Slytherinde Bir Potter/HarryPotter Fanfic

Bir Tatil Anısı

Yazar Notu; Öncelikle herkese selamlar. Yeni bölümü uzun zamandır koyamadığım için özür dilerim. Uzun süredir hiç fırsat bulum da bir şeyler yazamadım bir türlü. Maalesef baya yoğunum ve bu yoğunluğu bir türlü başımdan savuşturup rahatlayamıyorum. Şu an da yeni bölüm yazacak vaktim yok aslında. Ben de size elimde bulunan bir özel bölümü düzenleyip sunmak istedim. Hiç olmazsa hala hayatta olduğumu haber vermiş olurum bu yolla :/

Bölüm Notu; Öncelikle bu bölümün bir özel bölüm olduğunu bildirmeliyim sanırım. Bu bölüm ileride, üçüncü sınıfın yaz tatili sırasında geçiyor aslında. Bunu bilerek okursanız iyi olur. Hikayeyle doğrudan bağlantılı bir bölüm olduğunu da belirtmeliyim sanırım. Yaptığım şey, çok ileride buraya koymam gereken bir bölümü şu anda buraya koymak aslında. Ne kadar akıllıca bir iş bilemedim! :D

Evet, sizi daha fazla bunaltmadan bölümü sizlere sunuyorum. Umarım beğenirsiniz. Hatalarımı ve önerilerinizi, bölümle ilgili düşüncelerinizi belirtirseniz de ayrı bir mutlu edersiniz beni.

Kaliteli vakit geçirmeniz dileğiyle, iyi okumalar,

Sağlıcakla kalın!

Bir Tatil Anısı

Lark'ın şu anda burada ne işi vardı, o da bilmiyordu açıkçası. Tamam, Pansy ve Draco'yu anlayabilirdi... Sonuçta ikisi nişanlıydı –Tamamen ailelerin kararlaştırdığı bir nişandı bu. İki çocukta bu nişanı pek umursamıyordu‐ ve romantik bir yaz tatili geçirmek istemiş olabilirlerdi. Bura ki problem, yanlarına Lark'ı da almış olmalarıydı!

Lark, yeşil gözlerini bıkkınlıkla kısarken, keyifsiz bir nefes bıraktı. "Cidden? Draco, söyle bana, ben neden gelmek zorundayım ki sizinle?". Bu sırada, muggle dolu caddede ilerlemeye çalışıyorlardı. Draco,güzelce şekil verilmiş olan saçlarını düzeltti eliyle. "Çünkü Pansy'le tek başıma uğraşamam" diye açıkladı düşüncesini. "Ayrıca..." Yüzünü buruşturdu ve gri gözleriyle etrafını süzdü iğrentiyle. "Bu Merli'nin belası muggle şehrinde tek canı sıkılan kişi olmak istemiyorum". Gözleriyle sırıtarak koşuşturan aptal muggleları gösterdi. "Cidden? Bu aptalların hepsi neden mutlu ki?". Lark gözlerini devirdi. "Sorma... Bende daha kavrayamadım neden mutlu olduklarını".

İki gencin sohbeti, arkalarından gelip kollarına giren birisiyle bozuldu. "Çünkü beyefendiler, burası aşıklar şehri; Paris!!". Pansy'nin yanındaki çocuklar bu cümleden hiç etkilenmemiş gibiydiler. "Yanlış isim seçmişler bence" dedi Draco somurtarak. Lark başıyla Draco'yu onayladı. "Bence aptallar şehri denilse fena olmazmış!" diye belirtti fikrini. "Ya da ahmaklar şehri" Draco devam ettirdi onun sözünü. Pansy koluna girdiği iki çocuğu, muggle kalabalığını yararak sürüklerken, sinirle yanaklarını şişirdi. "Üff, gençlik duygunuz nereye kaçtı sizin?". "Ahh, ben onu Hogwarts'da unuttum!" diye dalga geçti Lark hafifçe sırıtarak. Draco kıkırdamaya başladı. "Ben de gerekmez diye yanıma almamıştım, malikânede bırakmıştım". "Ha ha! Çok komik!" diye sitem etti Pansy. "Hadi ama çocuklar, oyunbozanlık yapmasanıza!".

Lark, siyah saçlarını sol omzuna doğru gelecek şekilde örmüş, yüzüne hafif ama yakışacak ölçüde makyaj sürmüş olan yeşil gözlü kıza baktı. Pansy Parkinson'u muggleların arasına bu kadar yakışacak şekilde görmeyi beklemiyordu. Tabii, onun Paris için düşüncelerini de biliyordu; Pansy'e göre burası sanat, moda ve aşk şehriydi. Ayrıca, şehrin yüksek kültürü, asilzadeleri çeken bir ışık gibiydi. Ve bizim safkan soyuyla gurur duyan Pansy'mizin bu ışığa kapılmaması beklenemezdi. Parkinson'un sevebileceği tek muggle şehri burasıydı...

"Şansını zorlama Pansy" dedi Draco. "Senin peşinden buraya sürüklenmiş olabiliriz ama bu pis muggleların, beni heyecanlandıracak bir tarafını göremiyorum". Pansy, yeşil gözlerini devirdi. "Ah, seninle evlenecek kıza acıyorum Draco!". "Bu duygularımız karşılıklı, sevgili nişanlım" dedi Draco yüzüne yalancı bir gülümseme kondurarak. "Hey hey, siz böyle güzel anlaşırken kendimi fazlalık hissediyorum ama". Lark araya girdi. "Bu yüzden ben gitsem ve siz ikiniz takılsa?". "Hiç şansın yok Potter". Malfoy pis bir sırıtmayla karşılık verdi arkadaşına. Bu sırada Pansy, Lark'ın kolunu daha da sıkı tutmuştu. "Kesinlikle Malfoy haklı" dedi. "Paris'in güzelliğini ve ruhunu siz iki duygusuza anlatana kadar bırakmıyorum sizi".