ᴡᴇɪʀᴅ ✞ ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ ✔

Page 35 [ Final ]

Bölüm için medyadaki şarkıdan esinlendim. Tavsiye ederim :)

Jeremih- Birthday Sex

Sıcak yatağımda uzanmış elimdeki sıcak çikolatamla dün bulduğum filmi izliyordum. Artık Jungkook falan umrumda değildi. Yani ben öyle sanıyordum.

Sadece kısa mesajlaşmalarla geçen ilişkimiz beni yıpratıyordu. Neredeyse bir aydır durum böyleydi ve ben artık dayanamıyordum. Yüz yüze konuşamadığımız için onunla ilişkimizi gözden bile geçiremiyordum.

Jimin Yoongi'nin evindeydi. Beni de kafamı dağıtmam için götürmek istemişti ama gitmedim. Sadece yalnız başıma evde kafamı toplamak istiyordum.

Hava karanlıktı ve Jimin büyük ihtimalle Yoongi'de kalacaktı. Gözlerimin istemsizce kapandığını hissederken, telefonumdan çıkan melodiyle irkildim. Kaşlarımı çatarak telefonumu elime aldığımda Jimin'in aradığını gördüm. Büyük ihtimalle orada kalacağını haber verecekti.

"Jimin ?" Telefonu kulağıma yerleştirerek yatağıma yayıldım. "Taehyung" sesi titrek çıkıyordu ve bu kaşlarım çatılması için yeterli bir sebepti. "Jimin, bir şey mi oldu ?"

"Evet" Yatağımda dikelerek yutkundum. "Ne oldu ?" ben sormasan cevap vermeyen arkadaşıma dişlerimin arasında tısladığımda, kalbimi sökecek o ismi söyledi. "J-jungkook"

Boğazım kendiliğinde düğümlenirken, "Devam etsene sik kafalı !" diye küfrederek bağırmadan edememiştim. Sinirlerim tamamen bozulmuştu artık.

"Sana atacağım adrese gel" Sesi ağlamaklı çıkıyordu. Telefonu yüzüme kapatarak konumu atmıştı. Titreyen ellerimle telefonu yatağa atmış hızla dolabıma yönelmiştim. Sadece sıcak tutabilen şeyler giyerek telefonumu almış ve hızla odadan çıkmıştım.

Görüş alanım bulanıklaşıyordu ve ben sadece koşmaya çalışıyordum. Evimiz araba yolunun tam kenarında olduğu için, hızla bir taksi durdurmuş ve telefonumdaki adrese gitmesini söylemiştim.

Jungkook'a kötü bir şey olmamasını dilerken, ağlamamaya çalışıyordum. Bu aralar fazla hassastım ve Jimin'in böyle şeyler demesiyle kendimi tutmakta daha da zorlanıyordum.

"Geldik efendim" İrkilerek taksiciye döndüğümde, cebimdeki saymaya bile mecalim olmadığı tüm parayı çıkararak taksiciye uzatmıştım. Taksiden inerek önüme baktığımda, büyük ve karanlık bir bina görmüştüm. Işıksız olduğu için ne olduğunu belli olmuyordu. Ama apartman olmadığından emindim.

Hızla içeri girdiğimde, etrafa bakındım. Ama yerde dizilen küçük kokulu mumlarla nefesim götüme kaçmıştı. Mumlar bana yol gösteriyor gibi uzanırken, kaşlarımı çatarak yolu takip ettim.

Etrafı sadece mum ışıkları aydınlatıyordu ve korkum en azından azalmış gibi hissediyordum.

Sonunda asansör olduğunu tahmin ettiğim yere girdiğimde, kırmızı boyayla işaretlenmiş kata baktım. Burası kesinlikle oteldi.

İşaret üçüncü katı gösteriyordu ve tereddütle düğmeye bastım. Buraya kadar gelmiştim ve geri dönemezdim.

Aslında aklımda bir-kaç şey vardı ama yaşadığım korku yüzünden mantıklı düşünemiyordum.

Asansör çıkardığı garip sesle üçüncü katta durduktan sonra, açılan kapıyla önünde tekrar mum ışıkları belirmişti. Yavaş ve temkinli adımlarla mumları izlerken, mumlar en sonunda bir kapıyı gösteriyordu.

Kapının önüne geldiğimde, yutkunarak elimi kulba atmış ve derin bir nefes alarak kapuyı kendime doğru çekmiştim.

İçeri girdiğimde, gördüğüm manzarayla şuracıkta canımı vermek istedim.