Page 27

41.7K 3.4K 4.3K
                                    

Final 35. Bölümde falan olacak heralde

Ama hikayeyi yazalı daha iki hafta olmadı amk

Satır arası yorum istiyorum. O zaman daha çok ilhamlanıp yeni bölümü daha erken atıorm (tabiki prim değil sg)

"Oha sonra ne dedin ?"

Ağzıma tıkıştırdığım cipslerle bir yandan da önümde beni dikkatle dinleyen Jimin'e cevap vermeye çalışıyordum.

"Zaman istedim" Jimin 'Iyy' gibi sesler çıkarmaya başlayınca, bense omuz silkip cipsimi yemeye devam ediyordum. "Bu ne ya. Sanarsın romantik film"

Dediğine kıkırdarken aklıma takılan soruyu sorma zamanının geldiğini düşünüyordum.

"Yoongi'yle aran nasıl ?" Jimin'in yüzü düşerken omuz silkmişti çocuk gibi. "Eskisi gibi zorbalık yapmıyor. Ama yüz verdiği de söylenemez" Onun bu hallerine üzülürken, kafamı sallamıştım sadece.

Ortamda oluşan garip ve sıkıcı sessizliği telefonumdan gelen bildirim sesi bozmuştu. Yatakta yanıma koyduğum telefonumu almadan önce cipsten dolayı yağlı parmaklarımı önce yalarak temizlemiş, yaptığımın pis bir hareket olmasını umursamayarak telefonumu elime almıştım.

Bildirimin Jungkook'tan geldiğini görür görmez kalbim maratonda gibi atmaya başlamıştı. Hemen mesajı açarak yanımda biten ve benden önce mesajı okumaya çalışan Jimin'i umursamayarak okumaya başladım.

Jungkook: Taehyung nasılsın?

Bugün boşum

Sen peki?

Jimin yanımda kahkaha atarken kaşlarımı kaldırarak ona baktım. "Jungkook'u adam etmişsin. Seninle gurur duyuyorum" Gözlerimi devirerek yağlı olduğunu umursamadığım parmaklarımı klavyede gezdirmeye başladım.



Taehyung: Ben de boşum

Neden?




Jungkook: Sadece bir yerlere gidebilir miyiz diye sormak istemiştim.

Tek başına gezmek sıkıcı




Taehyung: Arkadaşlarınla gez?



Jungkook: Ama ben seninle gezmek istiyorum


"Oha !" Jimin bağırdığında, yüzümde oluşan sırıtış genişlerken içimden geçen cevabı yazmaya başladım.



Taehyung: Pekala.

Saat 3'te eski okulumuzum yanındaki büyük parkta buluşalım




Jungkook: İnanamıyorum kabul ettin

Anlaşıldı kaptan !



Telefonu kapatarak hemen banyoya koşmuş ve ellerimle yüzümü iyice yıkadıktan sonra çıkmıştım. Daha dün gece banyo yaptığım için tekrar yapmaya üşeniyordum.

Dolabımı açarak buz mavisi bir gömlek ve siyah dizleri yırtık bir pantolon alarak yatağıma yerleştirdim. Saat ikiyi geçmişti ve zamanım pek fazla değildi. "Fazla süsleniyorsun bakıyorum" Jimin yatağında yatmış bana laf sokarken, onu umursamadan az önce üzerimden çıkardığım pijamayı yatağa attım.

Onun yanındaki yerini pijama altım da alırken, hızla gömleğimi ve pantolonumu giymiş ve kemerimi bağlamıştım. Sıra açık kahverenkli saçlarıma geldiğinde, onlarla pek fazla oynamayarak sadece normal bir şekil vermiş ve üzerime de birazcık(!) parfüm sıkarak telefonumu aldıktan sonra odadan çıkmıştım.

Telefonun saatine baktığımda üç olmasına az kaldığını görmüş ve hızla beyaz spor ayakkabılarımı giyerek evden çıkmıştım. Yürümeye başladığımda, arkamdan açılan kapı ve Jimin'in söylediği şeylerle gözlerim büyümüştü.

"Kondom almayı unutma !" Kaşlarımı çatarak arkamı döndüğümde, Jimin hızla içeri girerek kapıyı kapatmıştı. İçimden ona saydırırken, aklıma dolan ayıplı görüntülerle yanaklarımın yandığını hissediyordum. Jungkook'la kendimi o halde düşünmeyi keserek yola odaklanmaya çalıştım.

Eski okulum evimize yakın olduğu için pek acele etmiyordum. Jungkook'un benimle birlikte gezmek istemesi düşüncesi beni mutlu ederken, parka gelmiştim bile.

Parkın ortalarına doğru ilerleyerek tanıdık bedeni bulmak için etrafa bakınıyordum. Tam telefonu çılarıp ona mesaj atacağım sırada, arkadan belime dolanan kollarla sıçramış, hızla kafamı arkaya çevirerek gördüğüm simayla rahat bir nefes vermiştim.

Kolları arasında ona doğru dönerken, yüzündeki büyük gülümsemeyi görmemle kalbimde sıcaklık hissetmiştim. Tanrım, şu an randevuya çıkmış yeni sevgililer gibi hissediyordum.

"Nasılsın bakalım ?" Beni kolları arasında kendine çekerek yanağıma öpücük kondurmuş ve utançla kafamı eğmemi sağlamıştı. Yumuşamamalıydım.

"İyiyim. Sen?" bu halime kıkırdarken, sonunda benden ayrılmış ve nazikçe elimi tutmuştu. Bedenimi süzdükten sonra tekrar gülümsedi. "Şimdi daha iyi oldum" Benden uzaklaştığı için sonunda üzerini süzme şansım olmuştu. Beyaz tişörtünün üzerine giydiği siyah ceket ve altındaki tüm bacak kaslarını ortada koyan siyah pantolonuyla mükemmel gözüküyordu.

"Gidelim. Seni bir yere götüreceğim" Soru sormama izin vermeden beni çoktan ilerletmeye başlamıştı bile. Bense gün sonuna kadar bayılmamak için dua ediyordum.

Allam artık yaşamak istemiorum yha.

ᴡᴇɪʀᴅ ✞ ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin