Page 32

31.8K 2.8K 2.6K
                                    

O kadar yazıyorum bir yorum atın be amk

"Açım"

Elimi karnıma götürüp mızmızlanarak sevgilimin kaslı koluna daha da sarıldım. Sabahtan beri lunaparkta gezmiştik ve şimdiyse yakınlarda bir yerde kafe ya da restoran arıyorduk.

"Beni ye"

Gözlerimi devirerek iğrenç ve demode espiriler yapan sevgilime baktım. Tam ağzımı açıp bir şeyler söyleyecekken, aniden aklıma gelen soruyu sormayı seçtim.

"Şu seninle bir kızın seslerini kaydetmiştim hatırlıyor musun?" Bedenimi eski konu olsa bile kıskançlık hissi ele geçirdiğinde, normal gözükmeye çalıştım. Kaşlarını çatıp bana bakmadan kafasını salladığında, "O videoyu neden sildin?" diye sorumu yöneltmiştim.

Bu soru cidden günlerdir kafamı karıştırıyordu ve sinirlerim bozulmuştu. "Çünkü büyük ihtimalle okuldan atılacaktım ve seni göremeyecektim. Babam da böyle şeylere karşı fazla hassas olduğu için benim okuldan atılmamam için çabalamayacaktı"

Kafamı salladığımda, neden kızlarla birlikte olduğunu sormak istedim. Ama yapamazdım. Benden önceki ilişkileri beni ilgilendirmezdi ve ben sadece önümüze bakmalıydım.

"Sonunda buldum. Gel hadi" Ben iyice dalmışken, Jungkook beni bulduğu kafeye doğru çekiştirerek içeri sokmuştu. Hava biraz sıcaktı ve içerinin klimadan dolayı serin havası iyi hissettirmişti.

Cam kenarı bir yere geçtiğimizde, etrafın pekte dolu olmadığını gördüm. Sadece bir iki tane genç oturmuş kahvesini içerek test çözüyorlardı.

"Ne yemek istersin bakalım ?" Jungkook sorarken, bense menüyü elime alarak yemek için bir şeylere bakmaya başladım. Fazla kararsızdım.

"Oha Taehyung bu !" Gelen cırtlak sesle kafamı kapıya doğru kaldırmış ve Jimin'i Yoongi'yi sürükleyerek yanımıza getirdiğini görmüştüm. Yoongi'nin suratınca memnuniyyetsiz ifade vardı ki, bu da Jimin'le yalnız başına zaman geçirmek istediği gerçeğini kanıtlıyordu.

"Nerden çıktı bunlar şimdi" Jungkook kafasını bana eğmiş fısıldarken, bense omuz silkmiştim. Jimin'i evde sikecektim.

"Ay siz de mi buradaydınız ?" Jimin yanımda yerini alıp heyecanla konuşurken, sıkıntıyla kafamı salladım. Yoongi de Jungkook'un yanına oturup onunla tokalaşmış ve menüyü eline almıştı.

"Tesadüfe bak ya. Tam bir ruh eşiyiz, canım arkadaşım benim !" Jimin'in gereksiz cilveleri ve yalakalıkları beni iyice sinirlendirirken, diğer yandan da karnımın açlığı onu pataklamam için bana gaz veriyordu.

Jimin sonunda gereksiz tavırlarını bir yana atıp menüyü eline almış ve yemek için bir şeyler aramaya başlamıştı.

"Hey Taehyung !" Günün bilmem kaçıncı şaşkınlık ve sinirini yaşarken, bize doğru gülümseyerek gelen Bogum'a bakmıştım. Sanarsın Seoul'de bir tek bu kafe var be.

"Bogum ?" Tek kaşımı kaldırarak ona baktığımda, yandan bir sandalye almış ve bizim oturduğumuz masaya yerleşmişti. "Kafenin önünden geçerken tesadüfen seni gördüm. Gelip bir selam vereyim dedim"

"Selamını verdin. Şimdi siktirip gidebilirsin" Jungkook'un kaba ve sertçe söylediği şeylerle Bogum'un bozulduğunu görmüştüm. Ama kendisini toparlayarak Jungkook'un önündeki menüyü eline almıştı.

"Gitmem için bir neden yok" Menüden kafasını kaldırmadan sakince söylediğinde, resmen ölüm fermanını imzaladığını biliyordum. "Evet var. Ben istiyorum"

Bogum'dan bir 'hah'lama çıktığında, ben ve yanımıza az önce gelen gerizekalı çift sakince gergim ortamı izliyorduk. Jungkook'un masanın üzerinde sıktığı eline gözlerim kaydığında yutkunmuştum.

Bogum, gerçekten sıçmıştı.

"Ne bu korumacı ve garip tavırların Jungkook. Taehyung'un nesi olarak onun yerine emirler veriyorsun söylesene ?"

Jungkook'un gözleri bana kaydığında, gözlerimi kaçırmıştım. Az önce dediğim şeyleri geri alıyorum. Bu sefer biz sıçmıştık.

"Kim olarak bana hesap soruyorsun sen ?" Bogum menüyü masaya bırakmış ve arkasına yaslanarak kollarını göğsünde birleştirmişti. "Sınıf arkadaşınız olarak"

"Sınıf arkadaşlarımın böyle bir yetkisi yok" Jungkook bunu bekliyormuş gibi anında cevap verdiğinde, Bogum gülümsemiş ve ayağa kalkarak mavi gömleğinin önünü düzeltmişti.

"Sevgili olduğunuzu biliyorum Jungkook saklamanıza gerek yok" Bu sefer gözleri şaşkınlıkla açılan gözlerimle buluştuğunda, buruk şekilde gülümsemişti. "Yarın Seoul'den taşınıyorum. Sadece son kez görüşürüz demek için gelmiştim"

Ağzım açık kalmışken, Bogum bana gözlerindeki anlam veremediğim duyguyla bakmış ve konuşmuştu. "Kendine iyi bak Taehyung" Zor yapmaya çalıştığı belli olan gülümsemesiyle, arkasını dönmüş ve kafeden çıkmıştı.

Anın şokundan hala çıkamamışken, bu sefer kafamı Jungkook'a çevirdim. Bana sıkıntıyla bakarak iç çekmişti. Sanırım bunları o da beklemiyordu.

"Hadi kendinize gelin ya. Ne bu dandik duygu dolu anlar" Jimin'in dedikleriyle istemsizce kıkırdamış ve ona bakmıştım. Böyle bir sevgili ve arkadaşlara sahip olduğum için oldukça şanslı ve mutluydum.

Ben yine dalmışken, Jungkook cebinden çıkardığı telefonuyla bir şeyler yazmış ve tekrar cebine koymuştu. Anında masadaki telefonum titrirken, kafamı Jungkook'a çevirmiştim. Yan bir sırıtışla arkasına yaslanıp kollarını göğsünde birleştirirken, yanımda sevgilisiyle koyu muhabbete girmiş Jimin'e bir bakış atmış ve telefonumu açarak mesaj kısmına girmiştim.

Jungkook:

Lavabo'yu bir turlayalım istersen ?






:D

ᴡᴇɪʀᴅ ✞ ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin