13
Jeongguk, çok doyumsuzdu. Tanrım... Jimin ile mühürlendiğimizden beri kendi evime gitmek yerine onlarda kalıyordum ve kaldığım bu iki haftada öğrendiğim en iyi şey Jeon azgın Jeongguk'un doyumsuz, ihtiyaç dolu, azgın bir omega olduğuydu. Bazı sabahlar midem bulandığı için erken uyanıyor, daha sonra ise kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittiğim için onun inleme seslerini oldukça net duyabiliyordum. Ve bu sadece duyduklarımla da sınırlı değildi.
Film gecesi yaptığımızda, bize aldırmadan Taehyung'a odalarına gitmekle ilgili yalvarıyor, ellerini alfasından çekmiyordu. Eh, Taehyung'un da halinden memnun olduğu fazlasıyla açıktı ve seslerini alçaltmakla ilgili hiçbir düşünceleri yok gibiydi. Ya da gözlerimizin önünde yiyişmeleri, koltukta ön sevişme yaşamaları da duracak gibi değildi.
Şu an olduğu gibi.
"Taehyung..."diyerek ağlamaklı bir sesle konuştu Jeongguk. Bir eli Taehyung'un omzuna sarılıyken diğeri karnındaydı. Bacağını da onun üstüne atmıştı ve dudaklarını alfasının yanaklarında gezdiriyordu. Dudaklarımı büzdüm. Jimin'i istiyordum. "Biraz benimle ilgilen alfa."dediğinde Taehyung alt dudağını ısırdı.
"Eğer filmin bitimine kadar sabırla beklersen tüm gece seninle ilgileneceğim."dedi ve Jeongguk'a dönüp dudaklarını öptü. Ben ise kollarımı göğsümde birleştirmiş halde oturmuş onları izlerken küçük çocuklar gibi ayaklarımı yere vurup alfamın ismini bağırarak ağlayacak gibiydim. "İyi bir omega ol benim için, tamam mı?"
"Tamam,"dedi Jeongguk anında. Ben ise tekrar filme dönmüştüm çünkü onları izledikçe Jimin'i daha çok özlüyordum. "Ama-"
"Jeongguk feromonlarını kontrol et artık."diyerek birden Jimin yanıma oturup elindeki poşetleri ortamızdaki masaya koyduğunda heyecanlanmama engel olamamış, anında bedenimde bir sıcaklık hissederken Jimin'e bakmıştım. "Hamilelik hormonların evin, hatta bizim de üzerimizde feromon kokularının kalmasını sağlıyor."
"Deniyorum."dedi Jeongguk. Ama başka bir şey demesine izin vermeden ben kendimi Jimin'in kucağına atmış, "Seni özledim."diyerek sıkıca ona sarılmıştım.
Sarılışıma karşılık verse de, "Sadece on dakikalığına markete gitmiştim Yoonie..."diyerek gülmüştü.
*
"Jimin stüdyosuna gitmemi söyledi."deyip püfledim. Joohyun noona bana kaşlarını kaldırarak bakarken ben sağ dirseğimi masaya dayayıp yanağımı avucuma yaslamış, sol elimle de noonanın istediğim için bana özel yaptığı sandviçi yemeye başlamıştım. Çıkış saatine henüz bir saat vardı. Jimin'in dans stüdyosu buradan fazla uzak bir mesafe değildi ama yine de yorgun hissediyordum.
"Alfanı bekletme."dedi noona. Gözleri hala bendeydi ve bir şey söylemek istiyor gibiydi ama emin değildi.
Sıkılmış gibi ona baktım. "Demek istediğin tek şey bu mu?"deyip tekrar bir ısırık aldım.
Alt dudağını ısırıp derin bir nefes alırken gözlerini kapattığında ben hala onu sıkılmış gözlerle izliyordum. Saçlarını bugün garip bir topuz yapmıştı ve bu aralar olduğu gibi iki de bir yanıma gelip beni kokluyor, tuhaf koktuğumu söyleyip yüzünü ekşiterek yanımdan ayrılıyordu. Bir şeyler demek istiyor da kendisini tutuyor gibiydi.
Jimin de son zamanlarda böyleydi ama bunun tek sebebi Jeongguk'un bana son zamanlarda olan yakınlığıydı. Evde olduğumuz ve onun Taehyung'un kucağında olmadığı her vakit benim yanıma geliyor, bana sarılıyor ve sonra bir şeyler anlatıyordu. Kokusunun üstüme geçtiğini ben de fark ediyordum ama bu benim pek umurumda değildi. "Sadece... Cidden tuhaf kokuyorsun."deyip hımlayarak gözlerini açtı ama kısık tutmuştu. Bir şeyi çözmek istiyor gibiydi. "Acaba-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paradise | yoonmin ✓
Fanfiction"En zorlu omegayla eş oldun Park Jimin." - omegaverse