KOKU

2.8K 182 67
                                    

Sabah seni sıkıca saran kolların baskısı ile uyandın. Ve tabi ki de yüzüne vuran güneş ile birlikte. Arkanı yavaşça döndüğünde huzurla uyuyan Peter'ı gördün. Bir elinle onu uyandırmamaya çalışarak hafifçe saçlarıyla oynamaya çalıştın. Seni çok sıkı sarmıştı. Aslında şikayetçi değildin. Onu gerçekten seviyordun. Kuleye geleli çok olmamıştı ama herkese alışmıştın. Fakat Peter'a alışmaktan çok ona aşık olmuştun.

Sen ona bakarken o kadar çok huzur dolu düşünüyordun ki istemsizce neredeyse otuz iki diş gülüyordun. Uykulu bir şekilde "Uyurken insanları gözetlemek aslında çok yanlış ama senin benim sevgilim olduğunu düşünürsek buna onay veriyorum." dedi gözleri kapalı bir şekilde Peter. Gülümsedin. "Günaydın." dedin bir tek.

Peter tek gözünü açıp sana baktı. Ardından açtığı gözünü tekrar kapattı ve koynuna iyice girdi. Böylece bu sefer sen onu kolların ile sarıyordun. Beline giden elini ensesine götürdün ve tekrar saçlarıyla oynamaya devam ettin. "Çok güzel kokuyorsun. Neden sadece tüm gün boyunca yatmıyoruz ki. Ben de böylece tüm kokunu içime çekebilirim."

Kafanı indirip Peter'a baktın, aynı anda o da sana baktı. "Ne gibi kokuyorum ki? Parfümümü bile sıkmadım." demenle Peter anında cevap verdi. "Bahar gibi kokuyorsun S/A. Özellikle lavanta kokusu alıyorum." Birkaç saniye yüzüne baktıktan sonra yüzünü buruşturdun. " Doğru evet lavanta özlü ama sorum var." dedin. Peter doğruldu ve kafasını salladı. "Söyleyeceğin tek şey bahar gibi kokmam mı? Ve bir de lavanta."

Peter tebessüm etti. "Bazı şeyleri sözler ile anlatamazsın. Çünkü bazı şeyleri sadece hissedersin. Özellikle bu hissettiğimiz şeyler genellikle kokular olur. O kadar güzel kokar ki bazen. Kimin olduğunu anlarsın ama dilin tutulur. İşte ben sana bu yüzden başka bir şey söyleyemiyorum S/A.

Ne diyeceğini gerçekten bilemedin. Aslında çok romantik birisi değildin bu yüzden sustun. Fakat gözlerin ve yüzündeki o gülüş her şeyi söylüyordu Peter'a. Peter seni tekrar kolları arasına aldı. Saçlarını öptü. Daha sonra ise gıdıklamaya başladı. Hassas noktanı anında buldu. O kadar çok gıdıklanıyordun ki gülemiyordun bile. Hatta nefessiz kalmıştın. O anın heyecanı ile sürünerek yere attı kendini. Süründüğün için ve Peter da seni çekiştirdiği için tişörtün üstünden çıktı bir anda. O bir an içinde de Tony girdi odaya. Yine.

Sen yataktan tişörtünü alıp üstünü kapatırken Peter anında ayakta dikilmişti bile. Tony gözlerini aynı o günkü gibi kocaman açmış yere bakıyordu. Aynı o günkü gibi "Çocuklar?" dedi. Bu sefer sen hiç durmamış anında lavaboya koşmuştun. Peter ise Bay Stark ile odadan çıkmıştı.

REFLEKS |PETER PARKER|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin