23

1.1K 71 7
                                    

HunHan.

-Sehun-

Yixing'in dediklerini saatlerdir düşünüyorum. Düşünüyorum fakat neden bir sonuca varamıyorum?

* Flashback *

Bilincim yerine geldiğinde olduğum yerde huzursuzca kıpırdandım. Başımdaki ağrı şiddetliydi. Sanki birileri beynimin içinde parti veriyordu. Gözlerimi ovuştururken, bir yandanda doğruluyordum. Parmaklarımı gözlerimden çektiğimde karşımda gülümseyen bir beden vardı.

"İyi misin?" Önceden eriyip, bittiğim gamzesini çıkararak sormuştu.

"Sen ne zaman-"

"Bir yıl önce."

"O-oh.." Zorla gülümsemeye çalıştım.

"Sehun?" Bana seslendiğinde huzursuzca gözlerine diktim gözlerimi. İç sesim Yixing'in söyleyeceği cümlelerin bana mutsuzluk getireceğini söylüyordu. Hoş mutlu olduğumda söylenemez ama..

"Hmm?"

"Luhan'a aşık mısın?" Şaşırmıştım. Luhan'ı nereden tanıyordu?

"Sen Luhan'ı tanıyor musun? Ama nasıl, nereden?" Merak kaplamıştı içimi.

"Karşında Zhang Yixing duruyor seni aptal. Ben herşeyi bilirim." Kendini beğenmiş tavırlarıyla yanıma biraz daha yaklaştı. Odamdaydık. Benim yatağımda.

Bedenlerimiz o kadar yakındı ki suç işliyormuşum gibi hissettiriyordu. Eskiden olsa dudaklarına yapışıverirdim. Fakat şimdi o dudaklar hiç çekici gelmiyor.

"Sorumu cevaplamadın?" Nefesini yüzümde hissettiğimde, işaret parmağımı alnına koyarak başını ittirdim.

"Evet, ona aşığım. Neden geldin?" Sorumla sinsice gülümsedi.

"Bence sen hala bana aşıksın." Kafayı sıyırmış.

"Tanrım! Yixing seni başkasıyla yatakta bastım. Seni sevmemi nasıl beklersin?" Evet, bu doğru. Uzun zaman sonra herşeyin dahada boktan hale gelmesi için mi gönderilmişti Yixing bana?

"Sehun sana söyledim. O adamı sen sanmıştım." Kıçımın kenarı. Peh..

"Ruh hastasının tekiydin Yixing." Şizofrendi.

Öylesine söylemiyorum. O gerçekten bir şizofrendi. Birçok kez beni telefonla aradığında ağlıyordu. Her seferinde telaşlanıp evine gittim. Tabi o zamanlar onun hastalığını bilmiyordum. Ve bir gün yine aynı şekilde evine gittiğimde vücudunda tırnak izleri vardı. Bana babasının onu dövdüğünü söylemişti. Sürekli babasının sesini duyuyordu.

Güya para istemeye Yixing'in yanına gelip duruyor, vermeyincede dövüyormuş. Araştırma yaptım, en derininden. Babası hakkında herşeyi öğrenmek istiyordum. O adamı bulup, öldürmeyi bile düşünmüştüm. Yixing'e dokunması canımı yakıyordu çünkü.

Tao'yu bilirsiniz kendisi zengin piçin tekidir. Bu yüzden ondan yardım istedim. Etmiştide.

Ben Tao'yla bu konuyu konuşurken araştırma yapan adamlardan biri geldi. Elindeki kağıdı bana uzattı. İşte o an kendimi aptalın teki gibi hissettim. Hangi ölü bir baba mezarından çıkıp, oğlunu dövebilirdi ki?

Aklım iyice karışmış bir şekilde Yixing'in evine doğru ilerliyordum. O gece gökyüzünde tek bir yıldız bile yoktu ve soğuk rüzgar esiyordu. Daha önceden bana evinin yedek anahtarını vermişti. Kapıyı açıp içeriye girdiğimde, ılık bir atmosfer karşılamıştı beni. Aynı zamandada derin inlemeler kulağımı esir almıştı. Korkuyla Yixing'in odasına çıktım. Ve işte oradaydı. Başka bir adamla.. Gözyaşlarımı tutamıyordum. Aynı zamanda tüm sinirimi üzerlerine kusmak istiyordum. O gece hem aldatılmıştım, hemde sevdiğim kişinin şizofren olduğunu öğrenmiştim. Ve işte yıllar sonra buradaydı. Akıl hastahanesinden bir yıl önce çıkmış olan eski sevgilim.

I Choose To Love YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin