Nefes nefese kalmıştım... Ne hayatın o yorgun sesi, ne de insanların koşuşturmaları. Hayata dair hiç bir şey şuan kulaklarımdan içeri girmiyordu. Gökteki güneş sanki ışığını söndürürmüşçesine etrafa bakıyordu.
Dizlerimin üzerine çöktüm ve nefes alış verişimi düzeltmeye çalıştım. “Gerçekten ölüm bu kadar basit mi?” dedim kendi kendime. Bu kadar basit mi?Yanıma koşarak gelen Gece “Arya! Ne olduğunu anlatacak mısın? Allah cezanı versin nefesim kesildi!” doğruyu söylemeli miydim? Gece benim en yakın arkadaşım, ondan zarar gelmez galiba. “Cem...” dedim mırıldanır gibi konuşarak. Gece yanıma çöktü ve elini kalbimin üzerine koydu. “Ne olmuş Cem'e?” dedi tek kaşını kaldırarak. “Cem... Uyuşturucu bağımlısı galiba.” dedim Gece'nin gözlerine bakarak. “Are you want to kill me!? Ne dediğinin farkında mısın! Gerçekten mi!” dedi ve kaldırıma boylu boyunca uzandı. Geceye bakınca bir an tebessüm ettim. Her şeye ne kadar mizahi bakabiliyor diyorum bazen. Belkide mutlu yaşamanın tek sırrı hayata Gece'nin penceresinden bakmak . “Benim gittiğim sahafın arka sokaklarında küçük bir paket aldı, ben onu görünce de çıldırdı.” dedim. Geceden ses gelmedi. “Gece?” dedim ona dönerek. “Ayh ne oldu. Uyku bastırmış pardon, dinliyorum devam et lütfen.” dedi gözlerini ovarak. Bu sefer tebessüm yerine kocaman bir gülüş attım ve kaldırımda yatan Gece'nin karnına yattım. Yoldan geçen insanlar bize dik dik bakıyordu.
Derin bir nefes aldım ve ayağa kalktım. Yerde ceset gibi uyuyan Gece'nin karına minik tekmecikler attım ve uyandırmaya çalıştım. “Ben seni anlamıyorum ki! Nasıl iki dakikada uyuyabiliyorsun anlamıyorum?”
Eve doğru ilerlerken arkamda ki Geceye baktım, hâlâ aynı yerinde yatıyordu.
Telefonuma bakıp arayan kişilere baktım.
Babamın Karısı 2 Cevapsız Çağrı.
Şifreyi girdim ve annemi aradım.
“Anne beni aramışsın?”
“Kız gel de gidelim artık! Ben hazırım.”
“Anne ben gelmek istemiyorum yaa!” dedim kafamı kaşıyarak.
“Arya... KEŞKE ELİMİN TERSİNDE OLSAYDIN!” dedi ve suratıma kapattı. “Sende mi Brütüs!” dedim telefona bakarak. Kaldırımda ki çizgilere basmadan yürümeye başladım. Eve yaklaşık 15-20 adımım vardı ama gerçekten ayaklarım geri geri gidiyordu.***
Bahçeye girdiğimde “Şuraya boş mezar kazsam sığar mıyım acaba?” dedim kendi kendime. Gerçekten bugün gitmek zorunda mısın Anne yaa! Hayır ben içimde öyle patlamalar yaşıyorum ki. Mantığım Nutella, bedenim Mezar, annem Avm diye bağırıyor.Kapı zilini çaldığımda iki saniye olmadan annem kapıyı açtı “Koş koş koş!” diye bağırarak elimden tuttu ve garaja doğru el ele koşmaya başladık. “Ne oluyor yaa!” dedim Annem arabanın arka kapısını açtığı gibi içeri daldı ve beni kolumdan tutup içeri çekti. “Yav ne oluyor dedim! Suikast mı var hayırdır?” dedim kolumu ovarak. “Baba'nın kredi kartını çaldım. Fark etmeden kaybolmamız lazım.” dedi evin kapısına bakarak. Şoför aynadan anneme baktı, Annem “Yeni açılan Alış Veriş Merkezine gidiyoruz.” dedi çantasından makyaj aynasını çıkarıp, makyajını düzeltmeye çalışırken. Kafamı cama yasladım ve aklımdaki küçük radyomdan bir şarkı açarak gözlerimin önünde kayıp giden yolu izledim. Gözlerim bir yerden sonra yorulmaya başlamıştı. Arabanın radyosundan sesi gelen bir haber dikkatimi bir anda oraya çekmeme sebep oldu.
Geçtiğimiz dakikalarda ünlü iş adamı Erdem Faiz'in oğlu Rüzgar Faiz, Teşvikiyede bulunan evlerindeki odasında kendini asmış bulunuyordu. Evin görevlilerinin odayı temizlemek için giriş yaptıkları esnada karşılarına çıkan manzara sonucu polisi aradırlar ve çocuğun bileğine bağlı olan not Faiz ailesine verilmeden önce kamuya sızdırıldı. Rüzgar Faiz o notta “Kendim olamadığım dünyada yaşadığım her dakika beni daha çok öldürdü. Ben ait olduğum yere gidiyorum...” açıklaması dikkat konusu oldu. Yaşadıkları bu acı şeyden sonra Faiz ailesine başsağlığı diliyoruz. Evet diğer haberimi...
![](https://img.wattpad.com/cover/162520956-288-k464076.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAZİ
Fiksi RemajaGözlerimi kapatmak istiyorum, ne gerçekleri görmek ne de hissetmek istiyorum artık. İçime atmak değil hayata gözlerimi yummak istiyorum. Ben, bu savaşı kaybetmek istiyorum...