Şey hikayenin adını değiştirmek istiyorum. Önerisi olan varsa mesaj atabilir çünkü gördüğünüz gibi bu işte berbatım :D
200 küsür okuyucu için teşekkür ederim ve yaptığınız yorumlar, hiç beklemediğim şeyler oluyor :D
Ashton biraz moralimi bozdu, Kendall olayları ve bu olay yüzünden bi arkadaşımı haksız yere Twitter'dan engelledi. Sanırım kısa oldu ve Selena TheVamps ve 5SOS şarkılarıyla yazmama rağmen yinede içime sinmedi :/
-
Gözlerimi açtığım da yerde yatıyordum, kumların üstünde. En son bayıldığımı hatırlıyorum. Normalde bayılan insanların yanına biri gelmez miydi? Hey bende bayıldım ama gördüğüm tek şey gökyüzü. Söylenmeyi bırakıp kendi başıma ayağa kalkarken biri kolumdan tuttu.
"Sen iyi misin? Az önce yere yığıldın." Bu yandaki şezlongun sahibi olan çocuktu. "Ne kadar süre yerde kaldım?" diye sordum, tahminimce çok azdı. "Düştüğünde kalkıp yanına gelmeye başladım, ben gelmeden kalktığına göre bir iki saniye." dedi ensesini kaşıyarak. Sonra şezlonga kadar yürümeme yardım etti.
"Teşekkür ederim. Şey adın?" "Luke." dedi gülümseyerek. "Gerçekten mi? Luke adında birini daha tanıyorum." dedim şaşkın şaşkın. Bunun çok normal olduğunu kendime hatırlattım ve şaşırmış görüntümden çıktım. Kendi adımı da söyledikten sonra biraz sohbet ettik. Çocuklara baktığım da denizden çıkmak için uğraşıyorlardı. Luke'a gitmem gerektiğini söyledim, arkada ki şezlonglarda arabanın anahtarını bulup plajdan çıktım.
Onlara kızgındım, en çokta Ashton'a. Bayıldığımı görmemişlerdi ve bu tamamen onların suçuydu. Yanlarından ayrılırken bile farketmediklerine emindim, biri hariç.
Arkaya binip kulaklıklarımı taktım. Yine Always Be Together dinliyordum. Bu şarkıdan sıkılmaktan korkuyordum. Benim için herzaman bir umut olmuştu, onu yanımda hissettirmişti. Ama şimdi gerçekten yanımdaydı ve işte bu yüzden korkuyordum.
Aslında şarkı sonsuz arkadaşlıktan bahsediyordu ve bizimle hiç bir uyumu bile yoktu. Ama adı, arkadaşlık şarkısı için fazla güzeldi. Bir kız grubu seslendiriyordu ve nasıl keşfettiğimi bilmiyordum. Sadece güzeldi ve dinlemeye devam ediyorum.
Ne zaman geldiğini bilmediğim Calum kafama vurdu. Kafama vurmasını takmıyordum, biz genelde ya kafalarımıza vururduk yada birbirimize birşeyler fırlatırdık. Ama ona kızgındım, bu yüzden karşılık vermedim. Bitmemiş şarkımı dinlemeye devam ederken bu sefer kulaklığımı çekti. Sinirle Calum'a döndüm.
"Gerizekalı! Biraz insan ol!" diye bağırdım. Zaten sinirliyken bunu yapması iyi olmamıştı. "Yeni birini buldun diye bana bağıramazsın!" diye bağırdı. Olay bu muydu yani?
Sinirden kahkaha attıktan sonra konuştum "Bayıldığımda yanımda sen yoktun Calum!. O yüzden kapa o koca çeneni." Kulaklığımı tekrar taktım ama bu sefer şarkı açmadım. Yanında olsam bile hakkımda konuşacağını biliyordum.
"Yine bayılmış." dedi kısık sesle Calum. "Belkide abartıyor, sonuçta büyük birşey olsaydı farkederdik." dedi Luke. O sarı kafanın bugün benimle derdi neydi? Sinirimi bozuyordu, bunu bilmesini ve Calum'la birlikte ağzına bant takmasını isterdim. Şaşkın ve sinirli olduğum halde hiçbir tepki vermemeye çalışarak dinlemeye devam ettim. "Bu yüzden kızgın ya zaten, onu farketmedim." dedi Calum. Müzik dinliyormuş gibi yapmasaydım yanaklarından öperdim. Bu kadar oyun yeterli diye düşünerek rastgele bir şarkı açtım.
Calum'un beni dürtüklediğini farkettiğimde kulaklığı çıkardım. "Ne var koca kafa?" "Kız muhabbeti. Çocuğun adı ne?" dedi meraklı gözleriyle. Diğerlerine baktığımda Luke'da bana bakıyordu ve Mike arkasını dönüp bizi dinliyordu. Ashton arabayı sürdüğü için dönmemişti ama dinlediğini tahmin ediyordum.
"Luke." dedim umursamaz şekilde. "Efendim." dedi Luke. Kahkaha attım, bu gerçekten komikti ama gülen tek kişi ben olduğum için ve diğerlerinin garip bakışlarından dolayı sustum. Yalandan öksürdükten sonra konuştum "Çocuğun adı Luke. Sen değil, dünyadaki tek Luke sen değilsin." dedim gülerek.
"Hey, sen neden sadece Luke'larla flörtleşiyorsun?" diye salak bir soru sordu Calum. Ciddi misin bakışı atarken Luke konuştu, "Ah o şey, o kadar da önemli değildi?" diyip bana baktı. Kafa salladım ve gülümsedim.
Bizi eve bıraktıktan sonra artık kendi evlerine gittiler ve buna gerçekten sevinmiştim. Ev bir süreliğine daha temiz olabilirdi. Koşarak eve girdim banyoya girdim. Kısa bir duş aldım. Calum'da duş alırken salona temizlik malzemelerini yerleştirdim. Banyodan çıktığında giyinip yanıma gelmesini söyledim.
"Sürpriz bu muydu?" dedi tek kaşını kaldırarak. "Evet. Şimdi toz al." Ofladı ama beni ikiletmeden toz bezini elimden aldı.
*
"Limonlu dondurma istiyorum!" dedim ve telefonuma geri döndüm. "Kalia konuşabilir miyiz?" dedi Luke. "Ashton ile ilgili." diye tamamladı Michael. Kafamı kaldırıp sakin olmaya çalıştım. Calum ve Ashton markete gitmişlerdi, bu yüzden rahat olabilirdim. "Neden onun hakkında konuşuyoruz?"
"Herşeyi biliyoruz." deyince gözlerimi pörtlettim. "Tam olarak herşeyi değil, nasıl öpüştüğünüzü anlatmadı merak etme." dedi Luke gülerek. Göz devirmekle yetindim ama merak ettiğim bişey vardı. Onlara anlatması normaldi, sonuçta arkadaşlardı. Ama Calum'da arkadaşları arasındaydı ve biliyorsa neden bana söylemedi? "Calum biliyor mu?" diye sordum. "Sanırım hayır." dedi Michael saçlarını karıştırırken. Zaten burda önemli olan ben ve Ashton değil onun renkli saçlarıydı.
"Ben özür dilemek istiyorum Kalia." dedi Luke beni şaşırtarak. "Neden?" "Benim yüzümden bayıldın ve biz farketmedik bile." Aslında özür dileyenlere gerçekten dayanamam ama bugün onu sinir bozucu buluyordum. "Önemli değil mi demem gerekiyor?" "Hayır. Çünkü önemli." dedi elleriyle oynayarak.
"Ama daha önemli birşey var!" dedi Michael sıkıldığını belli ederek. "Ashton bize neden anlattı bilmiyorum ama sanırım kafası karışık. Bugünlerde sayılı kez konuştuğunu duydum. Sakın kendini suçlama." dedi Mike. Aslında o diyene kadar kendimi suçlamıyordum bile ama bundan ona bahsetmedim.
"Bunları bana neden anlatıyorsunuz?" dedim oflayarak. Bir sonuca bağlanacaksak eğer, ben bu işlerde fazla sabırsızdım. Michael'ın gözlerini devirdiğini gördüm. "Bakın bir ilişkimiz oldu ama farkındaysanız artık yok. Olacağını da sanmıyorum. Ayrıca o beni tanımıyormuş gibi yaptı. Yüzüne bile bakmamam gerekirdi ama" "Ama onu hala seviyorsun?" dedi Luke ben duraksayınca. "Hayır!" diye inkar ettim. Bu öyle birşey değildi.
"Sen onu terkettin hemde hiçbir şey söylemeden! Ne yapacağını bilmiyordu ve en mantıklı geleni yaptı. Ama şimdi pişman vede kendine aptal diyor." dedi Michael. "Bu doğru." dedi Luke gülerek. Bende güldüm ama Michael bana yastık fırlatınca sustum. "Ciddi olun!"
"Bak Ashton seninle konuştuğumuzu bilmiyor ama onu bu halini sevmiyoruz." dedi Michael yine saçlarını karıştırırken. "Benim yapabileceğim birşey yok." Kafamı koltuğun arkasına yasladım. "Siz beraberken neler yapardınız? Yani önceden tabi." Düşündüm.
"Bisiklet sürerdik, ikili olanlarından değil çünkü yarış yapardık ve hep o kazanırdı. Çok eğlendiğimiz zamanlar video çekerdik. Alex her zaman öpüştüğümüzü söylerdi ama siz bu söylediğimi unutun." dedim telaşla ve o sırada kapı çaldı. Onlar bana gülerken kapıyı açmak için koştum. Calum'un elindeki dondurmamı alıp odama koştum. Kızarmış yanaklarımı görürse hem dalga geçerdi hemde sorularından kurtulamazdım.
"Calum sustur şunları!" diye kapıdan seslendim.
Luke ve Michael'ın neden bana o soruyu sorduğunu tahmin ediyordum. Bir kaç gün sonra yada yarın dediklerimi yapmak için planlanmış bir gün olacaktı.
Öpüşme hariç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
always be together • irwin
FanfictionKalbine dürüst ol. Çember sonlanmayacak. 31.7.2014 - 15.9.2014