IV

62 6 0
                                    

Hücrenin kapısının gürültüyle açılmasıyla tavandaki bakışlarını oraya yönlendirdi.

Siyah giyimli adamı içeri sertçe ittirdikten sonra kapıyı gürültüyle kapattılar.

Çocuğun diğer yatağa oturup cebindeki kağıtları çıkarışını izledi.

''Uyuşturucu yasak. Seni yakalarlarsa ne olacağını biliyor musun?''

''Yeni olanlar ne zamandan beri buradaki kuralları bilir oldular ukala Jeon?''

Kağıtlardan birini yakmasıyla odayı tuhaf bir koku kapladı.

''Huh? Adımı nereden biliyorsun?''

''En geç 1 hafta sonra buradan toz olacağız. Seni almaya geldim Jungkook. Gelmeyeceğim diyorsan geri döneyim. ''

''Planını yapsan iyi edersin.''

''Bir süre etrafı gözlemlemem ve hapishanenin krokisini çizmem gerek.''

Kağıdın kokusunun hücreye iyice yayılmasıyla ayağa kalktı ve pencereyi açtı.

''Derdin ne ha? Yakalanacaksın. Sana olacaklar beni ilgilendirmiyor. Ne yapacaksan yap.''

''İlgilendirmiyorsa neden konular hep uyuşturucularımda?''

''İğrenç koktuğu için!''

''Büyüklerine saygılı olmayı öğrenmelisin Jungkook.''

Kalkıp kağıdı yere attı ve üzerine bastı. Küçük olana kısa bir bakış atıp hücrenin kapısını açtı. Arkasında şaşkınca bakakalmış bir tavşan bıraktı ve gözden kayboldu.

Yatağına oturdu. 

'Bu çocuk Min Joon'u öldürmeseydi buraya gelmezdi. Sanırım o benden daha iyi.'

''O kurşunun oradan hala çıkarılmadı değil mi küçük?''

Sıçrayarak aklındaki düşüncelerden sıyrıldı ve kapının orada başını içeriye sokmuş büyüğüne baktı.

''Bir tepki vermediğine göre o kurşun hala sağ bacağında.''

İçeriye elindeki ilk yardım çantasıyla geldi ve küçük olanın önünde diz çöktü.

''O çantayı nereden buldun?''

''Kim Namjoon'un odasından.''

''NE!?!? Sen oraya nasıl girdin piç?!''

''Jungkook. Şu çenenin vidasını sıkma işini bana bırakmasan iyi edersin. Şimdi bacağını aç.''

Küçük olan sessizce bacağını açtı. Büyüğünden çıkan sert ve gür ses yüzünden ürkmüştü. 

Çıkardığı cımbızla yaranın içindeki kurşunu tuttu ve yavaşça çekti.

''AHH!! ACIYOR İBNE!''

''Jungkook sus.''

Kurşunu sertçe çekmesiyle açılan yara  etrafa kan sıçratmaya başlattı. Eline aldığı bezi sertçe yaraya bastırdı.

''Tut şunu.''

Büyüğünün sözünü dinleyip usluca bezi yaraya bastırmaya başladı. Bu sırada büyük olan eline aldığı metal bir kaşığı çakmakla ısıtmaya başladı. 

''Onu ne yapacaksın?''

''Sadece kanı durduracağım. Diktikten sonra bitecek zaten.''



DruGWhere stories live. Discover now