
" Onu anladık canım. "
Ah be adam öyle çarpık çarpık gülüp göz kırpma bana. Zaten bir heyecan bastı. Yalan değil. Hakkaten bak. Ama ben ne diyorum ki? Adam da saftı ya. Anlamadı sanki. Bal gibi anladı. Sen böyle yeni ergen gibi adama salyalarını akıta akıta bakarsan anlar elbet. Biraz olgun ol. Soğukkanlı dur. İlla kendini rezil edeceksin.
" Ben bu Serayı seviyorum. İçinden geldiği gibi olan. Yalansız dolansız. Tertemiz ve saf. Benim Seram. "
Ay yok. Şimdi düşüp bayılırım ben buraya. Gel de topla kendini. Eğilip kulağıma fısıldaması yok mu bir de
" Evettt hazırsak başlayalım mı? "
Ali Ömer bana baktıktan sonra memura dönüp " Başlayalım memur bey. " dedi.
" Evet gelinimiz oldukça heyecanlı galiba. Adınız soyadınız ? "
" Sera Güçlü."
" Sizin adınız soyadınız damat bey? "
" Ali Ömer Yüceler "
" Teşekkür ediyorum ikinize de Sera hanım, Ali Ömer beyi eşiniz olarak kabul ediyor musunuz? "
" Evetttttttt "
" Ali Ömer bey, Sera hanımı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZELER HEP VARDIR DERLER ???
RomanceNe söyleyeyim şimdi? Alışkanlıklar sıradan gelmiyor bir zaman sonra. İçin kan ağlarken gülümsemek belki de en zor olanı. Oysa yazdım hafifletmek için eni konu ortaya koyduğum kadarını kederimin. Göze gelmedi kimsesizliğim ve ben tek başıma kaldım bu...