Yaklaşık bir hafta geçmişti. Yaklaşık bir haftadır kulede kalıyordun.
Clint ve Sam'in kıs kıs fısıldaşarak konuşmalarına, Steve'in sana abin gibi davranmasına, Tony'nin Steve ile cilveleşmesine, Natasha ve Bucky'nin gereksiz yere sana yakın dövüş öğretmesine, Loki ile birlikte Thor'u kızdırmaya, Bruce ile deney yapmaya, Wanda ile dedikodu yapmaya, Pietro ile yerli yersiz gereksiz hız yarışlarına ve en önemlisi Peter ile istediğin her şeyi yapmaya alışmıştın.
Babandan gelen habere göre işleri biraz daha uzun sürecekti Bu yüzden kimseyle kavga etmeden biraz daha orada kalman gerektiğini söylüyordu.
Yaz tatilinde olduğunuz için Peter okula gitmiyor ve böylece tüm gün istediğiniz her şeyi yapabiliyordunuz. Arası sıra Pietro'ya katılmaya çalışsan da bunu çok iyi yapamıyordun tabi. Tüm bir gün boyunca herkese yetişmek zordu.
Her zaman olduğu gibi erkenden kalkıp spor salonuna gittin. Kendi rutinlerini yaparken arkadan yaklaşan ayak seslerine karşın arkanı döndün.
Steve bir anda durup elini selam dercesine salladı. Sen de gülümseyip selam verdikten sonra kum torbasına yönlendin. "Yardım ister misin?" diye soran Steve'e bakıp kafanı hayır anlamında sallarken aynı zamanda zihin kontrolüyle kum torbasını yerine taktın. Steve kafasını sallayıp "Şu zihin şeysi." deyip güldükten sonra bir kum torbası taktı. "Bakalım benim kadar güçlü müsün?" Güldün. Hazırlanırken "Bir Steve Rogers kadar değilim ama olsun." dedin. O da güldü. İkiniz de ellerinizi sardıktan sonra aynı anda torbaya yumruk atmaya başladınız. Steve sert ve yavaş yumruk atarken sen normal şiddette ve hızlı yumruklar atıyordun. Onu geçemeyeceğini biliyordun ama yine de şansını denemek istiyordun.
Steve çok geç olmadan kum torbasını patlattı. Onun ardından sen de birkaç saniye içinde patlattın. Ağzın açık bir şekilde kum torbasına bakarken Steve de sana ağzı açık bir şekilde bakıyordu. Hayatında ilk defa kum torbası patlatma sevinci ile gülmeye zıplamaya başladın. "Ben bunu nasıl yaptım ya? Ben böyle bir şey yapabiliyor muydum? Oha ben gerçekten inanamıyorum!" Neden bu kadar çok tepki verdiğini bilmiyordun ama şuan umurunda değildi. Şaşırmıştın, bir anda Steve'e sarıldın. Sizin için çok bir sorun yoktu. Ne de olsa siz abi kardeş gibiyiz. Hatta öyleydi ama sizi dışarıdan izleyen Peter bunu kıskanabiliyordu.
Evet aslında aranızda çok yaş vardı. Ama ne de olsa biyolojik olarak çok fark yoktu. Ama ne salak Steve'in herkese bu şekilde davrandığı aklına gelmemişti. Tam gidecektik ki Tony'nin yanlarına gelip Steve'i öpmesi ve sonra Steve ile birlikte çıkması üzerine kendisine kızdı ve hemen yanına geldi.
"Selam!" O sırada ellerini sardığın bandajlardan çıkartırken Peter'ı görünce saçma salak bir biçimde heyecanlanıp bir anda elindeki bandajı çıkardın ve kekeleyerek "Se-selam! " dedin "Her sabahki gibi yine formundasın anlaşılan." dedi.
Güldün. Hemen sonra heyecanla "Biliyor musun az önce kum torbasını patlattım. Hatta Steve patlattıktan hemen sonra." dedin. Kafanı patlayan torbaların o tarafa çevirip hala orada olduğunu görünce elinle gösterip "Bak!" dedin. Aynı bebek gibiydin ve bu halin Peter'ın hoşuna gitmişti.
Gözlerini pörtleten Peter "Sen gerçekten bayağı güçlüsün. Ama bence önce enerji toplayalım. Bildiğim kadarıyla kahvaltıda krep var. "dedi. Dudağını yalayıp -ki bu Peter için hiç iyi değildi- "Duş alıp hemen geliyorum." dedin ve hemen odana koştun.
Arkandan sana bakan bir adet Peter daha doğrusu sana aşık bir adet Peter vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REFLEKS |PETER PARKER|
FanfictionPeter Parker hayal et kitabıdır. İçeride her şey olması gerektiği gibi. Hiç kimse ölmedi... #1 midgard #1 peterparker #1 karadul #1 kızılcadı #1 falcon #1 loki #1 spiderman #1 quicksilver #1 kışaskeri