İki hafta sonra
Kaç hafta geçtiğini bilmiyordun ama iyileşiyordun. Bu haftalar içinde her ne kadar odadan çok çıkmasan da -odan dediğin Peter'ın odası çünkü bu süreçte Peter nerdeyse kişisel eşyaların hepsini kendi odasına taşımıştı- Peter sana çok fazla yardımcı oluyordu.
Bir ay sonra
Nerdeyse tamamen kendine gelmiş durumdaydın. Yani en azından kahvaltı veya yemek için aşağıya inebiliyordun. Peter'ın odaya getirmesine ve odada birlikte yemenize gerek kalmıyordu. Gerçi bunu tercih eder gibiydin çünkü her odadan çıktığında Peter -bazen de Pietro- hariç herkes sana kötü ve daha birçok adını koyamadığın bakışlar ile bakıyordu. Sebebini anlamasan da bir gün bunu Peter'a mutlaka sormayı aklına koymuştun.
İki ay sonra
Kendine tamamen gelmiş durumdaydın. Neredeyse iki ayını almıştı fark etmen ama fark etmiştin elinde sonunda. Bunu Peter bile dahil kimse bilmiyordu. Yeni bir gücün olduğunu fark etmiştin. Nesneleri nasıl hareket ettiğini umursamazken bile artık hem nasıl hareket ettirdiğini hem de nasıl zihin okuyabildiğini umursuyordun. Çünkü bunların normal olmadığını düşünüyordun.
Yatakta oturup öylece düşünürken zihninde Peter'ın sesini duydun. "Bu gün sadece S/A ile vakit geçirmek istiyorum. Beni kimse engelleyemez. " diyordu. Ardından da Peter odaya girince neden onun sesini duyduğunu anlamıştın. Aklını okumuştun...
Peter selam deyip kapıyı kapatınca yataktan sıçrayıp Peter'ın kucağına zıpladın. Ayaklarını beline sarıp ellerinle yüzünü tuttun ve öptün. O da refleks olarak ellerini beline sarmıştı.
Uzun süre öpüştükten sonra Peter çok hafif kaşlarını çatarak ve dudaklarını istemeyerek de olsa ayırarak "Bunu sevdim ama bir anda ne oldu? Sen iyi misin?" dedi.Onu tekrar tekrar öperken omuz silktin. "Sadece... seni seviyorum... ve... tamamen içimden...geldi." dedin. Lafların arasında onu öpmeyi ihmal etmemiştin. Peter da omuz silkti. "Bana uyar. Çünkü bebek, bugün tamamen sana aitim. "Gülümsedin ve yere indin. "Bu çok iyi o zaman."
Ona sıkıca sarıldığın sırada zihninde yine onun sesini duydun. "Odadan çıkarsa eğer herkes onu sorguya çekecek. Bugün konuşmam lazım." diyordu. Kaşların çatık bir şekilde ayrılıp Peter'a baktın. "Bir şey mi demek istiyorsun?"
Peter da ilk başta kaşlarını çattı sonra ise havaya kaldırıp "Aslında evet. Nerden bildin?" dedi. Sadece tahmin olduğunu söyledin ve yatağa oturdunuz. Peter söze başladı. "Öncelikle sana kesinlikle güveniyorum ve seni seviyorum. Sakın söylediklerimi yanlış algılama. Ben senin tarafındayım. Ve lütfen benim lafımı bölmeden dinle. Söz mü?" dedi.
Kafanı olumlu anlamda sallayınca da devam etti. " Baban... baban öldüğü zaman yarım kalmış bir planı varmış. Plan ne bilmiyorum. Aslında bizimkiler de bilmiyor ama... bizimkiler çok saçma sapan bir tahminde bulunuyorlar. Baban seni buraya bıraktığı zaman gittiği yerde öldüğü için seni buraya bırakma sebebinin seninle ortak olması olduğu ve planın ise senin bilgi sızdırmak olduğunu düşünüyorlar. Ben onlara inanmadığımı söylesem de bana öğrenmem için baskı kurdular. Ben ise yapmayacağımı söyledim ama en sonunda senin masum olduğunu bildiğim için bunu kanıtlayacağımı söyledim ve gittim. Olay tamamen bu ama sana dediğim gibi seni seviyorum sana sonsuza dek güveniyorum ve senin böyle bir şey yapmayacağını biliyorum. " diyerek sözünü bitirdi Peter.
Gözlerin hafif dolu bir şekilde ona bakıyordun sonra... sonra en son karanlık vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REFLEKS |PETER PARKER|
FanfictionPeter Parker hayal et kitabıdır. İçeride her şey olması gerektiği gibi. Hiç kimse ölmedi... #1 midgard #1 peterparker #1 karadul #1 kızılcadı #1 falcon #1 loki #1 spiderman #1 quicksilver #1 kışaskeri