paradise/15

8.7K 591 369
                                    

15

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

15

Hamileliğin bu kadar zor olmaması gerekiyordu. Zihinsel olarak zaten yeterince kötü hissetmiyormuşum gibi bir de karnım büyüyordu. Dış görünüşüm Jimin için önemli olmasa bile karnımı bu kadar büyük görmek alışık olmadığım bir şeydi. Ve sadece karnım değil, yanaklarım da çok fazla ortaya çıkmış, bacaklarım da artık kalın gözükmeye başlamıştı.

"Karnım çok büyüdü."dedim ağlamaklı sesimle.

"Abartma Yoongi."dedi Seokjin hyung her zaman gibi gözlerini devirmeden önce. Ona kaşlarımı çattığımda tekrar gözlerini devirip nefesini dışarı üfleyerek elindeki su dolu bardağı önüme koydu. "Henüz dört aylık hamilesin. Eğer sen belli bile olmayan karnının çok büyüdüğünü düşünüyorsan Jeongguk ne düşünmeli?"dediğinde gözlerim kulaklık takmış halde tekli koltukta öylece uyuyakalmış Jeongguk'a döndü.

Tamam, Seokjin hyunga hak veriyordum. Jeongguk'un karnında iki tane bebek vardı ve gerçekten kocamandı. Henüz şimdiki haliyle bile karnım bu kadar büyükken sekiz aylık olduğumda daha da kilolu, karnım da gezegen yutmuşum gibi olacaktı. Bu düşünceyle birlikte anında gözlerim dolarken, "Hyung!"diyerek ağlamaya başlamam da geç olmamıştı. "Kocaman olacağım!"

Seokjin hyung anında yanıma gelip bana sarılmaya başladığında bu sefer üstünde algıladığım Namjoon'un kokusu yüzünden daha şiddetli ağlamaya başladım çünkü benim alfam yanımda değildi! "Jimin! Alfam! Alfamı çok özledim!"diyerek ağlamaya devam ettiğimde Seokjin, "Onu öldüreceğim."dedi.

Ve bu sefer, "Hayır hyung! Lütfen onu öldürme!"diyerek ağlamamı sürdürmüştüm. Tamamen isteğim dışında ağlayışımın şiddeti artarken kendimi ve duygularımı durduramıyordum. Seokjin'in uzun kolları beni kollarının arasına alsa da rahatlayamıyordum bile. Hormonlarımın artması da bunu katlarken artık en ufak bir olayla bile ağlayabiliyordum ve bundan nefret ediyordum. Hamile olmak beni güçsüzleştirmişti, güçsüzleştirmesi yetmezmiş gibi ağlak bebeğe çevirmişti! Ben ağlamazdım!

Seokjin hyung beni yemek yapmak için bıraktığında burnumu çekip telefonumu elime aldım. Jiminie'mi özlemiştim. Ağlamak istiyordum ve biraz da açtım.

"Jiminie?"dedim burnumu çekerek. Sesimin pürüzlü olmasını umursamamıştım çünkü alfamın ilgisine ihtiyacım vardı.

"Yoonie? Ağlıyor musun? Yine?"

"Yine mi?"dedim gözlerim dolarken. "Bak işte! Gördün mü?! Benden şimdiden sıkıldın!"

"Hayır, hayır."dedi anında. Telefondan bile sesinin endişesini anlıyordum ama hormonlarım doğru düşünmeme izin vermiyordu. "Sikeyim, yanına gelip seni istediğin kadar öpeceğim, sarılacağım tamam mı? Sadece ağlama. Yemin ederim geleceğim."

"Gelecek misin?"dedim burnumu tekrar çekip boştaki kolumu kendime dolayarak.

Kulağıma iç geçirme sesi gelirken cevabını alamadan elimdeki telefon aniden çekildi. Kafamı hızlıca arkama çevirirken Seokjin telefonumu almış, kulağına koymuştu bile. "İşlerini halletmeden gelme Jimin. Ben bu hormonu bozulmuşla ilgilenirim."derken Seokjin hyung bana bakarak gözlerini deviriyordu. Ben ise yine kötü olmuştum çünkü alfamın kokusuna olan ihtiyacım gittikçe daha da artıyordu. Kaşlarım çatılırken, "Hayır Jimin endişelenme. Taehyung'a söyle Jeongguk da iyi. Yemeklerini de yedireceğim. Gerçekten endişelenmenize gerek yok. Aish."diyerek devam etmişti Seokjin hyung.

Paradise | yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin