Avcının Maskesi Düştü

67 2 0
                                    

Uyanmıştım, hala uyuyorlardı. Hadi ama, canım sıkılmaya şimdiden başlıyor. Biraz dolaşırsam sıkıntı olmaz diye düşünüyorum. Ama olmadı, Avcı uyandı.

Avcı: Nereye gidiyorsun ?

Beynimin içinde Mike'ın sesini duyuyorum.

Mike: Cevap verme!

Avcının yüzüne öylece bakıyordum, Mike uyuyormuş gibi görünüyordu ama uyanık olduğunu artık biliyordum. Avcı öfkelenmeye başlamıştı, ayağa ser bir şekilde kalktı. Boğazını temizledi ve bana yakaştı.

Avcı: Artık teksiniz, benden buraya kadar. Çıkışı kendiniz bulun.

Bir süre bakıştık ve arkasını dönüp ağaçların arkasında kayboldu. Mike ayağa kalktı ve hemen kolumdan tutarak koşmaya ve Avcının ters yönüne doğru götürmeye başladı. Ona sürekli

"Ne Oluyor, Ne Oluyor" Diyordum.

Mike: O Bir avcı, bir avcı!

Ben: Dur, ne Avcı olduğu için mi kaçıyoruz ? Bizi çıkışa götürebilirdi!

Mike: Anlamıyorsun o adam gerçekten bir avcı, avlanmayı saplantı haline getirmiş. Bizi öldürecekti, Çoktan izlerimizi izlemeye başlamıştır. Saklanmamız gerek, ya da çıkışı bulmalıyız.

Ben: Peki ya yanlış yoldaysak, ne yapacağız?

Mike: İşte bu yüzden saklanmalıyız.

Birlikte bir süre koştuktan sonra uçuruma gelmiştik. Karşı taraftan bir şelale aşağıya dökülüyordu.

Mike: Atlamalıyız.

Ben: NE ?

MİKE: ATLAA!

Sırtımdan ittiriyor ve metrelerce yüksekten düşüyorum, en sonunda şelaleye yakın bir konuma, suya düşüyorum. Hemen yakınıma Mike düşüyor, kafamı sudan çıkartmaya çalışıyorum ama izin vermiyor ve yüzmemi işaret ediyor.

Belli bir süre yüzüyoruz ve artık dayanamayıp suyun az olduğu yerde karaya çıkıyorum. Çıktığım yer kumsal gibi tamamen kumdan oluşuyor ileride toprağa dönüşüyordu. Arkamdan Mike geliyor ve elini omzuma atıyor.

Mike: İyi işti buraya atlamış olduğumuzu biliyor olabilir ama izimizi süremez, ne tarafa yüzdüğümüzü bilmiyor.

Mike neden kafamı çıkarmamı engelleyip su altından yüzmeme izin vermişti şimdi anlamıştım. Sudan çıktığım yerin üstü kayalıktı, kapalıydı. İlerisi karanlıktı, ama oraya doğru gitmemiz konusunda aynı fikirdeydik. Kumda yak izlerimiz kaldığından Taşların üstünden seke seke karanlığa doğru ilerliyorduk. Tamamen çimen olduğunu anlayabilidiğimiz bir yerde rahat bir köşe buluyoruz.

Olduğumuz yer kapkaranlıktı, ileriden üstün açık olduğu yerden gelen ışık görülüyordu ama bizim oradan görülme şansımız yoktu. Akaşama kadar orada bekliyoruz, karanlık tamamen çökünce atladığımız yerin kıyısında bir ateş beliriyor. Avcı peşimizdeydi ve bizi bekliyordu, orada kamp kurmuştu. Muhtelemen yarın buraya inecekti, bizi bulup öldürmek için!

Yarın sabah avcıdan önce uyanmayı ve yola çıkmayı diliyorum. Eğer o bizden önce yola çıkarsa %50 şans ile öleceğimizi biliyordum. Mike parmağı ile ateşi işaret ediyor, ateşin yanında bir köpek vardı. Mike avcının bir köpeği olduğunu ve bizi koku alma duyusu sayesinde izleyeceğini düşünüyordu. Bence haklıydı, umarım köpek kokumuzu bulamaz.

Mike ve Ben ateşe bakarak uyuyoruz, kaçmak için yarını iple çekiyordum. Ya ölecektik, ya da kurtulacaktık.

Sabah olunca belli olacaktı, tabii gece bir şey olmazsa!


KARANLIK SOKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin