Bölüm 2

201 60 73
                                        

Zihnim yine sahil kasabasında uyanmıştı. Bu sefer ılık esen rüzgarların yerine, sıcak esen meltem içimi ısıtmıştı. Oturduğum bankta ayaklarımı kendime doğru çektim ve ufuk çizgisine odaklandım. Ne kadar da düz... Denizin üzerinde uçan martıların sesleri adeta bir şarkı gibiydi. Yanıma birinin oturduğunu fark ettim. Kim olduğunu, nasıl biri olduğunu bilmiyordum. Gözlerim hala ufuk çizgisindeydi. Gizemli kişi kafasını omuzuma koydu ve bana hayatımda duyduğum en güzel cümleleri fısıldamaya başladı. "Gözl..."

Annemin perdeleri hızlıca çekmesi ile uyandım. “Anne bana güzel sözler borçlusun.” dedim gözlerimi kapatıp rüyaya geri dönmeye çalışarak. “Ahh kuzum, tabii. Hmm, Aryam... KALK ODANI TOPLA KIZ! BU HAL NE, BOK İÇİNDE Mİ UYUYORSUN!” diye bağırmaya başladı. Ne olduğunu anlamama fırsat kalmadan kendimi yerde buldum. Benimle birlikte yere düşen Light kalan uykusuna yerde devam ediyordu. Annem odadan çıkınca odamdaki açık pencerenin önüne geçtim ve sabahın o temiz havasını ciğerlerime kadar çektim. Saatlerce denizi izleyebilirdim. Vapurları, martıları, sahil kenarında balık tutan insanları... Hepsini saatlerce penceremden izleyebilirdim.
Bir Arya Keskin klasiği olarak ayaklarımı sürüyerek odamdan dışarı çıktım ve günlük aktivitelerimi yerine getirmeye hazırlandım 'Tuvalette Tweet okuma'.

Günün Trendi #kadınaşiddetigörmeyenler. "Böyle bir olayı görmemek için ya kör olmalı insan, yada hiç insan olmamıştır. Hayır anlamıyorum sizi babanız mı doğrudu!?" kendi kendime konuşarak gerçekten çığır aştım. Delilik seviyem %100 olmak üzere.

*

Tuvaletten dışarı çıktıktan sonra mutfağa doğru yürümeye başladım. Etrafı çok güzel bir koku sarmıştı gene. Kapıdan içeri kafamı uzattığımda basanın başında oturan babamı gördüm. “Ooo Mr. Ender de burdaymış.” dedim ve iki adımda babamın yanına zıpladım. “Kızım... Nasılsın?”

“Ne yapayım yaa, takılıyorum işte.” babamın kucağından kalkarak yanındaki sandalyeye oturdum. Babam, Anneme dönerek “Canım haberin var mı? Hakim Arif'in oğluna bisiklet çarpmış.” babam sözünü bitirdiği gibi kalbim halaya kalkmıştı. “Aaa! Ayh bırak Afet'in oğlu o. Kötüye bir şey olmaz ayol!” dedi ve elindeki tabağı masanın kenarına koyup o da babamın diğer yanına oturdu. “Baba... Kim çarpmış belli mi?” heyecandan tane tane konuşuyordum.

Babam kafasını bana çevirdi “Hayır, o ara mobeseler de bakıma girmiş. Sadece kız olduğunu biliyorlar ama zaten çocuk da şikayetçi falan olmamış.” içimden 'oh bee!' diyerek büyük bir nefes aldım. “Ender, biz bugün Arya ile şu yeni açılan Avm'ye gideceğiz. İstediğin bir şey var mı?” dedi tabaklarımıza kahvaltılık doldururken. "Hayatım, 26 yıldır ben bir şey istemesem bile alıp geldiğin için bir şey demiyorum." diyerek annemin yanağına küçük bir öpücük kondurdu. "Ayh, kocam bee!" diyerek annem, babamın yanağını sıktı.
Masada aşırı dozda sevgiye maruz kalmıştım.

Mutfağın köşesinde duran Light yemeğini bitirmiş ve kendini temizliyordu. "Size afiyet olsun, ben biraz dolaşmaya çıkacağım." dedim. Tam mutfaktan çıkmak üzereyken annem "Çok geç kalma kız, daha Avmye gideceğiz." dedi, tamam anlamında kafamı salladım ve her genç kızın korkulu rüyası olan 'Bu gün ne giysem? ' turuna başlamak için yatak odamın yolunu tuttum.

Gardırop kapağını sonuna kadar açtım ve üstüme siyah tişört, kırmızı - siyah renklerinde kareli gömlek ve altıma siyah dar pantolonumu aldım. Tek elim ile ayakkabı dolabını açıp kırmızı Converselerimi aldım ve aynaya dönüp kendime "Bizimlesın!" diye bağırdım. Çekmeceden düğüm olmuş kulaklığımı aldım ve yatağın üzerine oturup çözmeye başladım. "Acaba nasıl bu kadar düğüm olabildiniz! Hayır ben sizi kesinlikle düzenli bir şekilde koyuyorum (!) ama siz o kadar yüzsüz kulaklıklarsınız ki utanmadan düğüm oluyorsunuz!"

FARAZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin