4.Bölüm '&Geçmişten Gelen

96 9 6
                                    

Geçmemiş olan geçmişim, sar baştan yaralarım vardı. Sandıkları kadar güçlü değil kırılgan bir kızdım. Yalnızlığa alışkındım ama bu yalnızlık etrafımda 100 kişi olsa bile var oluyor, boşluklarım dolmuyor küfleniyordu. İş hayatım dolayısıyla ve insan içine çıkmamın katkısıyla biraz olsun kendime gelebilmiştim. Yeni adımlar atmaya cesaret kazanıyordum. Olması gereken de buydu, o kanlı gecelerimi örtmek için temiz ve beyaz bir çarşaf gerekliydi onu bulmak için çırpınmaktan gocunmuyordum.

Sahneme son 10 dakika kala aynadan kendime baktım üstümde siyah mini bir elbise vardı, iddaalıydım ve bu mekan da ancak bunu kaldırırdı. Kapım çalındığında gelenin Kutay olması beni heyecanlandırıyor o tuhaf duygulara sürüklüyordu. 1 haftadır sahneme 10 dakika kala yanıma geliyor, bana destek oluyordu.

Ancak son bir kaç gündür onu çözemiyordum, kapıyı gülen gözlerle açtım. Ancak karşımda ki surat fazla somurtkandı. Yine de yakışıklılığına lanet ettim.

Kaç gündür bana çok kötü davranıyor sürekli tersliyordu babasını mı öldürmüştüm ne bu düşmanlık? Ama ona da karşı koyamıyordum o çok yakışıklı her kızı kendinden çalabilecek bir yapısı vardı, işe ilk başladığımda çok iyiydi bu yumuşak adam gitmiş yerine çok ters bir gelmişti içten içe üzülüp kendimi yiyip bitirmekten başka bir şey yapamıyordum. Belki de onunla Konuşma zamanım gelmişti. Gözlerine baktım beni kırdığını anlaması için sustum, gözlerim konuştu anlamıyordu ki ondan hoşlanıyordum.

"Hızlı ol sahnene az kaldı." dedi "Hazırım." diyerek başımı salladım. "Bir işim kalmadı içeri geçmek ister misin?" Son bir kaç gündür olduğu gibi tersledi.

"Gerek yok çabuk ol." Yeter etmişti artık bu iş bugün burada bitecekti gerekirse sahneye çıkmayacaktım. Kolundan tutup içeri çektim kapıyı çok sert bir şekilde kapatıp onu duvara ittim. "Derdin ne senin?" gözlerinden bunu beklemediği belliydi hala da çok güzel bakıyordu şu an etkilenmek isteyeceğim son şeydi.

"Söyle derdin ne senin ne yapmaya çalışıyorsun günlerdir? ilk başta tanıştığım adam nereye gitti eski Kutay'ı geri ver bana bu sen değilsin istemeden bir şey mi yaptım söyle artık günlerdir kendimi yiyip bitiriyorum!" Boğazım acımış istem dışı gözlerim dolmuştu.

Kaşlarını çattı, "Kendine gel." Anlamıyordum nasıl hiçbir şey olmamış gibi sakin kalabiliyordu? "Asıl sen kendine gel." diye haykırdım. Evet bunu yaptım. "Sen bana ne yaptığını görmüyor musun ilk tanıştığım Kutay nerede? Ben seni istemiyorum eski Kutay'ı istiyorum."

Fazla mı üstüne gitmiştim? Bunu canımı burnuma getirmeden önce düşünecekti.

"Bana bak Efsa, ilk zamanlar sana çok yüz verdim şunu unutma hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Patron eleman ilişkisini koruyacağız. Şimdi sahnene çık."

Sustum, sadece sustum. Yüreğim sıkıştı hayal kurmaya korkan ben, hayal kurmak için adım attığıma pişman oldum.

🔥

Neye tutunsam elimde kalıyordu. Ordan oraya savrulmak yorucuydu. Masum bir istekti, isteğim hayal kurmaktı. Tamam gerçek olmasın ama kurabileyimdi. Güvenmiştim, sandım ki bütün yaralarımı saracak. Ne aptallık ama. Canımın acısına mı kendi aptallığıma mı üzüleyim bilememiştim. Kutay madem patron eleman ilişkisini korumak istedi, neden ağzımın içine düşüyordu? Erkekler gerçekten dengesizdi. Benim de ayarlarımla taktire şayan bir şekilde oynamışlardı. Kalbimin boğazımı delip geçeceği o heyecanları yaşamak için senelerdir bekliyordum. Hüsran. Beni tarif edecek şeydi. Melikşah'ı uçurumun kenarına bağlamıştım, her an onu atabilir kurtulabilirdim. Bu güç bende vardı. Çok az bir zaman diliminde kendimi, onu hayatımda hiç olmamışken dahi çıkararak ödüllendirecektim.

MESAFE'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin