Page 19

42.1K 4K 1.7K
                                    

Etraftaki insanlardan çıkan gülüşme sesleri kulağımda bir uğultudan farksız kalırken, hiçbirini umursamıyordum. Gözlerimi sadece onunkilere sabitlemiştim.

Görüş açım gözyaşlarım yüzünden bulanıklaştığında, sinirden sıktığım korkuluklardaki elimin üzerinde el hissetsem bile tepki verememiştim. Jungkook bana darbeyi ummadığım yerden vurmuştu ve fazlasıyla acıtıyordu.

"Gidelim Taehyung" Jimin elimin üzerindeki elini kaldırıp bu sefer kolumu tuttuğunda, itiraz edememiştim. Beni sert olmayacak şekilde çekiştirip merdivenlerden indirirken, etrafta gözümü gezdirdim. Herkes bana bakarak bir-biriyle fısıldıyor, ya da gülüyorlardı.

Onların arasında geçtiğimizde, iğrenircesine yüzüme bakarak hemen bize yol açmış ve alçalmış hissetmeme sebep olmuşlardı. Kendimi bu sefer gerçek bir ucube gibi hissediyordum ve Jungkook'a karşı olan ve sonunda kabul ettiğim duygularıma lanet ediyordum.

Ona karşı hiçbir şey hissedemiyordum artık. Annemden kalan tek şeyi bu şekilde yoketmesi ona karşı tarifi imkansız bir nefret ve kin beslememe sebep oluyordu.

Kapıya doğru ilerlediğimizde, yanına doğru düşürdüğü elindeki mikrofon ve yüzündeki çarpık gülümsemeyle bize baktığını gördüm. Ancak aniden kaşlarını çatarak yüzümü ve bakışlarını takip ettiğim kadarıyla dolu gözlerimi dikkatle incelemişti. Büyük ihtimalle ağlamamı beklemiyordu ki, daha sonra yüzünde şaşkınlık ifadesi yer edindi.

Sonunda boğucu ve bana göre iğrenç olan yerden Jimin sayesinde çıktığımızda, yüzüme çarpan serin havayla burnumu çekmiştim. Evden yeteri kadarıyla uzaklaştığımızda Jimin aniden durmuş ve bana sarılmıştı. Buna ihtiyacım olduğunu biliyordu.

Ben de kollarımı ona sardığımda, arkamızda kalan evden yükselen müzik seslerini duymaya başlamıştım bile. Ama bunu takmayarak Jimin'in saçlarının kokusuyla gözlerimi kapattım ve derin bir nefes çektim.

Yarın ne olursa olsun, sonsuza kadar Jeon Jungkook'tan kurtulacaktım.

ᴡᴇɪʀᴅ ✞ ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin