paradise/5

10.7K 859 154
                                    

5

Jeongguk, bizimle birlikte tekrar kahvaltı yaparken daha iyi görünüyordu. Her zaman acıktığını, karnındakinin bu yüzden bir alfa olduğunu söyleyip mızmızlanıyor, kasları gittiği için Taehyung'un daha fazla ona aşık kalmayacağından bahsedip duruyordu. Her seferinde Jimin, Jeongguk'a onu rahatlatan şeyler söylerken ben gülümsüyor, ne kadar şanslı olduğumu tekrar tekrar düşünüyordum. Jimin gibi değer veren birisiyle eş olduğum için gerçekte de şanslıydım. 

Kahvaltımızdan sonra etrafı toparlarken Taehyung gelmiş, Jeongguk ona sıkıca sarılıp onu ne kadar çok sevdiğinden bahsedip tekrar ağlamaya başlamıştı. Hamile omega hormonları benim de omegamı etkiliyordu ama feromonlarımı ve kokumu kontrol edebildiğim için sakin kalabilmeyi başarabiliyordum. Jimin'in zaten yeterince mükemmel duruşu, omegamın hayal ettiğinden daha da fazla mükemmel oluşu tenimi ısıtıyordu ve biz henüz yeni tanışmıştık. Buna rağmen yine de kendimi sakinleştiriyordum. Zordu ama denemiştim.

Jimin'in beni eve bırakış zamanı ise daha da kötü hissetmeye başlamıştım. Sıcaklık artıyordu ve uh, bunun ne anlama geldiğini bildiğim için biraz daha hızlı hareket etmek istemiştim ama Jimin'in de ondan kurtulmaya çalıştığımı düşünmesini istemediğim için sadece istemekle yetinmiştim.

Yürüyüşümüz boyunca Jimin ile dün gece olan birbirimizi tanıma konuşmalarımızın devamını getirmiş, akşamki buluşmamızdan da biraz bahsetmiştik. Telefon numaramı aldığı için mesaj atacaktı ve ben de ona göre hazırlanıp onu bekleyecektim. Beklerdim. Ah. Tanrı biliyor ya hayatım boyunca zaten onu beklemiştim. Sadece birkaç saatlik bir bekleyişi kaldırabilirdim.

Sonunda eve geldiğimizde, Jimin içeri girmeyi reddetti. "Taehyung'a evin geri kalanını temizlemesi konusunda yardım etmeliyim. Jeongguk hamile olduğu için ona hiçbir şey yaptırmıyor."demiş, ardından veda ederek tekrar gitmişti. Ve ben bununla beraber tuttuğum tüm hislerimi nefesimle birlikte bırakıp eve girdim.

Feromonlarımı tutamazken Seokjin'in, "Yoongi?"dediğini duymuş ama onu beklemeden merdivenlere ilerlemiştim. "Hyung şu aldatıcı kızgınlık dönemine giriyorum sanırım. Odamda olacağım birkaç saat."diyerek merdivenlerden çıktım. "Kapını kilitle ve fazla ses çıkarma!"dediğini duysam da onu umursamadan odama geçtim. Hoseok ve Namjoon'un yoluma çıkmaması daha da beni rahatlatırken hızlıca kapıyı kilitledim ve bacaklarımın arasında acıyla daha da sertleşen penisime baktım. "Tanrım..."

Üstümde hala Jimin'in kokusunu hissedebiliyordum. Yatağıma giderken üstümü çıkarsam da tenimdeki yangın artmış, sıcaktan bayılacak gibi hissetmeye başlamıştım. Dudaklarımı büzüp acıyla inlerken tamamen çıplak olduğumda yatağa geçtim. Elim anında sertliğimi okşamaya başlarken dudaklarımın arasından inlemeler kaçmaya başlamıştı. Sağ elim sertliğimdeyken sol elimi yan taraftaki komidinin çekmecesine gitmiş, biraz zorlansam da favori dildomu alıp yanıma koydum.

Sikeyim. Yanıyordum. Ve alfam bana yardım etmek için burada değildi.

Gözlerimi kapatıp elimi penisimin etrafında daha da hızlandırırken kafamı geriye yatırmış, alt dudağımı ısırmış, aklıma Jimin'in damarlı elleri, kolları ve sikeyim, sikeyim, kaslı baldırları gelirken, "A-Alfa-"diyerek inlemiş, ve fazla zaman gelmeden de nefes nefese halde elime boşalmıştım. Göz kapaklarım aralanırken sıcaklığın biraz da olsa azaldığını hissetsem de sadece kendime dokunmanın yetersiz olduğunu biliyordum.

İç geçirirken doğruldum ve elimi nereye koyacağımı ilk kez bilemeyerek etrafa baktım. En sonki kızgınlık dönemimden bu yana, yani neredeyse dört aydır kendime dokunmamıştım. Ama şimdi alfamın bacaklarına oturduğumu, baldırına sürtündüğümü, kaslarına dokunduğumu ve penisinin içimi doldurduğunu hayal ederek bu aptal aldatıcı kızgınlık dönemini sonlandıracaktım.

Gözlerim yanımdaki dildoma kayarken dudaklarım kurudu. Seokjin kulaklarını kapatsa iyi olurdu.

*

"Bay Joo artık eşini bulduğunu öğrendiğinde seni kovacaktır."diye mırıldandı Seokjin önüme süt ve kek koyarken.

Dudaklarımı büzdüm. "Kendi kaybı."desem de ikimiz de benim kaybım olduğunu biliyorduk. O işe ihtiyacım vardı. Para gerekiyordu ve ben de bu evin masraflarından sorumlu dört kişiden birisiydim. 

Bir elime keki, diğer elime de sütü alırken Seokjin yanıma oturup televizyonu açtı. Kanalları gezerken, "Bu arada pek sessiz değildin."diyerek güldü. Kek boğazımda kalırken gözlerim kocaman açıldı. Anında sütü içerken öksürmemeye çalışmak çok zordu. "Ama seni takdir ettim Yoongi. Ben Namjoon'un eşim olduğunu öğrendiğimde-" 

"Namjoon ile olan seks hayatınızı duymak istemiyorum. Özellikle de ergen seks hayatınızı."

"Her neyse. Demek istediğim şu ki, Jimin gerçekten sana saygı duyuyor olmalı çünkü çoğu alfa eşlerini bulduğunda fiziksel çekim yüzünden-"

"Biliyorum."diyerek tekrar sözünü kestim. İzlemediğim dramalardan teki oynarken Seokjin püfleyerek geriye yaslandı. "Ama ikimiz de böyle bir adım atmadık hyung."deyip ona utansam da baktığımda gülümsedi.

"Namjoon'un arkadaşı olmasına şaşırmadım."

"Tabii ki de sevgilini öveceksin."diye homurdanarak kekin son parçasını da ağzıma attım.

Seokjin cevabıma karşılık, "Odanda Jimin diye bağırırken ben Bay Joo'ya senin hasta olduğunla ilgili yalanlar uyduruyordum. Sevgilime sakın laf söyleme."dediğinde dudaklarımı büzdüm. Sessiz olduğumu sanarken çoğu dediğim şeyi duymuş olması... "Ayrıca ciddiyim. Jimin gerçekten sana saygı duyuyor, ilk birbirlerini bulduklarında çoğu eş düşünmeden sevişir. Ama Jimin senin için anlaşılan kendisini tutmuş."

Sütümü içerken gözlerim televizyondaki tatlı kızı izlese de tüm algılarım Seokjin'in kelimeleri yüzünden kapanmıştı. "Bana bilmediğim bir şey söyle."dedim bitmiş bardağımı kek tabağının yanına koyarak. 

"Aish, artık bu kadar kendini beğenmiş olma!"

Bunu da biliyordum. Gözlerimi devirdim. "Eşimi gördüğüne emin misin hyung? Tabii ki de kendimi beğeneceğim, dünyadaki en göz kamaştırıcı, seksi, tatlı ve değer veren eşe sahibim." Seokjin'e döndüğümde yüzündeki ifade ve dudaklarını aralaması üzerine anında konuşmaya devam ettim. "Ve evet. Bunları sadece bir gecede öğrendim. Ve öğrendiğim şeyler tek bunlar da değil."

Gözleri büyüdüğü an, "Hayır hyung!"dedim anında telaşlanarak. "Hayır, o tür şeyler hakkında konuşmadık! Yemin ederim!"dediğimde nefesini dışarı üfledi. Rahatlayan ifadesini görünce dudaklarım kıvrıldı. "Ama uh, oldukça güzel kasları olduğunu söyleyebilirim."

"Min Yoongi!"

-

bir türlü ilk buluşma gerçekleşmedi gitti amk

bir türlü ilk buluşma gerçekleşmedi gitti amk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Paradise | yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin