Page 18

43.1K 3.9K 4.1K
                                    

"Hassiktir be !"

Jimin seslice küfür edip yanımızdan geçip giden kostümlü kız ve yanındaki çocuğun arkasından baktı bir süre. "Tamam buna dayanabiliriz" Jimin anlamaz gözlerle kafasını bana çevirdiğinde, onun kolundan tutarak diğer elimle kapının kulbundan tuttum ve kendime çektim.

Kapıda filmlerdeki gibi liste tutan görevliler yoktu ki, bu da işimize gelirdi. Jimin'i sürükleyerek içeri girdiğimizde, dans eden garip kostümlerdeki insanlarda göz gezdirdim. Etraf bar ya da club gibi karanlık değildi. Sarı ve loş ışık hakimdi ortamda. Ama yüksek sesli ve ne olduğu belli olmayan şarkı ortamı bozuyordu. Ama ortamı bozan tek şey bu değildi. Kendisini güzel ya da yakışıklı sanıpta garip kiyafetlerde dans eden canlılar daha da bozuyordu.

Jimin'in ağzından çıkan ıslığı şarkıya rağmen duymuştum ve şaşkınlıkta ondan gerikalır yerim yoktu. "Harika. Jungkook'u nasıl bulacağız şimdi ?" Omuzlarımı silkerek Jimin'in elini tuttum onu kaybetmemek adına. "Aramadan bulamayız"

Tuttuğum elini çekiştirerek kalabalığın içine soktum bizi. Garip hareketlerle dans eden insanlar sayesinde başka yerlere savruluyorduk. Ama zor da olsa kalabalığın diğer tarafına geçerek koltukların ve masaların olduğu yere doğru ilerlemeye başladık.

Koltukların arkasında merdivenler ikinci kata çıkıyordu ve gördüğüm kadarıyla ikinci kat sadece odalardan ibaretti. Jungkook'un başka bir kızla o odalardan birinde olma düşüncesi garip hissetmeme neden olurken, istemsizce yüzümü buruşturdum.

"Oha, Yoongi değil mi o ?!" Yukarı katta ilişen gözlerimi Jimin'in işaret ettiği yere doğru çevirdim. Bordo renkli koltukların birinde oturmuş Yoongi ve sağ dizinde oturarak ona sırnaşan kızı görmemle midemin bulandığını hissetmiştim.

"Pezevenk" Jimin'in fısıldayarak ona doğru atılmasıyla son anda onu tutmuş ve kalabalığın içine çekmiştim. Dans eden gençlerin arasında onlara uyum sağlamak için ben de dans ederken, Jimin bana garip bir şekilde bakıyordu.

"Aklını mı kaçırdın sen ? Resmen kendin bizi rezil edecektin !" Sarı saçlarına zıtt olan, çoğu zaman pembe yanaklarını şişirerek gözlerini kalabalıkta gezdirdi.

Derin bir nefes alarak Jimin'in kolundan tekrar tuttum ve bize garip bakışlar atan bazı insanları umursamadan onu çekiştirdim. Acil plan kurmamız gerekiyordu.

Yoongi ve yanında oturmuş gülüşen arkadaşlarına görünmeden yukarı kata çıkmaya başladım. Jungkook onların yanında değildi ve bu az önceki korkumu körüklemeye yeterdi. Büyük ihtimal yine başka bir kızla birlikteydi.

Sonunda yorucu basamakları çıkarak ikinci kata ulaştığımızda, boş oda bularak orada plan kurmayı amaçlıyordum. Öyle plan dememe bakmayın. Sadece ayrılıp Jungkook'u arayacak, daha sonra kolyeyi alıp çıkacaktık.

Ancak müzik durduğunda, kulaklarımın çınladığına dair yemin edebilirdim. Sessizliğe aldırmadan oda aramaya devam edecektim ki, mikrofondan yayılan tanıdık sesle durmak zorunda kalmıştım.

Kaşlarım istemsizce çatılırken, Jimin'in elini bırakarak korkuluklara doğru ilerledim. Buradan tüm hol daha açık gözüküyordu.

"Sevgili arkadaşlarım," Jungkook üzerinde beyaz, ipek, boş bir gömlek ve siyah pantolon giymiş, korsan kılığına girmiş olmalı ki sol gözüne taktığı siyah bandanayı kafasına doğru kaldırmıştı.

"Ve düşmanlarım" Son sözünü üzerine basarak söylediğinde, gözleri korkuluktan ona şaşkınlıkla bakan bana dönmüştü.

"Eğlencenizi birkaç dakikalığına durdurmamın tek sebebi, birine bir şey vermem gerektiği içindi"

Elini cebine atarak benim olduğunu tahmin ettiğim kolyeyi çıkarmış ve sallamaya başlamıştı. "Kimsesiz Kim Taehyung," Demişti gözlerime delici bir şekilde bakarken. Çoğu kişi bakışlarını bana çevirse de, onları umursamayarak Jungkook'a bakmaya devam etmiştim. "Gel ve değerli kolyeni al" dedikten hemen sonra ondan ölesiye nefret etmemi sağlayacak şeyi yaparak, kolyeyi yere atmış ve ayağıyla ezerek parçalara ayrılmasını sağlamıştı.







Jungkook, az adam ol aq

ᴡᴇɪʀᴅ ✞ ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin