KaiSoo.
Kyungsoo kağıdı yırtıp yırtmamak arasında uzunca düşündü ve kararı yırmaktan yana olmuştu. Jongin vazgeçmeyerek son bir haftadır hergün bir kağıda aynılarını yazıp gönderdi. Kyungsoo her seferinde kağıdı yırttı. Kısa olan yırtmaktan bıksada Jongin göndermekten bıkmamıştı. İstese-ki bunu çok istiyordu-Kyungsoo'nun karşısına çıkardı. Ama korkuyordu. Onu tekrar incitmekten..
Onun için tedavi olmuştu. Onun için geri dönmüştü. Ve ona ait olanı almadan rahat vermeyecekti Chanyeol ile Kyungsoo'ya. Onun olana hiç kimse dokunamazdı.
"Umarım benden korkmazsın." Jongin kendi kendine söylenerek Kyungsoo'nun kaldığı eve geldi. Bugün koskoca yedi günün ardından cesaret ederek Kyungsoo istesede istemesede karşısına çıkacağı gündü.
Bahçe kapısının önüne geldiğinde gördüğü şeyle duraksadı. Chanyeol dönmüştü. Kapının önünde mutlulukla karşısındaki kişiye gülümseyen Kyungsoo'yu gördü. İlk defa kaybetme korkusunu bu kadar ağır hissetti Jongin. Kafası allak bullak oldu dakikalığına. Kyungsoo Chanyeol'la mı aşık olmuştu?
"İmkansız.." Düşünceli bir şekilde fısıldadı kendince.
İkili Jongin'in gözünün önünden kaybolduklarında Jongin bahçeye girdi. Kimsenin onu farketmemesini umarak bahçede bulunan boş köpek kulubesine sığıdırdı bedenini.
Karanlık çökünceye dek o ufacık tefecik kulubede durdu. Heryeri uyuşmuştu.
Saatlerdir açık olan ışıklar sönmüş, ikinci kattaki bir oda aydınlanmıştı. Balkonu vardı bu odanın. Kapalı olan perdelerde bir bedenin gölgesi belirdi. Tahmin ettiği gibi Kyungsoo idi.
Birden izlediği gölge ellerini ilk önce belinde sabitlemiş sonradanda T-Shirtünü yukarıya doğru sıyırarak çıkarmıştı. Jongin Kyungsoo'nun kendi T-shirtünü havada birkaç kez çevirip, öylesine fırlattığına şahit oldu. Daha önceden çıplak gördüğü bedeni gözünün önüne gelince seslice yutkundu. Dikizlediği gölge şu anda pantolonunu çıkarıyordu. Jongin daha fazla aklını fesatlıklarıyla meşgul etmek istemiyordu. Bu yüzden balkonun altında duran merdiveni alıp balkona dayadı. Yükseklik korkusu olduğundan yukarıya doğru tırmanırken bacaklarının titremesine engel olamıyordu. Nihayet istediği yere ulaşabilmişti. Artık balkondaydı ve hala Kyungsoo'nun gölgesini izliyordu. Kyungsoo Jongin'in kıkırdamasını sağlayacak birşey yaptı. Küçük beden şimdide yatakta zıplayarak, şarkı söylüyordu.
'Kesin hala çıplak.'
"Bunları düşünmenin sırası değil Jongin!" Dışarıya doğru fısıltısını sundu ve avuç içiyle alnına vurdu.
Balkon kapısının camına hafifçe vurduğunda Kyungsoo duymamıştı bile. İkinci sefer daha hızlı vurduğunda ses kesildi. Kyungsoo yataktan indi ve kapıya yaklaştı.
"K-kim var orada?" Korkakça sordu. Uzun olan sessiz kalarak onun dışarıya çıkmasını bekledi. Küçük beden korkudan sadece boxerla olduğunu bile unutmuştu. Onu karşılayacak şeyden korksada dışarıyı kontrol etmezse içi rahat etmezdi ve muhtemelen uyuyamazdı.
Duyduğu sesin sadece kendi uydurması olmasını dileyerek balkon kapısını hafifçe araladı. Başını aralık olan kapıdan dışarıya uzattı. Jongin onun şaşırmasına bile izin vermeden eliyle kısa olanın ağzını kapattı. Kyungsoo'yu dikkatlice içeriye iteleyerek kendisinide kısa olanın odasına atabilmişti. Balkon kapısını kapamadan önce ona korku dolu gözlerle bakan çocuğa,
"Sakın bağırma! Sadece konuşacağız, tamam?" dedi.
Kyungsoo şaşkınlığını üzerinden henüz atamasada başını hafifçe olumlu yönde salladı.