• Ava giderken avlanmak.- Üç parçam eks-
- Bitirdiiim!!
Taehyung pijamalarının üzerine geçirdiği uzun hırkasıyla komik dansını yaparken dudaklarımı birbirine bastırarak gülmemi durdurdum. Son üç seferde olduğu gibi o kazamıştı. Zaten üç kere oynamıştık.
- Yapboz da bir dünya markası olduğumu söylemiştim değil mi?
Gözlerimi devirip kafamı yana yatırdığımda dudaklarını büzüp yüzümü avuçlarının arasına almıştı.
- Oh, ağlıyor musun? Tamam bir daha ki sefere senin kazanmana izin vereceğim. Çok kabayım gerçekten, en azından bir kere yenmene izin ver-
Bileklerinden tutup oturduğumuz mindere onu uzanmasını sağlarken kahkahalar atıyordu. Karnından gıdıklandığını öğreneli bir hafta oluyordu ve aramızdaki yılların! samimiyetinden beni sinir ettiğinde onu gıdıklıyordum. Omuzlarımdan iterek beni durdurmaya çalışsada güçsüz çırpınışları arasında kahkahalar atıyordu.
- Jung- Jungkook, t- tamam. Tamam nefes alamıyorum tamam. Ahh...
O ellerimi durdurmaya çalışırken istemsizce bende gülüyordum. Bulaşıcı bir gülüşü vardı.
Bir öksürük sesi etrafa yayıldığında dün tanıştığımız Taehyung'un arkadaşı ve elinde kitaplarıyla Jimin bize bakıyordu. Kapının önündeki kollarını birbirine bağlamış bakan Hye Sung'u unutmamak gerek.
- Hoşgeldiniz.
Bir eli omzumda beni engelleyip derin nefesler alırken bir eliyle saçlarını düzelten Taehyung Jimin'nin kıkırdamasına neden olmuştu.
- Baya hoş bulduk. Keşke yedek anahtar yerine zili kullansaydık.
Olduğum yerden kalkıp Taehyung'a da elimi uzatıp kaldırdığımda Jimin'e göz devirdim. Mutfağa ilerlerken Taehyung ortalığı topluyordu.
Zaten her şeyi hazırlamıştık. Jimin ailesiyle yaşadığı Yoongi Hyung da yurtta olduğu için bizim evde dönem ödevini hazırlayacaklardı. Ben de Hye Sung'la yalnız kalmak istemediğimden bu gün çağırmıştım onu.
- Jungkook içerisi tamam, sen geç ben getiririm onları.
Meyve tabakalarından ikisini alıp onu başımla onaylarken içeri geçmiştim. O da peşimden diğerlerini getirmişti. Yoongi hyung ve Jimin'in önüne tabakları koyup çoktan masaya geçmiş bacak bacak üzerine atarak Taehyung'u izleyen Hye Sung'un yanına geçtim. Koltuğa oturup rahat bir pozisyon aldığımda önümüzdeki masaya meyveleri koyup bana dönük bir şekilde bağdaş kurarak oturan Taehyung'a kaydı bakışlarım.
Yalnız bırakmayacağını sabah sızlanan beni teselli ederken söylemişti.
Kucağına yerleştirdiği tabaktan portakal alarak bana göz kırpmıştı.