Vay canına ne zaman onuncu bölüme geldik diye düşünüyorum :D Bu arada fotorafta çok tatlı çıkmış koymak istedim :))
Tamam dürüst olacağım, beğenmiyorsanız okumayın, ama okuduktan sonra en azından bir destek olsanız fena olmaz gerçekten, helede şu sıralar :)
*
Keskin bir baş ağrısı ile gözlerimi açtım, burası kendi odama hiç benzemiyordu. Kendi evimde böyle bir oda olmadığını da biliyordum. Yine hangi cehennemdeydim?
Sertçe yutkundum ve odayı incelemek için kafamı biraz yukarı kaldırdım. Tamam, şaşırmalı mıyım yoksa çığlık mı atayım? Ashton sağ tarafımda uyukluyordu. Tatlı ve birazda çekici göründüğünü şuan göz ardı etmem gerekiyordu çünkü, çünkü bir sorun vardı tamam mı?
Ashton ve ben bilmediğim bir yerde aynı yataktaydık. Daha az önce ve aynen bu yatakta uyandığımı da katarsak, Aynı yatakta, bir de uyumuştuk!
Oturur pozisyona geldim ve Ashton'a yaklaştım dürtükleyerek uyandırmaya çalıştım, bunu yaparken üstsüz olduğunu farketmem uzun sürmemişti. Sikeyim, dün neler olmuştu? Kendi üstüme bakındığımda bana göre büyük bir tişört giydiğimi farkettim. Bu tişörtün benim olmadığına yemin edebilirim.
Ufak mırıltılar çıkaran Ashton'ı uyanması için biraz daha dürtükledim. Uyanması gerekiyordu, ve bana bazı cevaplar vermesi. Gözlerini kaşıdıktan sonra garip bir şekilde esnedi. Uyanmasını izlerken sonunda gözleri benimkilerle buluştu.
Tamam, benim gibi şaşkın olmasını bekliyordum, hatta vereceği fazla tepkiye bile hazırlanmıştım. Ama boş gözlerle baktıktan sonra kendini tekrar yatağa atması normal değildi ve beni sinirlendirmişti. Burda ki sorunu birtek ben mi görüyordum yani? Gözlerini aralayınca sinirli bakışlarımla karşılaşmıştı. Oldukça yakınında olduğumdan yaralanarak kolumdan çekip yanına düşmemi sağladı. Kollarını bana doladı ve daha da yakınına çekti. Nefes almam zorlaşmıştı, kelimenin tam anlamıyla nefesim kesildi, uzun zaman sonra ilk defa bu kadar yakındık. Göğüsüne yapışmış kafamı geriye çekmek ve ona bakmak için hareket ettirmeye çalıştım ama buna izin vermiyordu. "Ashton." Sesim boğuk çıkmıştı bu yüzden anladığını sanmıyordum. "Hı?" Ne diyeceğimi bilmediğim için birşey söylemedim.
Bilmediğim bir yerde ve yatakta, Ashton'ın o kadar da rahat olmayan kolları arasında uzanmayı bende çok isterim. Hatta, lanet olsun, burada bu şekilde saatlerce hareketsiz bile uzanabilirim ama bu hiçbir sorunu çözmüyordu. Tabi bunu sorun olarak gören tek ben vardım çünkü Ashton çoktan uykuya dalmıştı bile.
Dün Michael'ın sarhoş olmak istediğini ve bunu bağırarak dile getirişini hatırlıyordum. Sonra da hepimiz bira içmeye başlamıştık.
Sarhoş olacak kadar içtiğim ve geri kalan hiçbirşeyi hatırlamadığım için kendime inanamadım. Ben hiçbir zaman sarhoş olmamıştım ki, tamam bundan önce bir kez olmuştum. O günden sonra Ashton'ın yüzüne bir daha bakamam diye düşünüyordum çünkü onu benimle sevişmesi için zorladığımı söylemişlerdi. Ayrıca daha çıkmıyorduk bile. Sanırım bir buçuk yıl öncesiydi. O zaman, kafam iyiyken pek de bana göre olmayan şeyler yaptığımı anlamıştım ve şimdiye bakarsak yine o şeylerden birini yapmıştım.
Ashton ile yatmıştım.
Gerçek beynime ulaştığında hızla beni saran kollarından kurtuldum. Ani hareketim yüzümden uyanmıştı ve bana ne oldu der gibi bakıyordu. Sadece bir soru soracaktım ve burdan siktir olup gidecektim, evet basitti. "Dün. Tam olarak o şeyi yaptık mı?" Sarıya yakın açık kahverengi saçlarını karıştırdı. "Sanırım evet?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
always be together • irwin
Fiksi PenggemarKalbine dürüst ol. Çember sonlanmayacak. 31.7.2014 - 15.9.2014