Eylem'den
Hayat neyden ibaret? Aşktan mı? Ölümden mi? Hayat zor bir yoldur. Aslında her adımımızda kolaylaşır. Ağaçların dökülmüş sarımtırak ve kurumuş yapraklarının çatırtıları geldi kulağıma. Duraksadım birden. Ne çabuk gelmişti sonbahar? Ne çabuk geçmişti sevdiğim adamsız geçen bir ay. Belki kaderdi bu. Daha fazla acı çekmeyecektik belki de. Zaman akıp gidiyordu. Bunu Eylül'ün ilk adımında anlamıştım. Bana ve gamzeli kahramanına attığı ilk adım. Öyle güzeldi ki o an. Hiç bitmesin istedim. Ama bitti. Zaman neden bu kadar acımasızdı? Telefonuma gelen bildirimle kendime gelmek istercesine silkekendim. Telefonuma baktığımda mesajın Fethi'den geldiğini gördüm, gülümsedim ve okudum;
E&F-Seni çok seviyorum.
Tanıdık sesin gelmesiyle arkama dönüp sevdiğim adamın boynuna atladım.
-Geldin sevgilim. İyisin değil mi?
-Sen böyle sarılıyorsun ya bana içimdeki tüm çiçekler yeniden açıyor kadınım.
-Çok özledim seni, vanilya kokan tenini, gamzelerini, saçlarını her şeyini özledim.
-Bende çok özledim lavanta kokan saçlarını, kahküllerini, kedi bakışlarını hepsini özledim. Gerçi şimdi bile özlüyorum seni.
-Gece senin göğsüne yatıp uyumak...
-Gece senin mükemmelliğini izlemekten uyuyamamak.
-Kızımızda çok özledi seni.
-Burnumda tütüyor.
Fethi tam ilerleyecekken kolundan tuttum.
-Fethi iyi olduğuna emin misin bizim ev diğer tarafta.
-Aaa doğru.
-Ne çabuk unuttun evimizin yolunu?
-Unutmadım sadece heyecanlıyım, sizi çok özledim.
-Eminsin değil mi?
-Eminim güzelim.
Eve geldik gelir gelmez Eylül geldi ve koşarak Fethi'ye sarıldı.
-Babaaaaaa!
Fethi hemen Eylül'ü kucağına aldı.
-Çok öjyedim şeni. (Türkçe Çevirir :') Çok özledim seni.)
-Bende fıstığım bende.
Kıskanıyorum ama!
-Baba şekeyyi kuyu faşüyye paptım. (Baba şekerli kuru fasulye yaptım)
-Yemek için sabırsızlanıyorum fıstığım.
Eylül bilmiş tavırlarıyla Fethi'nin elini tutup yukarı çıkardı. Hadi ama ya! Hey! Beni unuttunuz!
-ANEEEEEE! GEEYY! (Anne!! Gel!!)
Sonunda biri beni hatırladı.
Fethi'den
Kızım beni küçük sandalyeye oturttu. Önüme oyuncak tabak ve bardak koyduğunda gülmemek için kendimi zorladım ve yüzüm kıpkırmızıydı. Telefonuma mesaj geldi. Hadi ama daha yeni geldim. Kızım önümdeki oyuncak tabağa şeker fasulye ve küp şeker koydu hepsini zorla yedim.
-Fıstığım benim gitmem lazım ama geleceğim tamam mı?
-Ama oymaj ki. (Ama olmaz ki)
-Geleceğim fıstığım korkma.
-Peki.
Aşağı hızla indim. Eylem mutfakta şarkı söylüyordu.
-Fikrimin ince gülü... Kalbimin şen bülbülü... Fikrimin ince gülü... Kalbimin şen bülbülü... O gün ki gördüm seni... Yaktın ah yaktın beni... O gün ki gördüm seni... Yaktın ah yaktın beni...
Arkadan sarılıp boynunu öptüm. Ah benim mis kokulu hatunum.
-Sevgilim yine mi gidiyorsun?
-Maalesef güzelim.
-Bu aralar çok yoğunsunuz biliyorum.
-Seni çok özledim.
-Şşh aşkım zaten çok yorgunsun.
-Neyse yavrum ben gidiyorum.
Arkasına dönüp dudağıma tutkulu bir öpücük kondurdu.
-Görüşürüz sevgilim.
Evden çıktım. Alaya gidip üniformamı giydim ve içeri girdim.
-Evet beyler Dragan Ratkoviç. Azılı bir katil. Kasap diye de biliniyor. Bugün bir alış-veriş olacak. O alış-verişi engellemelesiniz beyler.
Hızla ayağa kalktık.
-Allah yardımcınız olsun beyler!
-SAĞOL!!
Hemen helikoptere bindik ve operasyon alanına geldik.
-Fethi kendine bir yer bul. Aşık, Çaylak, Yiğido siz benimle. Ateş, Efe, Keşanlı siz bu taraftan. Hadi beyler. Allah yar ve yardımcımız olsun.
Kendime ağaçların arasında bir yer buldum. Aradan on dakika sonra ard arda siyah doblo tarzı arabalar geldi...
Çoooooooooooooooooooooook uzun zaman sonra selam! Hepinizden çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok özür dilerim. Ee karneler nasıl? Benim ortalamam 65 yani her hangi bir belge alamadım. Normalde pazartesi gününden itibaren yazmaya başlayacaktım ama sizi daha fazla bekletmek istemedim. Eee daha daha siz nasılsınız? Neler neler yapıyorsunuz? Ben yarın Beylikdüzü'ne gidiyorum. On beş tatilde ne yapmayı planlıyorsunuz? Bir de karnenizde kaç kitap okuduğunuz yazıyor? Benim dört ama ben Ayçöreği, Elmalı Turta, Fantastik Canavarlar Nelerdir Nerede Bulunurlar, Romeo Ve Juliet, Kötü Çocuk Dört böyle ama DÖRT tane kitap okumuşum arada bir kitap fark var belki ama sayfa sayıları hafife alınacak kadar az değil. Yani iki tane bile kitap okumayanların karnesinde bile beş veya altı tane okumuş gibi gözüküyor. Okudukları için değil notları "yüksek" olduğu için. O kadar saçma ki bu algı. Neyse, sizi çok özledim biliyor musunuz? Çok seviyorum siziiiiiii. Ya hepinizle tanışmak istiyorummmmmm. Whatsapp grubu kurmak istiyorum. Ne düşünüyorsunuz? Neyse baya bir uzattım. Sizin ellerinizi, gözlerinizi öpüyorum. Görüşmek üzere...
-Yazarcık
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜYALARIMIN AVCISI
Fanfiction"Sen acı çekiyorsun diye ağlıyorum." Rüyalarının gerçek olacağına inananlar ve güzel hayalleri olan insanlar için imkansız diye bir şey yoktur.