Page 33

29.8K 2.6K 2.1K
                                    

Tekrar not35. Bölüm final

Ve

Yoyum yazşanış ? ~





Bir-kaç saat önce elleşmeli, öpüşmeli ve biraz zor anlar geçirdiğimiz lavabo turunu hala aklımdan silemiyordum.

Sevişmemiştik. Ancak sadece dokunuşları bile sevişmişiz gibi hissetmeme yeterdi.

Kafeden çıktığımız gibi dördümüz de Jungkook'un evine, pardon malikanesine gelmiştik. Büyük ve hizmetlilerin dolandığı beyaz dekoltelerle kaplı holdeki siyah koltuklarda oturmuştuk. Önümüzdeki koltuklarda Jimin Yoongi'ye bir-kaç ay sonraki doğum günüm hakkında gereksiz bilgiler verirken , bense etrafı süzüyordum. Yanımda oturan Jungkook'sa tahmin ettiğim kadarıyla bana bakıyordu.

"Ben bunları kovsam mı sevgilim ?" Jungkook eğilerek burnunu yanağıma sürttüğünde huylanmıştım. Bana sevgilim diye seslenmesi beni ayrı gülümsetirken, kafamı sallamıştım sadece. Önümüzdeki gerizekalılar yüzünden baş başa kalamıyorduk zaten.

"Yoongi" Yoongi, Jimin'le olan konuşmasını bölerek ona seslenen Jungkook'a baktı. "Sevgilini alıp kendi evine mi götürsen acaba ?" Yoongi önce kaşlarını çatmış ve itiraz edecek gibi bir yüz ifadesi takındıktan hemen sonra, aklına bir şey gelmiş gibi gülümsemişti.

"Bence olur" Jimin'e baktığında, Jimin omuz silkerek onun koluna girmişti. Arkadaşımın kesinlikle vıcık vıcık ve sırnaşık bir karakteri vardı.

"O zaman gidelim sevgilim" Yoongi'nin böyle adam oluşuna şaşırırken, ikili ayağa kalkmış ve kapıya ilerlemişti. Ama Jungkook da adam olmuştu değil mi?

Kendi kendime gülümserken, aklıma gelen şeyle koltukta arkamı dönerek kapıda ayakkabılarını giyen ikiliye baktım.

"Jimin" Jimin seslenişimle kafasını bana çevirdiğinde, gülümsemiş ve "Kondom almayı unutmayın sakın !" diyerek Jungkook'a sarılmıştın. Onun bana yaptığını ona yedirmenin mutluluğunu yaşarken sadece Jimin'in cırlamalarını ve Yoongi'yle Jungkook'un gülüş seslerini duyuyordum.

Yoongi sonunda üzerime gelip beni dövmek isteyen Jimin'i evden çıkardığında, saçlarımı okşayan bedenden ayrılarak ayağa kalktım
Ailesi iş gezisinde olsa da, etrafta hizmetçiler vardı ve onun odasında daha rahat davranabilirdik. Tabii bunun yanında odasını deli gibi merak etmem de vardı.

"Odana çıkalım mı sevgilim ?" Sorduğum soruyla yüzünde önce tereddütlü bir ifade oluşmuştu. Bu durum kaşlarımın çatılmasına sebep olurken, Jungkook derin bir nefes alarak ve ayağa kalktı.

"Çıkalım sevgilim" Elimi kendi eline kenetlediğinde, beni yukarı kata, tahmin ettiğim kadarıyla odasına doğru çekiştirmeye başladı.

Uzun olmayan merdivenleri çıktıktan sonra, koridorun sonundaki krem renkli odanın kapısı açtı. Gereksiz yere olsa bile fazlasıyla heyecanlanmıştım ve sevgilimin elini sıktığımı bile daha yeni yeni farkediyordum.

İçeri girdiğimizde, gördüğüm şeylerle az kalsın küçük dilimi yutacaktım. Etrafta her şey odanın kapısı gibi krem rengiydi. Duvarlar, dolap, masa ve başka şeyler hepsi aynı renkteydi. Buraya kadar her şey normal, ama yatağın arkasındaki duvara dağınık şekilde yapıştırılmış fotoğraflarım beni şaşırtmaya yeter de artardı bile.

Durumun en garibiyse, bu fotoğrafların çekindiği zamanlarda Jungkook'la 'düşmandım'. O zamandan beri seviyor olma düşüncesi beni şuracıkta ölmek istememe sebep oluyordu.

"Nasıl buldun sevgilim ?" Kolunu omzuma atarak beni kendisine çekmiş ve saçlarımı öpmüştü. Kalbimi öpmüş gibi hissetmiştim.

"Harika" tanımlayabileceğim tek kelime buydu ve bunu yapmaktan çekinmemiştim. "Eskiden sana olan özlemimi sadece bu şekilde ödeyebiliyordum" Gözlerim dolarken daha fazla dayanamamış ve yanımdaki bana nazaran daha iri kalan gövdesine sarılmıştım. Aşık olmak cidden harika hissettiriyordu.

"Seni seviyorum" beni yiyice sarmaladığında söylediği şeylerle gülümsedim. "Seni seviyorum" boğuk çıkan sesime aldırmadan cevap vermiştim. Çok seviyordum.

Kafamı sonunda kaldırdığımda, bana gülümseyerek baktığını görmüştüm. Saçlarımla aynı renkte olan açık kahverenkli saçları gözlerini kapamış, mükemmel görüntü saçıyordu etrafa.

Gözüm, arkasında üzerine beyaz çarşaf çekilmiş uzun, enli ve ince bir objeye takıldığında, kaşlarımı çatmıştım. "O da ne ?" Baktığın yere kafasını çevirdiğinde, gördüğü şeyle hemen bana dönmüş ve telaşla konuşmuştu. "Hiçbir şey sevgilim"

"Hiçbir şey ?" Tek kaşımı kaldırarak endişe dolu yüzüne baktım. Kesinlikle bir bokluklar vardı.

"Zamanı geldiğinde sana göstereceğim meleğim" Eğilip dudağımı hissedeceğim türden bir tutkuyla öptükten sonra geri çekildi. "Söz mü ?" dudaklarımı bilerekten büzerek sorduğumda kıkırdamış ve dudaklarımı iki parmağı arasına sıkıştırarak garip sesler çıkarmama sebep olmuştu.

"Söz bebeğim"


Fazla mutlusunuz. Keşke ölseniz

ᴡᴇɪʀᴅ ✞ ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin