GİRİŞ

13.5K 440 282
                                    

Baban Tony Stark değildi ama ama onunla çok yakın arkadaşlığı olan ünlü bir iş adamıydı. Her zaman olduğu gibi baban bir iş için uzun bir süre yurt dışında olacaktı. Annen ise yıllar önce ölmüştü. Senin ise süper güçlerin vardı. Nasıl olduğu hakkında kimsenin bir fikri yoktu ama kimsenin umurunda olduğu da yoktu. Güçlerin nesneleri zihin gücünle hareket etmekti ve aşırı derecede iyi reflesklerin vardı.

Baban giderken seni güvenli bir kişiye bırakmak istiyordu. Bu yüzden Stark kulesinin önündeydiniz. Baban sana dönüp birkaç şey tembihledi. Sarıldınız ve vedalaştınız.

Stark kulesinden içeri girip asansöre bindin. Buraya çok gelmesen bile yine de bu binanın içini biliyordun. Durman gereken katta durduğunda asansörden indin. Karşında tam tahmin ettiğin gibi Avengers ekibi duruyordu. Ne de olsa Tony Stark,  Iron Man idi ve babanla yakın arkadaştı. Bilmemen için bir sebep yoktu.

İçeri bir adım attığında Tony seni karşıladı. Sana kollarını açıp "S/A!* diye selamladı. Sen de kollarını açtın."Tony a..." Tam olarak amca diyecektin ama onun bu yaşlı sıfatlarını sevmediğini bildiğinin için a harfini uzatıyordun. Ortaya resmen filmlerdeki gibi manzara çıkmıştı. Tony "Sakın onu deme!" dedi. M harfini B harfine yuvarladın. Steve ne diyeceğini anlamış olacak ki "Kesinlikle bu daha iyi olur." dedi. Sen de bir anda "Abi!" diye bitirdin lafını.

Sana gülümseyip sarıldı. Sen de ona sıkıca sarıldın. Ayrıldığınızda diğer kişilere döndün, herkes sana gülümseyerek hoş geldin derken mutfaktan elinde bir kase mısır gevreği ile ağızı dolu Peter girdi. Tüm herkesi tanıyordun ama Peter ile tanışmamıştınız. Sadece birkaç resim sayesinde sen ondan haberdardın. Ağzı dolu olmasına rağmen "Kim gelmiş? " diyerek diğerlerinin yanına geldi ve sana baktı.

Kase ellerinden kayıp giderken sen gelişmiş reflekslerin sayesinde kaseyi gücün ile kaldırdın. Bunu yaparken çok zorlanmadığın için elini kaldırmana bile gerek yoktu. Herkes bir anda bunu Wanda'nın yaptığını düşünüp ona baktı. Wanda omuz silkince sen "Ben yapıyorum, zihnim ile..." dedin ve kaseyi bir sehpaya bıraktın. Herkes, Tony hariç, sana şaşkınlık ile bakarken bir anda öksürük sesleri geldi. O tarafa baktığında Peter ağzındaki mısır gevrekleri yüzünden neredeyse boğuluyordu. Steve onun sırtına vurdu ve Peter kendine geldi. Ona bir bardak su getirildiğinde ise daha iyiydi. 

O sırada Clint'ın, Sam'in kulağına hiç kimsenin fark etmediği bir zamanda "Havada aşk kokusu var." demesiyle ikisi de kıkırdamıştı. Peter herkes gibi yanına geldi ve elini uzatıp "B-b-ben Peter. Peter Parker" dedi kekeleyerek. Gülümseyip elini sıktın. "Ben de S/A. S/A S/S/A.* " O da gülümsedi.

Peter'ın Bakış Açısı

Gülümsedi ve ismini söyledi. Ne güzel gülüyor. Resmen içimi ısıtan bir şekilde... Sanki bir güneş gibi. Kokusu da çok güzeldi. Bahar kokuyordu ve resmen lavanta kokusu alıyordum. Ben de gülümsedim. Bizi ayıran şey Bay Stark'ın sesi olmuştu.

S/A Bakış Açısı

"S/A gelmen gerçekten çok iyi oldu. Bruce bir işime yaramamaya başlamıştı." diyen Tony'nin sesiyle elini Peter'dan çekip ona baktın ve güldün. "Hadi ama Bruce'un benden daha zeki olduğuna bahse girerim." dedin. Bruce'un gülüp. "Teşekkür ederim S/A." demesiyle sen de ona gülümsedin.

Steve yanına geldi ve bavulunu aldı. "Seni odana götüreyim. Yerleştirdikten sonra bizimle yemeğe gelirsin." Kafanı tamam anlamında salladıktan sonra asansör ile odana çıktınız. Steve odana bavulu bırakınca teşekkür ettin ve odana girdin.

Odana biraz baktıktan sonra kıyafetlerini yerleştirdin. Kısa bir duş aldıktan spor bir şeyler giydin. Saçını da kuruttuktan sonra hazırdın. Tam sen kapıdan çıkmadan önce F.R.I.D.A.Y "Bayan S/S/A yemek saati." dedi. "Teşekkürler F.R.I.D.A.Y. Ayrıca bana S/A diyebilirsin." dedin. Jarvis bunu yapamayacağını söyleyince güldün ve asansöre doğru ilerledin. Asansörün kapısının açılması ile Peter'ı gördün. Gülümsedin ve selam verdin. O da karşılık olarak aynısını yaptı. Asansörde biraz yana kayınca sen de onun yanına geçtin. "Yerleşebildin mi?" diye soru sorunca ona baktın ve cevap verdin. "Evet. Normalde planım uyumaktı ama açım ve Yüzbaşı yemeğe gelirsin dediği için ben de ineyim dedim." Kafasını aşağı yukarı doğru salladı.

Yüzüne baktığında bir şey sormak istediğini anladın. "Sor." Sana anlamayan bakışlarla bakınca "Bir şey sormak istiyorsun. Çekinme sor." dedin. İlk başta bakışlarını kendi parmaklarına çevirdi. Daha sonra bir anda sana dönüp "Senin güçlerin mi var. Yani o kase olayı inanılmazdı. Resmen zihninle kaseyi havaya kaldırdın ve sehpaya koydun." dedi. Gülümsedin. "Evet. İstediğim her şeyi zihnim ile hareket ettirebilirim."

"O zaman sen de aynı Wanda gibisin." dedi. Kafanı hayır anlamında sallayıp "Ben onu sahip olduğu güçlere sahip değilim. Ayrıca benimkiler mistik güçler değil. Ben daha farklıyım. Hem benim aşırı derecede gelişmiş reflekslerim var." dedin. Biraz şaşırıp "He sen o yüzden kaseyi bir anda havada yakaladın." dedi. Kafanı tekrardan evet anlamında salladın. "Benim de örümcek hislerim yüzünden gelişmiş reflekslerim var." dedi. Asansörden indiğinizde yemek salonuna doğru ilerlerken kimin daha iyi refleksleri olduğu hakkında ufak bir tartışmaya girmiştiniz.

Yemek salonuna vardığınızda en sonunda sen "Tamam yeter. Yarın bunu adil bir maçla öğrenmeye ne dersin." dedin. Kafasını onaylarcasına salladı Peter. Yemek sofrasında oturan herkes size bakıyordu. Sam "Ne maçı?" diye sordu. Senden önce Peter "Kimin daha iyi refleksleri olduğunu anlamak için bir maç yapacağız." dedi. Aynı ağızdan herkes senin adını söyledi. Steve hariç. Sen gülümseyip teşekkür ettikten sonra Steve "Güzel yarınki maçın hakemi benim öyleyse. Başınıza bir şey gelmesini istemiyorum. Şimdi hadi yemeğe." dedi. Herkes sofraya otururken Tony "Yarın çok eğlenceli olacak." deyip sırıttı.

*Senin adın

*Senin Soyadın

REFLEKS |PETER PARKER|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin