"Sanem! Kitaplarına az mola ver. Misafirin var! " Annemin sesi ortalığı inletirken gelen misafirin kim olduğunu düşünerek odamdan çıktım. Hiçbir fikrim yoktu. Acaba Buğra konuşmak için mi gelmişti. Kaç gündür ertelediği buluşmanın konusunu çok merak ediyordum. Konuşmak bir yana dursun, bana bakan kahverengi gözlerine dalmak için giderim yanına. Odamdan çıkıp uzun koridoru geçtikten sonra salona ulaştım ve gözlerim yerinden çıkacakmış gibi gibi hissettim. Sevinç çığlıkları atarak sarılmaya başladım.
"Dr. John! Çok sevindim. " Kucaklaşmama karşılık verdi ve sırtımı sıvazlayarak konuşmaya başladı.
"Alaçatı'dan apar topar ayrılınca görüşemedik. Bende evinde ziyarete geleyim dedim. Nasılsın bakalım?" Annem bir bardak kahve getirme bahanesiyle bizi yalnız bırakırken bende rüya defterimi kapıp geldim. Gördüğüm rüyaları defterime yazıyordum. Unuttuğumdan değil, sadece aynı rüyayı kaç defa gördüğümü not alıyordum. Sürekli tekrar eden rüyaların altından bir şeyler aramaya bayılıyorum. Ama Dr. John bunun takıntılı bir durum olduğunu söylüyor.
"Tatilde seni tetikleyen, yani şey demek istedim... Rüyalarını etkileyen bir şey oldu mu Sanem'cim? " sorusu beni tatmin etmemişti. Fark etmemiş olduğumu sansa da beni tetiklemesi gereken bir şeyler olduğunu sezmiş gibiydi ya da sadece doktorluk tecrübelerine dayanıyordu emin değilim.
"Hayır. Hiçbirşey olmadı. Yine her zamanki gibi rüyalar, rüyalar, rüyalar." Ben tekerleme gibi konuşmaya devam ederken Dr. John lavaboya gitmek için ayaklandı. Masanın üzerinde, dosyasının altında duran siyah kapaklı dosya dikkatimi çekti. Dosyaya doğru yönelmiştim, alacağım sırada annemin fısıltılı konuşma tonunu işittim. Anlaşılan annem doktoru kenara sıkıştırmıştı ve durum raporu alıyordu. Konuşmalar fısıltıyla devam ederken doktorun dosyasını incelemek için elime aldım. Nasılsa farkettirmeden yerine koyarım değil mi?
Dosya kalın sert kapaklı olmasına rağmen ağır değildi. Ama başlığı çok dikkat çekiciydi. Acayip bir şey yazıyordu, okumakta zorlandım açıkçası. ' Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu' Okudukça daha da ilginç gelmeye başlamıştı her şey. Dosyayı kucağıma aldım ve incelemeye devam ettim.
ENES EYMEN BARUTHAN (21)
Uzun süreli kimlik bozukluğu baş göstermektedir. Geçmişe bağlı travmanın etkisiyle kimliği üç ayrı kişiliğe bölündü. Stres, duygusal travma, manevi olgularla beliren hastalıkla çaresizliğe düşen kişi, çıkış noktası bulma esnasında bunalıma giriyor ve kişilik sapmalarına yakalanıyor. Travmatik ya da stresli durumlarda ortaya çıkan kişilikler, kendi istedikleri gibi yaşamlarını sürdürüyorlar.
Yapılan anlaşmaya göre; içinde yaşadıkları bedene herhangi bir zarar verilmeden ve kimseye durumu belli etmeden yaşamaları söz konusu olacaktır. Durumun yabancı kişilerce bilinmesi halinde Enes'te dahil hepsinin özgürlüğü elinden alınacaktır. Durumu açıkça eline alan Ali BARUTHAN tarafından Said TOKGÖZ tarafından gözetim altında tutulacaklardır.
Kendini tekrarlayarak görülen rüyaların herhangi bir anlamı olmadığına Enes BARUTHAN'ı ikna ederek, hayatını kurtarması adına yardımcı olunacaktır. Hastalığının geçmesi halinde ailesinin yanına dönebilmesi, şirketin başına geçebilmesi söz konusu olacaktır...
Akıl almaz derecede beni hayrete düşüren olay karşısında ağzım açık kaldı. Koridordan gelen ayak sesleriyle dosyayı aceleyle eski yerine koydum. Aklım hala yazıları okumaya çalışıyor, olayı kavramaya başlıyordu. Sanki Jim Carrey filmini andırıyordu. Filmden alınmış sahneler varmış gibi hissettim. Filmde de Jim Carrey kişilik bozukluğu olan bireyi canlandırıyordu ve artık olmak istediği kişiyi seçememekte, üç ayrı kişilik arasında gidip gelmekteydi. Olayların birbirine bu kadar benzer olması beni araştırma ihtiyacı yapmaya yönlendiriyordu. Psikoloji alanına olan ilgimi de araya katarsak, geleceğin psikiyatristi olabileceğimi de düşünebilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN İZİ : ÇALIKUŞU BÜYÜSÜ
Novela JuvenilGidip de dönememek var, dönüp de bulamamak... " Karşımda duran kişi aslında o değil. Hayal mi yoksa sahte bir kişilik mi? Biri bana oyun mu yapıyor? İnanmak istemediğim bu gerçek karşısında kimi seçmem gerekiyor? Oldum olası seçim yapmaktan nefr...