Bölüm 29

514 43 22
                                    

Yazar Notu; Herkese selam! Umarım buraya kadar okuduklarınızdan zevk almışsınızdır. Şu anda size elimdeki bütün bölümleri vermiş bulunmaktayım. Buradan sonra yeni bölümlerin yazımı başlıyor. Fakat o bölümlerden önce sormak istediğim bir şey var; Elimde bu hikayeyle ilgili, fakat doğrudan bağlantısı olmayan iki bölüm duruyor. Bu bölümlerden birisi Lark& Hermione çifti üzerine yazılmış dokuz sayfalık bir hikaye. Bu hikaye tek sayılık olduğu için buraya koyup koymamak arasında kararsızım.

Diğer hikaye ise üçüncü sınıfın yaz tatilinde Lark, Draco ve Pansy'nin başından geçen küçük bir Paris macerası. Bu hikaye doğrudan Slytherinde bir Potter'a bağlı. Sadece bir sene ilerisinde geçen ufak bir ek bölüm olarak düşünebilirsiniz. Bu bölümü ise tarihsel sıralamayı izleyip buraya üçüncü yılın sonunda mı koysam, yoksa şu an mı koysam diye düşünüyorum.

Yukarıdaki konuda fikirlerinizi belirtirseniz gerçekten çok sevinirim.

Bu ufak meseleden sonra sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum, iyi okumalar!



Bölüm 29


Hermione Granger, iksir yapmakta usta sayılırdı. Yaşıtlarına göre dahi bile denilebilirdi ona. Hermione iksir yaparken sinirini bozabilecek birisi varsa, o da kesin Parkinson'du. Zira, şu anda da Hermione'ye rahat vermiyordu bir türlü. "Sana diyorum Granger! Ateşi arttırman lazım. İksir fazla yoğun!!". Pansy, dumanı tüten bir kazan dolusu iksire göz gezdirdi tekrar.

"Hayır! İksir yoğun falan değil Parkinson!!" Hermione sabrının son damlalarını da kullanıyordu şu anda. Kahverengi gözleri kısılmış, saçlarını düzeltirken yeşil gözlerle iksiri inceleyen Pansy'e bakıyordu. Parkinson, kesinlikle anlaşması zor bir kızdı. Hermione için bile!

Kızlar iksir başında didişirken, Lark, Blaise, Harry ve Ron da sırıtarak onları izliyordu. Hermione ve Pansy'nin yan yana gelmesi son derece eğlenceliydi aslında. Hiç sıkılmadan, bütün gün boyunca onların tartışmalarını izleyebilirdiniz. Blaise "Söylesenize" dedi, "Sizce gidip onları durduralım mı? Bu gidişle iksiri mahvedecekler".

"Ah! Hayır hayır" iye mırıldandı Lark. "Merak etmeyin siz, muhtemelen tartıştıkları şey konusunda Parkinson haklı. Öyle gözükmeyebilir, ama iksir dersinde son derece yetenekli. Şey... benim öğrencim ne de olsa". "Parkinson Hermione'den daha mı iyi iksir yapacak? gözlerimle görsem yine inanmam buna!" diye çıkıştı Ron, Harry'e bakarak. Destek istediği belliydi. Harry gözlüklerini düzelterek bir kere daha tartışmakta olan iki kızı inceledi bir şeyler söylemeden önce. "Bilemiyorum" diye mırıldandı. "Hermione gerçekten çok iyi... her ders için bu böyle. Ama Parkinson'un da iksir dersi fena değil. Yani, kabul et Ron, kız iksir yapmakta uzman!"

Ron'un mavi gözleri irice açıldı. "Harry!! Parkinsonu mu seçiyorsun?!". "Tabi ki beni seçecek, seni embesil!!" diye bağırdı Parkinson kazanın başından. Böylelikle, çocukların olduğu tarafa bakmasa bile onları dinlediği belli oldu. Blaise başını yana eğdi. "Tamam, Parkinson'un iksiri konusunda bir şey diyemeyeceğim, ama kulakları muhteşem". Bunun üzerine dört çocuk da sırıttı.

"Tanrım!!" diye inledi Hermione en sonunda bıkmış bir halde. "Lark!! Al şunu başımdan biraz!". Lark gözlerini devirerek Hermione ve Pansy'i inceledi. "Şey.. bilemiyorum Granger, bana gayet iyi iş çıkarıyorsunuz gibi geldi. Blaise, sen ne diyorsun?". Blaise yüzüne büyük bir başarıyla kararsızlık ifadesi geçirdi hemen. Sesi kalınlaştı. Sanki gözlüğü varmış ve onu çıkarıp ovarmış gibi havayı ovaladı. "Kararsızım Bay Potter, buradan bakınca evli birer çift gibi duruyorlar. Yani mutlu bir aileyi yıkmayı istemem".

Slytherinde Bir Potter/HarryPotter FanficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin