7. Bölüm : 'SİLİNENLER'

19 11 1
                                    

Ahmet Bey olanların sorumlusu kendini tutarak , "Buraya hiç gelmemeliydik! Burası Sanem'e iyi gelmedi, gelmedi. " diyerek haykırıyordu. Gülten Hanım eşini teselli etmek amaçlı omzunu sıvazlıyordu ama içi kan ağlıyordu. Sanem kötü zamanlar geçirmeye devam ediyordu ve ailesinin elinden hiçbirşey gelmiyordu. Hafızasının kaybı iyi mi kötü mü olmuştu belli değildi. Rüyalar, kayıp anıları gözler önüne sererken , acıları da beraberinde getiriyordu. İyi olduğu düşünülen Sanem kim bilir neler görüyordu da, kimseye söyleyemiyordu!? Sinan küçüklüğünden beri kardeşini koruyup kollamaya ant içmişti, her kötü anında yanında olmaya çalışıyordu. Ama Sanem hep cevabı olmayan sorular sormaya devam ediyordu ve Sinan cevap vermediği sürece Sanem olayları kendi çözümlemeye çalışıyordu. Cevapları kendi bulmasını kimse istemiyordu, çünkü Sanem'in bünyesinin kaldıramayacağı olaylar gelişmişti ve eski günlere dönmek istemiyorlardı. Bu yüzden Sinan hep anılarını güzel şeylere yorumlamaya çalışıyordu. Kardeşinin günden güne erimesine seyirci kalamazdı.

Hayata devam etme sürecinde kişiye en yakın duran taraf ailedir. Ama bazen hayatının zorlaşmasının sebebi de aile olabiliyor. Mutlu mesut gelip geçen hayatınızın kâbusa dönüşmesini seyrederken çektiğiniz acıları bir siz bir de ALLAH biliyor şüphesiz. Özlemle andığınız mutlu anıları olsun istemez mi insan? Mutluluk gözyaşı dökmek istemez mi? Fotoğraf albümüne bakıp ağlamak niye? Bu kadar acı verici ne yaşanmış olabilir ki? Maalesef hayatımızı biz seçemiyoruz, tercih edemiyoruz. Ama ilerlemesini kontrol edebiliriz. Yaşadıklarımızı değil, yaşamak istediklerimizi göz önüne getirerek yaşamalıyız. Ne olacağını değil, nasıl olacağını düşünmeliyiz. Bu hayata bir kere geliyoruz ve mutlu yaşama şansımız bize bağlı. Mutlu yaşamak istiyor musun? Tüm acılara rağmen mutlu olmak istiyor musun?

Anıların istediğin gibi olmasa bile, hatırlamak ister miydin? Karşına çıkan kişilerle eski ilişkini hatırladığında ummadığın tepkiyle karşılaşsan ne yapardın? Geçmişe sünger çekmek mi? Geçmişin peşinden gitmek mi?

Peki kanayan gönlüne söz geçirebilecek misin?

* * *

Ahmet Bey ve Ali Bey eski ortaklar. Eskiden Burhan diye bir ortakları da varmış. İşleri çok iyi ve hızlı ilerliyormuş. Şirketleri günden güne büyüyormuş. Mimarlık için yaratıldıklarına inanıyorlarmış. İşler büyüdükçe düşmanları da çoğalmış, tehditler gelmeye başlamış. Ama düşmanlarının tehditlerine aldırmamışlar, her iş adamının başına gelen bir durum olduğundan halledebileceklerini düşünüyorlarmış.

Bir gün Kara Yılan lakaplı düşmanlarından tepkili bir tehdit almışlar. 'Çocuklarına dikkat etmeleri gereken bir durum' söz konusu altında gelen bu tehdit üzerine üç ortak kafa kafaya verip çözüm üretmeye başlamışlar. Nitekim karşı tarafın tehditlerine uğrayan bu ihale onlar için çok önemliymiş. Bunun üzerine her üçü de çocuklarının başına koruma koydular. Sanem, Sinan, Demir, Buğra ve Enes bir arada kalmaya başlamışlar. Beraber oynayıp beraber çocukluk zamanlarını geçirmişler. Demir ve Sinan okulda salgına yakalanmışlar ve kardeşlerinden ayrılmışlar. Sanem, Buğra ve Enes'te bir süre okuldan ayrılmışlar. İlkokul üçüncü sınıfa giden Sanem ,Buğra ve beşinci sınıfa giden Enes eğitimlerini bir süre kendi başlarına sürdürmüşler. Bir gün bu üç küçük çocuğu ziyaret etmeye bir adam gelmiş. Çocukların akrabası olduğunu belirterek korumaları atlatmış. Korumaları atlatması kolay olmuş çünkü korumalar arasında ajanları mevcutmuş. Çocukları paket gibi sararak kaçırmış. Tahmin edildiği gibi Kara Yılan kaçırtmıştı çocukları.

Çocuklar her günlerini ağlayarak geçirirler. İhaleden çekilmedikleri sürece çocukları vermeyeceğini belirtti. Ahmet Bey ve Burhan Bey çekilmek istedi ama Ali Bey çekilmemekte diretince işler biraz daha kötüye gitti. Çünkü şirketin en büyük hissedarı Ali Bey olunca mecbur olarak onun sözü dinleniyordu.

GEÇMİŞİN İZİ : ÇALIKUŞU BÜYÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin