Yatağa yüzünü gömdüğün zaman uykuya dalmıştın. Odanın kapısının açılıp kapanma sesi ile uyandın. Doğruluğunda karşında Peter'ı gördün. Başka kim olabilirdi ki zaten. Yanına gelip sana sarıldı. Sen de ona sarıldın.
Yüzüne baktın. Peter'ın yüzünde bir sıkıntı olduğunu anladın. "Sen iyi misin?" dedin kaşlarını çatarak. Peter da kafasını salladı. "Bay Stark ne için gelmiş?" dedin. Peter bir süre yüzüne baktı. Hiç cevap vermedi. Bu süre uzayınca elini gözünün önünde salladın. "Hey kime diyorum? Peter? Sen iyi olduğundan emin misin?" dedin bu sefer sorgulayıcı ve baskıcı bir şekilde. "Benimle her şeyi paylaşabileceğini biliyorsun değil mi?"
Peter kafasını tekrar evet anlamında salladı. "Bir şey yok sadece biraz dalmışım." dedi. Tekrar duraksadıktan sonra bir anda doğruldu ve "S/A sana bir şey anlatmam lazım." dedi.
Konuşmanın ciddi olduğunu anladıktan sonra sen de doğruldun ve kafanı salladın. Peter elini tuttu. "Bak ilk öncelikle senden sakin olmanı sonra da kesinlikle seni sevdiğimi ve sana sonsuza dek inandığımı bilmeni istiyorum. Bay Stark beni çağırdı zaman toplantı odasına götürdü. Ben orda bir şey öğrendim. Ve bu öğrendiğim şey üzerine de benden bir şey istediler. Ben kabul etmedim ilk başta ama sonra dediğim gibi sana güvendiğimi kanıtlamak için kabul ettim. "
Aklın iyice karışmıştı. "Peter bana güvendiğini biliyorum. Ben de sana güveniyorum. Seni seviyorum. Ama olayı çok karmaşık anlatıyorsun. Doğru düzgün anlatır mısın?" diye lafını böldün.
"S/A... baban... bazı kötü işlere karışmış. Polis ile çatışmaya girmiş ve... ben çok özür dilerim. O... gitti." dedi Peter kekeleyerek. O kadar zor geldi ki bunu söylemek. Seni düşünemiyordu bile.
Gözlerin önce doldu. Sonra ise ilk damla sol gözünden düştü. İkinci damla soldan. Üçüncü damla soldan... Derken sağda başladı. Bir anda için yanarak ağlamaya başladın. O gün seni bu kapıya bırakıp gittiğinde güzel bir yere gittiğini düşünüyordun. Yanılmıştın... Geri gelip seni Peter ile mutlu görünce kendisinin de mutlu olacağını hatta biraz kızacağını düşünüyordun. Yanılmıştın... Annen... Belki de annen bile babana karşı çıkarken ölmüştü. Ne de olsa babanın annenden söz ettiğini hatırlamıyordun. Kim bilir baban neler yaptı. Neleri bitiremedi...
Acıyla ağladın Peter'ın kucağında. O ise sadece sana sarılabildi. Başka bir şey yapamıyordu. Acını hissediyordu. Ama sana dokunamıyordu bile nerdeyse. İçinden içinden ağlıyordu. Sen ağladıkça... En son kafanı kaldırıp sana baktı. "Bunu birlikte atlatacağız. " dedi. O ağlaman arasında duyduğun en son söz buydu. Ondan sonra hıçkırıkların ile birlikte Peter'ın kolları arasında uyudun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REFLEKS |PETER PARKER|
FanfictionPeter Parker hayal et kitabıdır. İçeride her şey olması gerektiği gibi. Hiç kimse ölmedi... #1 midgard #1 peterparker #1 karadul #1 kızılcadı #1 falcon #1 loki #1 spiderman #1 quicksilver #1 kışaskeri