ᴡᴇɪʀᴅ ✞ ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ ✔

Page 31

Satırarası yorum desem kaç kişi amin der ve yapar ?  :d

Neyse yorum yapın amk

"Ve benimle en azından deneyebileceğini söyledi !"

Jimin heyecanla Yoongi'yle olan konuşmalarını anlatırken, ben ciddiyetle onu dinliyor, Jungkook'sa sıkıntıyla beni ellemeye çalışıyordu.

"Jungkook dur artık" Jungkook omuz silktiğinde, elini tekrar sol bacağıma koymuş ve yavaştan okşamaya başlamıştı. "Bari önümde yapmayın lan azgınlar" Jimin'in cırlamasıyla gülmüş ve ayağa kalkarak onu da kolundan tutup kaldırmıştım.

"Güzel arkadaşım, canım, bebeğim, hayatım" Onu kapıya doğru iterken, bir yandan da güzel sözler söylemeyi ihmal etmiyordum. "Rica etsem, bak yüksek seviyede rica ediyorum, lütfen bir-kaç saatliğine evden siktirip gider misin ?"

"Ne ?" Jimin kaşlarını çatıp bana döndüğünde, arkadan Jungkook'un kahkahalarını duyuyordum. "Bak artık sevgilin de var zaten. Git ara onu çıkın gezin, seviş- ay pardon bir-birinizi tanıyın"

Jimin'in surat ifadesi Yoongi'nin ismini duyduğunda yola geldiğini haykırırken, kafasını sallamış ve bir şey demeden odadan çıkmıştı. Biraz bekledikten sonra dış kapının da kapanma sesi geldiğinde arkamı dönmüş ve yatağıma yayılmış olan sevgilimin üzerine atlamıştım.

Yatağın kırılmaması beni şaşırtırken, Jungkook beni sarmalayarak göğsüne yapıştırmıştı. "Ne kadar da haşin" Dedikleri beni güldürürken, üzerinde yükselmiş ve burnumu burnuna sürtmüştüm. "Aynı potansiyeli sende de görmek isterim" Yüzündeki muzip sırıtma iyi şeylerin habercisi değilken, dudaklarımda hissettiğim baskı da bunu destekliyordu.

Dudaklarımı sömürüken elleri tekrar kalçama inmiş ve onları sıktığı an kollarındn kurtularak ayağa kalkmıştım. "Evlenmeden olmaz" kapıya ilerlerken, sızlanmalarını umursamamaya çalışıyordum. Yoksa şurada eriyip gidecektim.

"Ya bir kerecikten bir şey olmaz" Omuzlarımı silkerek kapıyı açtım ve odadan çıktım. "Film izleyelim" aslında onu eve çağırma amacım da buydu. Onun aklında her ne kadar başka şeyler olsa da, ben tamamen ince ve saf düşünceli biriydim. Yani birazcık.

"Ne filmi ?" Annesini takip eden civciv gibi arkamdan gelirken, "Bilmem, onu sen seç ben patlamış mısır hazırlayacağım" diyerek mutfağa girmiştim bile.

"Ama sakın erotik film olmasın !" Bunu hiç istemiyordum. Yoksa cidden sıçardım. "Tamam ya. Yemedim güzel götünü" Kalçalarıma güzel demesi gururumu okşasa da, yola gelmemeyi seçmiştim. Bu kadar kolay biri olmamalıydım.

Mısırları iyice patlattıktan sonra bir kaba dökmüş ve salona, sevgilimin yanına geri dönmüştüm. "Seçtin mi bir şeyler" Jungkook çoktan televizyonda bir şeyler açmıştı. Ama durdur tuşuna basarak koltukta oturmuş telefonla oynuyordu.

"Evet. Grinin elli tonu" yanına oturduğum an filmin ismini söylemesiyle gözlerim büyümüştü. "Sen ciddi misin ?" Gülerek kafasını iki yana salladığında, beni kendisine çekmiş ve saçlarımı öpmüştü. Bense o ara, elimdeki mısırları dökmemeye çalışıyordum.

"Seni seviyorum" demişti saçlarıma burnunu daldırırken. Bu duygusallığın ona nereden geldiğini bilemezken, kafamı kaldırmış ve kolunun altında olduğum için ona alttan bakmaya başlamıştım.Sevgisi adeta gözlerine yansırken, "Ben de seni seviyorum" demiş ve dudağına küçük bir öpücük kondurmuştum.

Gülümseyerek burnumu öptüğünde, ona sırnaşmamak için kendimi zor tutuyordum. Çünkü izlememiz gereken film vardı. Hava da kararmıştı ve Jungkook'un film seçtikten sonra kapattığı ışıklar ortamı daha da garipleştiriyordu.

"O zaman bakalım sevgilim ne filmi seç-" Daha sözümü bitiremeden etrafı ışıklandıran tek şeyin, yani televizyonun aniden kapanmasıyla korkuyla etrafıma bakındım.

"Sanırım elektrikler gitti" Jungkook'un sesiyle elimdeki mısır dolu kabı yere koymuş ve hızla ona sarılmıştım. Film ya da kitaplardaki gibi karanlıktan korkmuyordum tabi ki. Ama bu ona sırnaşmam için çok güzel bahane olduğu gerçeğini değiştirmezdi.

Kokusunu içime çekerken, beni iyice kendisine çekmiş ve sarmalamıştı. Ancak dediği şeylerle kıkırdamamı, pardon anırmamı tutamamıştım.

"Sanırım tüm evren sevişmemizi istiyor"

Bence de amk. Baksanıza, sevişmeniz için televizyon bile izletmediler oçlar