Yavuz
İşte buradaydım. Tertemiz havayı içime çekerken kollarımı iki yana açtım. Bir yıl sonra tekrar Karabayır da ait olduğum yerde taburdaydım. Kapanmış gözlerini açtıktan sonra kardeşlerime baktım.
Hepsinin gözlerinde aynı sevinç ve mutluluk vardı. Ali Haydar tekrar burada olduğumuz için gözlerini kapatmış dua ediyordu. Keşanlı küçük bir çocuk gibi dolu gözlerle etrafına bakıyordu.
Belki çoğu insanın yaşamak bile istemediği bu şehri çok özlemiştim. Üniformamı, silahımı, kardeşlerimi ve Doktor hanımı..
Erdem Yarbay sıranın basında durduğunda hepimiz hazır ola geçtik. Erdem Yarbay gururla bize bakarken gözleri dolmuştu belki de.
"Evet aslanlarım. Nihayet evimize ait olduğumuz yere döndük. Sizden herzamanki gibi büyük bir cesaret ile terör unsurlarının karşısında durmanızı istiyorum. Yolunuz açık olsun."
"Emredersiniz Komutanım."
Hep bir ağızdan gür bir sesle bağırdık. Ardından kısa bir yemin töreni ile sevdiğimiz uğruna canımıza vereceğimiz uniformamiza geri kavuştuk. Şimdi herkes ortak salonda beni beklerken biraz yalnız kalmak için dışarı çıktım.
Gözlerim kapalı bir şekilde etraftaki huzuru dinlerken kulağıma gelen topuk sesleri ile gözlerini açtım. Bakışlarımı sol tarafa çevirdiğim de onu gördüm.
Taburdan çıkan askerlerden bir dosya aldıktan sonra başı ile hafifçe selam verdi. Biraz ilerimdeydi sadece. Bir kaç adım ile yanına gidebilecekken yapamadım. Hangi yüzle bakacaktım ki suratına? Ben onu umutsuz bir şekilde reddetmemismiydim.
Yalan yok. İlk zamanlar Karabayır da sırf benim için kaldı sanmıştım. Benim gibi bir adamın buna değmeyeceğini düşünerek defalarca onu göndermeye çalışsamda hep inat edip kalmıştı.
Ben yokken bile bu cehennemde kalmıştı. Tek başına korkusuzca mücadele etmişti. Her seferinde beni şaşırtmayı nasıl da başarıyordu. Ben bu düşünceler arasındayken bana baktığını hissettim. Beni burada gördüğüne hiç şaşırmamıştı nedense.
Belki yanına gelir diye beklerken sadece kahverengi gözlerini gözlerime dikmiş bakıyordu. Yüzünü inceledim bir an. Yüzü hiç değişmezken onu görmediğim aylar yüzüne olgunluk katmıştı. Kısacık saçları rüzgarda dalgalanıyordu.
Başımı hafif eğip selam verdikten sonra o da aynı şekilde selam verdi. Topuklarının üstünde döndükten sonra yavaş adımlarla uzaklasıyordu benden.