4. Bölüm - Büyük Yalan

1.1K 58 3
                                    

Hıçkırıklarım, yüzümü yıkayan gözyaşlarım, akan kalemim ve arkasından sadece bakabildiğim, giden sevgilim...

Gökçe benim ağladığımı görünce yanıma doğru koştu. ''Mira ne oldu? niye ağlıyorsun? '' gözlerimin içine bakıyordu.

''Baran'dan ayrıldım '' Gökçe gözlerini büyütmüş bir şekilde bakmaya devam ederken ''neden?'' diye sordu. Başımı kaldırdım sadece ''bilmiyorum'' dedim. Afallamışça sordu "Nasıl bilmiyorsun?" saçma soruları beni sinirlendirmişti "Gökçe çek git! yanlız bırak beni!"

Lavaboya girdim ve yüzümü soğuk suyla yıkadım. Bembeyaz olmuş yüzüm azda olsa kendine gelmişti.

Zil çaldığında, hızlı hızlı yürüyerek sınıfa girdim ve hemen sırama oturdum. Baran'a doğru baktığımda bana bakmıyordu . Sinirlendim ve üzüldüm. Haklıydı ben olsam bende beni hiç yere terk eden birine bakmazdım. Çantamı alıp sınıftan çıktım.

İnanamıyorum! Okuldan kaçıyordum hızlı hızlı bahçeye çıktım.Güvenlik kapının orada duruyordu bahçenin arka tarafına doğru koşturmaya başladım. Tellere tırmandım ve üstünden atladım , başarmıştım. Nereye gideceğimi bilmeden yürüyordum. Eve gitmek istemiyordum sadece yürüyordum.

Karşıma yine Canberk çıktı. Kızgınca sordum "Yine ne var?" tehlikeli bakışlarıyla beni süzdü "Ayrıldın mı?" gözlerimi onunkilere diktim "Ayrıldım istediğin oldumu!?"

Yüzüne bir gülümseme yerleştirdi "Oldu. Aferin sana uslu kız"dediğinde daha fazla sinirlenmiştim. "git başımdan" dedim ve tüm gücümle ellerimi göğsüne koyup onu ittirdim.

Bu kişiyi Okanın tuttuğu apaçık belliydi. Başka hangi ruh hastası böyle birşey ister ki? Hem ne diye ayırmak ister? Ama Okan çok tehikeli biri. Ona asla karşı koyamam. Evim en güvenli yerdi. O yüzden eve gitmeliyim diye düşündüm.

Eve doğru hızlı adımlarla yürüdüm,sonunda eve gelmiştim. İçeri girip Kendimi salondaki kocaman koltuğa attım. Birden bir mesaj geldi tanımadığım bir numaraydı bu. Ah ne popüler bir numaram var! Hızlıca mesajı açtım. "Ailen trafik kazasında ölmedi!"
Okuduklarım karşısında gözlerim dehşetle açtım. şaşkınlığı mı atıp cevap yazdım "Ne demek istiyorsun?" anında cevap geldi "Kütüphaneye gidip 'eski gazetler' arşivinden bakmaya ne dersin?"

Hemen üstümü değiştirip evden çıktım, bir taksi bulup hemen bindim. SETBAŞI ŞEHİR KÜTÜPHANESİ ' ne gidecektim.

Nerdeyse yarım saat olmuştu ve sonunda geldim. İçeri girmemle kitaplara saldırmam bir oldu. Eski gazatelerin bulunduğu ve cinayetlerin yazıldığı kitapları alıp bir masaya oturdum.

Bu kitaplar cinayetleri , kazaları vb. şeyleri içeriyordu. Annemin ve babamın öldüğü yıla yani 2000 yılına bakmaya başladım. Bir gazete haberini okuduktan sonra kanım dondu. Bu gördüklerim doğru mu yoksa buda bana oynanan bir oyun mu?

Beklediğim Sendin-Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin